Yaşar ÖNEL Şanlı Ankaragücü, Kocaelispor ile berabere kaldı. Çok az sayıdaki taraftar, henüz maç kadroları anons edilirken, “Dalcı istifa” diye başladı, maç sonunda, “Yön...

Yaşar ÖNEL Şanlı Ankaragücü, Kocaelispor ile berabere kaldı. Çok az sayıdaki taraftar, henüz maç kadroları anons edilirken, “Dalcı istifa” diye başladı, maç sonunda, “Yönetim istifa” tezahüratları ile Eryaman’dan ayrıldı. Ben, yazının ana fikrini. Burada kaydedeyim: “Dakika sıfır, daha maç başlamadan; hocayı, dakika 90, maç sonunda da; yönetimi istifaya davet etmek, Ankaragücü’nden başka herkesin işine yarar. O nedenle, böyle olmaz Başkent böyle olmaz.” İÇ SAHA TAKIMI Teknik Direktör Mustafa Dalcı, geçen hafta deplasmanda oynayan takımda yarıya yakın değişiklik yapmıştı. Geraldo ve Owusu kadroda yok, Pinto ve Abdullah yedek kulübesindeydi. Erdem, Lukasik, İshak Çakmak, Yasin, ilk 11’deydiler. Dalcı, deplasman takımı ile iç saha takımı ayrımı yapmıştı ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. PARAYLA SAADET OLMUYOR Geçen hafta içinde haberlerde okudunuz, Ankaragücü, transfer yasağını kaydırmak ve yeni transferlere imza attırmak için 68 milyon lira harcamış. İkinci lig ve bugünkü piyasada çok çok çokkkk iyi para. Hatta, başka kulüplerin transfer listesindeki futbolculara ederlerinin katbekat üstünde paralar ödendiği yazıldı. Bu da yanlış bir politika. 3 liralık futbolcuya, 13 lira verdiğin zaman, omuzlarına da 3 yerine 13 birimlik yük bindiriyorsun. O yükü taşıyamayan futbolcu, maddi-manevi zarardan başka bir sonuç vermiyor. Sonuçta, görülüyor ki, ham hum şaralop misali, “o gelsin, bunu alalım” diye gereksiz yere, çok sayıda transfer yapınca, ortaya, zarardan başka bir sonuç çıkmıyor. ROLLER BELİRSİZ Atalarımız ne demiş: “Nerede çokluk, orada pislik.” Ankaragacü’nde, bir tane bile 1. Lig santrforu yok ancak 10 tane orta saha futbolcusu var. Ve hemen hepsi aynı kalitede. Aynı mevkide oynayacak; bu kadar benzer futbolcu olunca sıkıntı ortaya çıkıyor. Orta sahada, top kazanacak futbolcu ya da futbolcular kimler, oyuna hükmedecek, oyun kuracak futbolcu kim ya da kimler? Bu soruların yanıtı yok. Ayağına top alan futbolcu, “İki varyete yapayım, araya pas atayım, maçın yıldızı olayım” çabasında. Hala, “Allah’ım sen rast getir” pasları ve şutları sürüyor. TEMPOSUZ, HAREKETSİZ TAKIM Ankaragücü, maç boyunca, organize bir tek atak bile yapamadı. Son 10 dakika sağ-sol kanattan yapılan, hedefsiz ortalar ile ceza sahası içinde karambollerden sonuç aradı, ancak alamadı. Savunmada 4-4-2, hücumda 2-5-3 gibi oynayan takımda, kritik futbolcu Lukasik’ti. Defansın ortasından ya da orta sahanın ortasından top alıp, verecek, forvet oyuncularına servis yapacaktı. TFF 1. Lig için temposu yetersiz kalan Lukasik, bu görevde başarılı olamayıp, üstelik çok sayıda top kaybı yaptı. Lukasik gibi, Ankaragücü’ndeki birkaçı dışındaki bütün futbolcular, temposuz, hareketsiz, durağan oynayınca, sahada “kötü bir Ankaragücü” görüntüsü çıktı. Sözün özü: Ankaragücü’nün futbolcu kalitesi, bu ligin üzerinde. Henüz sezonun başı. Köprülerin altından çok sular akar. Ancak; iç sahadaki ilk maçta, HOCAYI ve YÖNETİMİ İSTİFAYA DAVET ETMEK, ANKARAGÜCÜ’NE ZARARDAN BAŞKA BİR SONUÇ DOĞURMAZ