Mehmet Necati GÜNGÖR Türk Silahlı Kuvvetlerinin Fırat’ın doğusuna gerçekleştirdiği harekât, adı üstünde meşru savunma amaçlı bir askeri harekâttan ibarettir. Türkiye oraya ne Kürt soykırımı için girdi, ne işgal için. Türkiye’nin hiçbir ülkenin bir karış toprağında gözü olmamıştır. Büyük Atatürk’ün “yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesinin takipçisi olmuştur daima. Bilindiği gibi savaş, iki devlet arasında olur. Bizim yürüttüğümüz harekât ise, Suriye’nin kuzeyinde yuvalanmış terör örgütlerine yöneliktir. Bu terör örgütleri ülkemizin huzurunu kaçırmakta, milletimiz için tehlike teşkil etmektedir. O terör örgütlerini yerinde temizlemek Türkiye’nin meşru müdafaa hakkından kaynaklanan bir durumdur. İktidar, Suriye bataklığında bu güne kadar pek çok hata yaptı. Bunları savunacak değiliz. Zira, bu iktidarın yanlışlarına hep karşı çıkmış bir kalemin sahibiyiz. Ama iş devletimize gelince durum değişir. Devletimiz ebed müddet. Her harekâtında devletimizin ve ordumuzun yanındayız, öyle olmaya devam edeceğiz. Şunu da ifade edelim ki; bu güne kadar hiçbir iktidar bu kadar aldatılmadı. Bizi aldatan aldatana. Ama, bu son durum, bıçağın kemiğe dayandığını söylüyor artık. Kimse bizi meşru müdafaa hakkımızı kullanmaktan alıkoyamaz. Bu sarı kafalı çıyanın tehditleri ise sökmez. Bütün dünya karşımızda olsa da, attığımız adımdan geri dönmeyiz alimallah. Aynı dünya kurtuluş savaşımızda büyük komutanımız Mustafa Kemal’in karşısına da dikilmişti. Ne oldu? Hepsini kıçlarının üstüne oturttu o komutan. Mekânı cennet olsun. Nihayet, Dışişleri Bakanının ağzından güzel bir beyan işittik: Diyor ki, “Şam yönetimiyle kurumsal iletişim halindeyiz.” Geç kalınmış bir adındır bu. Baştan beri herkes diyor ki, Şam yönetimiyle görüşmeden bu işler sonuca ulaşmaz. Doğru bir adımdır. Umarız, devamı gelir; iki devlet uzlaşır, güzel bir neticeye ulaşılır. Maksatlı propaganda yapanlara söyleyecek sözümüz var: Kürtler bizim kardeşlerimiz. Ben onlara, amca çocuklarımız diyorum. Etle tırnak gibi olmuşuz. Bizi birbirimizden koparmaya kimsenin gücü yetmez. “Türkiye Kürtlere soykırım uyguluyormuş!”. Rahmetli Erbakan’ın tabiriyle: “Hadi oradan! Hadi oradan!”