Mehmet Necati GÜNGÖR “Dine ve millete faydaları yok ama, bu camiler para basma makinesi gibi çalışıyorlar.” Bu diyalog, Cuma sonrası Or-An semtindeki camiden çıkan iki genç arasındaki konuşmadan not edildi. Camilerde, her Cuma namazı sonrası toplanan paralarla ilgiliydi konuşma. Diyanet İşleari Başkanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de 84.684 cami var. Bu camilerin büyük bir kısmı vakit namazlarında boş kalıyor, sadece Cuma namazlarında dolup taşıyor. Diyanet’in son birkaç yıldaki uygulamalarında boğazına kadar siyasete batması ve çoğu fetvalarının tartışılması yüzünden camilere giden yurttaşların sayısında giderek azalmalar olsa da, yine de hatırı sayılır bir cemaat oluşuyor Cuma namazlarında. Bazı camilerde imamlar para toplama anonsunu utana sıkıla yapıyorlar. Belli ki talimat müftülüklerden geliyor. Birçok insanımız, Diyanet’in kimi tutum ve davranışlarıyla dine zarar verdiği noktasında birleşiyor. İstisnasız her Cuma namazı sonrası cemaatten toplanan paralar infial yaratıyor ama kime anlatacaksınız. Halk, bu haliyle camilerimizi “para basma makineleri” olarak adlandırıyorsa kabahat kimin? Her camide “camiye yardım”, “Kur’an kurslarına yardım” başlıkları altında cemaatten makbuzsuz para toplanıyor. Genellikle bir kutu ile cemaatin önüne geçiliyor, yardımlar kutulara atılıyor. Cemaat, adetaya tarifeye bağlanmış gibi hissediyor kendini. Yukarıdaki diyalog bunun sonucu. Camilerin, Cuma günkü müşterileri arasında dilenciler de var. Hele Suriyelilerden hiç geçilmiyor. Dilencilerle bir türlü başa çıkılamıyor. Cami önünde para toplayan kişi ile dilenciler arasında alttan alta bir çekişme olduğu görülüyor ki, bu da işin kara mizahı. Bu Diyaneti birkaç bakanlığı yutan bütçesi doyuramıyor, hac ve umre gelirleri doyuramıyor, üstüne üstlük bir de cemaatten yardım talep ediliyor. Devasa bir bütçeye sahip Türkiye Diyanet Vakfı’nın faiz gelirleri bile var. Bunlar da yetmiyor gayri. Bur de şu dedikodu: “İktidar milletvekilleri, seçim bölgelerinde gezinirlerken beyaz plakalı Diyanet Vakfı araçlarını kullanıyorlarmış.” Demek ki, toplanan paraların bir kısmı benzin parası. Sahi, makbuzsuz para toplamak suç değil mi? Birisi çıkıp herhangi bir dini örgüt, cemaat, ya da tarikat adına para toplasa bunlara da mı göz yumulacak? Diyanet, toplanan bu yardımların miktarını ve nerelere harcandığını açıklasa da merakımızı gidermiş olsak! Oysa; Camiler, ibadet yerleridir. “Para basma” yerleri değildir. Bazı camilere kumbaralar bile konulmuş. Bir de para sayma makineleri konulsa, imamla müezzin efendiler para sayma derdinden kurtarmış oluruz. Yazıktır, yormayalım arkadaşları.