Pek çok şöhretin rol aldığı, sosyal bir konuyu işleyen filmin çekimi bitti
BİRSEN GÜRDİL-Yeşilçam’ın çılgın yönetmeni Oğuz Gözen 155. filminin çekimini de tamamlayarak dünyada en çok film yapan yönetmen unvanını korumuştur. Sinemaseverlerin ve sinema işleticilerinin isteklerini iyi bilen yönetmenin piyasaya sürdüğü her film gişe rekorları kırmakta. İşte Yeşilçam’ın dahi yönetmeni Oğuz Gözen’in en son filmi “Yağmurlu Gecede Gülperi” adını taşımaktadır. Sosyal bir konuyu büyük bir ustalıkla beyazperdeye aktaran Gözen, dünyada hiçbir yönetmenin beceremediği bu işi ile, hemen hemen ulaşılması mümkün olmayan bir rekorun sahibidir. Ünlü yönetmen bu çalışmaları ile, Dünya Rekorlar Kitabına girmeye hak kazanmıştır. Başarılı yönetmen, senarist, roman ve hikaye yazarı Oğuz Gözen’e “Yağmurlu Gecede Gülperi”nin konusunu sordum. Evrensel bir konuyu işlediğini bildiğim eserin yapımcısından aldığım cevap ayen şöyle: “Karpuz satarak evini geçindiren Kazım’ın karısı Özlem, Fransa’ya gidip şarkıcı olmak hayalleri ile bir sabah evini terk eder. Kundaktaki çocuğunu da Kazım’a yani kocasına bırakır. Talihsiz adam çocuğa bakacak birinin yardımına ihtiyacı vardır. Uzun uğraşlar sonunda aradığı bakıcıyı bulur. Bu komşu apartmanda oturan hayatını barlarda çalışarak kazanan, konsomatris, güzeller güzeli Gülperi’dir. Hayatta çok istemesine rağmen bir evlat sahibi olamayan Gülperi, çocuğa bakmaya başladıktan sonra bar ve pavyonlarda çalışmaktan vazgeçip tüm zamanını bu yavruya vermiştir. Güzel ve müşterisi bol bu kadını pavyon sahipleri tekrar çalışması için peşini bırakmazlar, hatta ölümle dahi tehdit ederler. Çocuğa bir anne gibi bağlanıp, onu bağrına basan Gülperi’nin gözü hiçbir şey görmez, teklif edilen yevmiyeleri hatta şantajlara rağmen kendisine emanet edilen bu yavru ile çok mutlu ve mesuttur. Aradan yıllar çok çabuk geçer, 17 yaşına gelen genç delikanlının gerçek annesi Fransa’dan döner ve oğlunu aramaya başlar. Gülperi bu beklenmedik misafirden hiç hoşlanmamıştır. Zira evladı gibi büyüttüğü yakışıklı oğlunu gerçek anesi elinden alıp çok uzaklara götürecektir.” İşte çekimi bitmiş olan filmin asıl işlediği konunun tartışma yaratan kısmı, “doğuran mı, yoksa yetiştiren mi” sorusunu ele almaktadır. Bu sosyal yaralarımızın yürek karatan konusunu ünlü roman yazarı, film yıldızı İncilay Özdemir yazmış. Genç yetenek filmde başrollerden birinde de oynamaktadır. Becerikli yönetmene tekrar soruyorum: “Erişilmesi güç bir rekorun sahibisiniz. Bu kadar çok film çeken dünyada bir başka yönetmen yok mu?” Oğuz Gözen bütün samimiyeti ile soruma şu şekilde cevap verdi: “Hattı zatında bizde olduğu gibi dünyanın dört bir tarafında film piyasası oldukça içine kapanıktır. Bir örnek vermem gerekirse, işte James Salter, asıl adı James Horowitz olan bu ünlü Amerikalı ünlü roman, senaryo yazarı ne yazık ki geçenlerde 90 yaşında New York’ta hayata gözlerini yummuştur. Yazdığı romanlar ve hikayeler Hollywood’ta çekilen pek çok filme konu olmuştur. 1956 yılında yazdığı ilk romanı olan The Hunters ile bir anda zirveye çıkan James 1967 de A Sport and A Pastime, 1975 de Light Years adlı romanları yazıp beyaz perdeye aktarmıştır. Sayısız yönetmenliği sırasında dünya çapında tanınan Amerikalı aktör Robert Redford’un başrolde oynadığı 1969 yapımı Downhili Race ve 1979 yılında yaptığı Solo Faces adlı roman ve filmleri haklı bir şöhrete kavuşmasına rağmen Vanity Fair Dergisi, ki bu dergi dünyanın her tarafında satılmaktadır. Editör James  Wolcot, Salter için “Değeri az bilinen senarist, romancı ve yönetmen” tabirini kullanmıştır. Görüyorsunuz dünyaya hitap eden bir sinema sanayisinin içinde yetişmiş bir yönetmen bile gerektiği gibi tanınmamaktadır. Oysa James’e 2013 yılında ünlü Yale Üniversitesi yönetmen-yazara Amerikan Edebiyat Ödülü sayılan Windham Campbell ile onurlandırmıştır. Oğuz Gözen bu son filminde Yeşilçam’ın pek çok ünlü ismi ile çalışmıştır. İşte Şehnaz Dilan, İncilay Özdemir, Murat Soydan, Buket Çokar, Ali Günay, İlyas Özdemir’in yanı sıra Otobüs Yolcuları adlı Türk film tarihinde yeri olan yapımcı, ünlü yönetmen Ertem Göreç, sinema tarihçisi ve eleştirmen Vadulla Taş. Ki bu değerli yazar hayatında ilk defa bir filmde rol almaktadır. Oğuz Gözen’in sinema piyasasında yılın sürpriz filminin çekildiğini ve son aşamaya gelindiğini söylemesine rağmen daha şimdiden sinema severler bu ilginç filmi izlemek için sabırsızlanmaktadır. Tamamı İstanbul’da çekilen “Yağmurlu Gecede Gülperi” filminin galaları İstanbul, İzmir, Ankara ve Adana’da yapıldıktan sonra Almanya, Hollanda, Belçika ve Fransa’da da gösterişli kutlamalarla seyircisinin beğenisine sunulacaktır. Merakla beklenen bu değişik konulu filmin görüntü yönetmenliği Rıdvan Ahmet, sanat yönetmenliğini Elif Şengül, müzik ve şarkıları Utku Çelebi yüklenmiştir. Filmin en ilginç yönü ise, filmdeki şarkıların söz yazarı Işıl Gözen’dir. Daha çocuk yaşta Çilli Kız adlı şiir kitabı ile Türk edebiyat tarihine giren bu genç yetenek aynı zamanda Oğuz Gözen’in kızıdır. Işıl Gözen’in yazmakta olduğu bir hikayenin babası tarafından beyazperdeye aktaracağı haberi de kulağımıza gelmiştir. Ne diyelim, pişen armut dibine düşermiş. Başarılar Gözen. Büyük başarılarına rağmen mütevazi ve topluma saygılı bir sanat adamı. Tabi eli, ayağı, gözü olan film piyasasının vazgeçilmez yıldızı İncilay Özdemir’e de hakkını vermek gerekir.
Editör: TE Bilisim