Kalplerimiz, eksik parçaları olan yapbozlar gibi oldu bu çağda! Kimbilir dünyada kaç çocuk, süslü hayallerle, sihirli rüyalarla uyandı . İçimizi ısıtan kış güneşiyle yeni umutlarla uyanabildik mi bu gezegende savaşların ortasında? Ama, acaba, kac evsiz, yeni umutlar pesinde uyanabildi ?

Bütün dünyada, ekonomik krizlerin azaldığı, geleceğimizi biçimlendirecek yeni projelerin ve politikaların gerçekleştireleceği, fiziksel, finansal ve beşeri kaynakların optimal biçimde kullanılacağı, işgücü piyasasına daha çok katılımın sağlanacağı, uluslararası platformlarda yarışan insanlarımızın doğru yer ve zamanda değerlendirileceği, nitelikli kadınlarımızın siyaset sahnesinde yerel ve uluslararası meclislerdeki katılımınınn artırılacağı, diplomatik zaferlerin insancıl yaklaşımlarla taçlandırıldığı , verimli bir yıl diliyorum…

Unutmayın; projelerinizi, fikirlerinizi çalabilirler ama rüyalarınızı ve hayallerinizi çalamazlar ! Einstein, hayallerinizin  bilgiden daha önemli olduğu hususunda ‘ imagination is more important than knowledge’ ifadesini boşuna yazmamış. Yaratıcı bireylerin, yaratıcılıklarını teşvik etmeliyiz.

Zaman ilerledikce, anıların izleri daha çok belirginleşiyor. Geçmiş yıl sonlarında, aklıma, Amerikalıların ifadesiyle; ‘Homeless people’ geldi. Washington, D.C.’de, tarihi Union Station yakınlarında, Senato binasına çok yakın bir mekanda, Heritage Foundation Binası önünde, her sabah işe giderken ve akşam iş çıkışında rastladığım, bizlere, “ good morning madam, good morning sir. Have a good day’, diye. size içtenlikle seslenen bir ‘sokak centilmeni’ni hatırladım. Acaba, Amerika da evsizlerin bilinçaltına uzun yolculuklar yapan deneyimli doktorların düşünceleri nedir?  Evsizlerin rehabilitasyon merkezlerinin durumunu ve kış koşullarında konaklama yerlerinin niteliği ve niceliğini  merak ediyordum. Washington’daki cemiyet hayatının bazı ileri gelenlerine, bu konuyu aktarmıştım. Bahsedilen evsizlerin bazılarının işlerini kaybettiğini, bazılarının madde bağımlısı olduğunu, diğerlerinin de, mental rahatsızlıklarından kaynaklanan sorunlarının bulunduğunu açıklamışlardı.

Amerikan toplumunun kanayan yaralarından biri  “Homelessness” ; Evsizlik. Metro girişlerinde, sokaklarda, kaldırımlarda yatanlar, yüzlerinde, yılların acı gölgeli gözleri ve acı tebessümleriyle ev arayan, yaralarına merhem ve ilaç bulamayan eller , elli cent ya da bir dolara avuç açan, yürekleriyle, pejmürde giysileriyle dolaşan, kaldırım üstü sokak filozofları! Bazıları  Shakespeare’in Hamlet karakteri  gibi, bir ironik çılgın, kimisi de hayal kırıkklıklarından dünyaya küsmüş , paramparça yürekleriyle ve düşünceleriyle ümitsizce kurtarılmayı bekleyen çocuksu ruhlar…

Her evsizin hayat hikayesi farklı . Bir film prodüktörü, olağanüstü eserler çıkarabilir bu traji-komik hikayelerden. Bu evsizlerden birinin geçmişte buluş yapan bir bilim adamı olduğu gerçeğini Amerikalı bir avukattan öğrenmiştim! Fakat, onlar gözlerinde binlerce dert barındırıyor. Sokaklara serdikleri battaniye ve valizlerinde, zaten taşıyamayacakları kadar ağır yükleri var . Akılları da, karmaşık düşüncelerle dolmuş olan bu evsizleri, çok geç olmadan,  hangi insancıl hekim, sabırla, yeniden hayata döndürebilir? Çözüm : doktor, siyasetci ve gönüllü sivil toplum kuruluşları üçgeninde…

Evsiz, yersiz yurtsuz, sevgisiz, ilgisiz ve bilgisiz kalmamanız dileklerimle sevgiler. Güzel dostluklara kapınızı açın. Hobilerinize sarılın, bir çocuk sevindirin, yardımlaşın,  kırgınlıklarınızı unutun herşeye ragmen, dünyamız güzel  ve anlamlı. Hayatınıza yeni bir soluk ve renk  gelmesi dileklerimle…