Mehmet Necati GÜNGÖR Olay, üç dört partili kadının işgüzarlığı da olabilir, Merkezden organize edilen bir hareket de. İşin doğrusunu 24 Haziran’a yaklaşacağımız günlerde daha net bir şekilde anlayabiliriz. Acaba, Cumhurbaşkanlığı yarışında ahde vefaya halel getiren kumpaslar mı tezgâhlanıyor? Olayı şu: Ankara’da yüz kadar ailenin oturduğu korunaklı bir site. Birinin ziline basılmış, kapı açılmış. Ellerinde İYİ Parti’nin seçim broşürleri olan üç-dört kadın evleri tek tek dolaşıp CHP adayına oy verilmemesini  istemişler. Kendilerine göre de CHP’yi karalayan gerekçeler öne sürmüşler. Dinlerken hayal kırıklığına uğradığımı söyleyebilirim. Olayı bize anlatan şahsın evine de gitmişler. Evin hanımına aynı mealde şeyler söylemişler. Oysa, evin hanımı İYİ Parti’ye, dolayısiyle Meral Akşener’e oy vermeye kararlı bir hanımefendi imiş. Eşi CHP’ye oyunu kullanacak, hanımı da İYİ Parti’ye. Anlaşma böyle. Zaten, birçok ailede böyle anlaşmalar olduğunu seziyoruz. Partili kadınlardan biri evin hanımına CHP’yi karalayan laflar edince şöyle demiş: “Bu yaptığınız ayıptır. Onların size verdiği 15 milletvekili sayesinde seçime giriyorsunuz. Ahdimiz vardı. İkinci tura kim kalırsa onu destekleyecektik. Ama, şimdi anlıyorum ki ahdi siz bozuyorsunuz. Oyumu İYİ Parti’ye verecektim, bu konuşmanızdan sonra vazgeçtim.” Gerçekten de toplumda yazılı olmayan bir anlaşma var. Maksat, bu yönetimden kurtulmak. O halde, ikinci tura ister İnce, ister Akşener kalsın, Erdoğan’a karşı bu adaylardan biri desteklenecek. Olay doğru da, bunun merkezden organize edildiğine inanmak istemiyoruz. Şayet gizli bir el bu anlaşmaya su katıyorsa, peşinen söyleyelim bu İYİ Parti’nin ve Akşener’in aleyhine olur. Toplumda kızgınlık yaratır, güven sarsılır. Umarız böyle değildir. Umarız, üç dört partili hanımın işgüzarlığıdır. Başta sayın Akşener olmak üzere İYİ Parti’yi yönetenlerin bu konuda topluma güven verecek bir açıklama yapmaları gerekir diye düşünürüz. SİRAYET KANUNU Rahmetli Demirel, toplumsal olaylarda sirayet kanununun işlediğini söylerdi hep. Fenerbahçe kongresinden sonra bu kanunun siyasette de işleyeceğini görüyoruz. 30 milyon üyesi olan bu kulüpte eski başkan koltuğunu kaybetti, genç nesilden Ali Koç, hem de büyük bir oy farkıyla seçilme başarısını gösterdi. Fenerbahçe’deki bu dip dalgası bir değişim ve yenileşme işareti olarak algılanıyor. Sirayet kanunu, siyasete sirayet edecek gibi görünüyor. Hadi hayırlısı. Bir anekdot: Fenerbahçe’nin eski başkanlarından Ali Şen vaktiyle bir heyetle Demirel’i ziyaret eder. Demirel sorar: “Kaç üyeniz var Ali?” “25 milyon efendim.” “Oooo. Parti kursanız iktidar olursunuz.” Fenerahçe parti kurmadı ama, siyasette değişimin önünü açacak devrimi ateşledi. Demirel’in sözüyle bitirelim: “Mahkeme kadıya mülk değil.”