Mehmet Necati GÜNGÖR / Güzel sanatların güzel insanı Mehmet Özel’i kaybettik. O’nu 1977 yılından beri tanırım. Ben, Kültür Bakanının Danışmanı, O Güzel Sanatlar Genel Müdürü. Görüşmediğimiz gün yok gibiydi. Sevecen, şakacı, espri ve tabii ki sanat üreten bir şahsiyetti. Türkiye’nin en uzun süre Genel Müdürlük koltuğunda oturan bir bürokrat. Bunu emeğine ve başarılarına bağlı olarak sürdürdü. Anlaşamadığı bakanlar da oldu. O’nu görevden almak istediler. Kararnamesi her seferinde yukarılardan geri çevrildi. 12 Eylül rejiminin otoriter Bakanı rahmetli Cihat Baban ilk günlerinde bana sordu: “Bu güzel sanatlar genel müdürü nasıl biridir?” Anladım, askerlere yakınlığı dolayısiyle Bakanın da tepkisini üzerine çekmiş olmalı diye düşündüm. “Sayın Bakanım, bu bakanlığın en başarılı genel müdürlerinden birisidir.” Dedim. Sonra, olacakları tahmin ederek şu cümleyi kurdum: “Bu güne kadar bazı bakanlarımız tarafından birkaç kez görevden alınmak istendi, ama her defasında yukarılardan döndü.” “Yaaa” dedi, başka bir şey söylemedi. Türkiye’ye güzel sanatlar alanında çok önemli hizmetlerde bulundu. Anıtkabir’deki Kurtuluş Savaşı Müzesi de O’nun eseridir. Hatta, askerlerden birinin yüzüne kendi portresini yansıtmıştır. Dikkatli bakanlar, tanıyanlar hemen anlayabilirler. 1981 yılı, büyük Atatürk’ün 100. Doğum yılıdır. Kültür Bakanlığı’nın üstlendiği büyük çaplı kutlamalar yapılmaktadır. Askerlerin kucağında uygun adımla Atatürk büstü taşıtma komedisinin ötesinde en anlamlı çalışmalar Mehmet Özel’in başında bulunduğu ekip tarafından yürütülmüştür. Bir gün, yorgun vaziyette Müşavirlerin bulunduğu odaya geldi. Eski Trabzon milletvekili Rahmetli Zeki Yağmurdereli’ye büyük saygısı vardı. Dedi ki; “Rahmetli Atatürk bu hayatta üç kişiyi terletti.” “Kimi?” “Latife, Afet, Memet.” “İkisini anladık da, bu Memet kim?” “O da ben.” İşine sevdalıydı. Her işinde Cumhuriyet ve Atatürk için terledi. O, aynı zamanda bir Cumhuriyet ve Atatürk sevdalısıydı.