Konservatuar öğrencileri, okullarına veda etti

Uzun zamandır Beytepe’de yapılan yeni binaya taşınması planlanan Beşevler’deki Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı, yeni kampüsüne taşındı. İkinci dönem yeni okullarında eğitime başlayacak olan öğrenciler ve okulun eski mezunları, yıkılmadan önce konservatuarlarını son kez görmek için Hacettepe Konservatuarı’nda bir araya geldi
SULTAN YAVUZ - Atatürk’ün talimatıyla kurulan ve Cumhuriyet tarihinin ilk konservatuarı olan Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı, 1985’ten beri eğitime devam ettiği Beşevler’deki binasından taşındı. Ortaöğretim, lise, lisans ve lisansüstü olmak üzere yaklaşık bin öğrencinin öğrenim gördüğü konservatuvarın yeni yeri, üniversitenin Beytepe Kampusu’ne inşa edildi. Daha iyi şartlarda eğitim yapılması öngörülen konservatuarın öğrencileri, ikinci öğretim dönemine Beytepe’de başlayacak. Okullarını son kez görebilmek için bir araya gelen eski mezunlar, okulun öğrencileri ve hocaları Beşeveler’deki konservatuarda bir araya geldi. Pek çok anılarını burada yaşayan konservatuarlılar, binanın taşınması nedeniyle buruk anlar yaşadı. Kartal Tibet, Müşfik Kenter, Yıldız Kenter, Çetin Tekindor, Sumru Yavrucuk, Haluk Bilginer, Zuhal Olcay, Derya Baykal, Fazıl Say, İlyas Salman, Erdal Beşikçioğlu, Mehmet Ali Erbil ve Hülya Koçyiğit gibi yıldızları sanat dünyasına kazandıran Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’nın binası yıkıldıktan sonra, yerine Uluslararası İslam İlahiyat Enstitüsü’nün yapılacağı belirtiliyor. Konservatuarın Müdürü Binnur Ekber, binanın yıkılmasına ilişkin kendilerine bilgi verilmediğini ancak Beyetepe’de daha iyi koşullarda olacaklarını düşündüklerini ifade etti. Ekber, “Tabii ki duygusalız ama heyecanlıyız da, hoş bir süreç” dedi. Okulun öğrencilerinden Gürkan Gültekin ise “Buranın ortamını ve ruhunu arayacağım ve elimizden gidiyor oluşuna üzülüyorum ama yeni okul için de heyecanlıyım” diye konuştu. Dört yıldır tiyatro bölümünde öğrenci olan Sevgi Temel de, “Bizden öncesi de var, sonrasının da olmasını isteğimiz bir yerdi ama şimdi Beytepe’ye gidiyoruz. Soğuk geliyor bana orası… Buraya gelmeyi daha çok istiyorduk. Sadece okul binasından bahsetmiyorum, yaşadıklarımız önemliydi. Her şeyi burada öğrendik ve ‘Okulu sevmiyorum’ diyen öğrenciler de üzgün” dedi. Çalıkoğlu: “Burada bir ömür bırakıyoruz” Okulun 36 yıllık hocası Vesile Çalıkoğlu ise “Burada bir ömür bırakıyoruz” dediği konservatuar için şunları söyledi: “Dokunsanız ağlayacak durumdayım çünkü iyi, kötü, güzel o kadar çok anı bırakıyorum geride… Eski konservatuarden geldik biz buraya ve orayı da tatmıştık. Çok güzel bir okuldu, Atatürk’ün emriyle kurulan ilk konservatuardı ve müthiş bir mimarisi vardı. Daha sonra buraya geldik, çok güzel öğrenciler mezun ettik, hepsi şimdi devlet tiyatrolarında, operada, sinemada, dizilerde… Onlarla gurur duyuyoruz. Burası bizim için çok kıymetliydi. Ben kovulduğumuzu düşünüyorum yani Atatürk’ün kurumlarından bir tanesinin daha yok edilmeye çalışıldığını düşünüyorum. Çünkü biz burada bile çok zor seyirci bulabiliyorduk. Minik öğrencilerimiz var 11 yaşında, gece geç saatlere kadar onlarla çalışıyorduk. Şimdi öyle bir yere gidiyoruz ki, ulaşım sorunu olacak, ormanın içinde atıl bir yer gibi geliyor çünkü etrafında hiçbir şey yok. Orada o çocuklar nasıl çalışacak, gece nasıl gelip gidebilecek bilmiyoruz, ben bilinçli yapıldığını düşünüyorum.” Nejat İnan: “Bu tarz sanat okulları, insanların iç içe, merkezi yerde olmalı” Oğlunun trompet bölümünde son sınıf öğrencisi olduğunu söyleyen veli Nejat İnan, binanın yıkılarak İslam Enstitüsü yapılmasının yanlış olduğunu, şimdiki binanın ayakta kalması gerektiğini, yıkılıp yeniden konservatuar binası yapılmasının en iyi seçenek olduğunu belirtti. İnan, “Bu tarz sanat okulları insanlarla iç içe, merkezi yerde olmalı. Mesela Bilkent’te öğrenciler kendileri hazırlıyorlar, veliler izliyor sadece, halktan uzak kalıyorlar. Böyle merkezi bir yerde çok güzel bir konser ve temsil salonu olsaydı, hazırladıklarını halka ücretsiz izletselerdi bence çok daha faydalı olacaktı. İnsanların konservatuara bakış açıları ‘Bu sanat bizden değil, yabancı’ şeklinde… İç içe olarak bu anlayış kırılabilirdi.” Kantinci Hüseyin Üçel de zaman zaman kendilerini tutamayıp ağladıklarını ve burukluk yaşadıklarını ifade ederek, “İnşallah güzel olur” temennisinde bulundu. Klarnet bölümündeki ortaöğrenim öğrencileri Esra Berrak Gözer ve piyano bölümündeki Ezgi Teğeci ise hem yeni bina için mutlu olduklarını hem de tüm anılarının binayla birlikte yıkılayacağı için üzgün olduklarını söylediler. Öğrenci velisi Ali Gözer ise yeni binada güvenlik açıklılarının olduğunu yeni binanın üniversite yaş grubuna hitap ettiğini ancak ortaokul-lise çocuklarına uygun olmadığını kaydetti. Beşevler’deki binanın çocukları için daha uygun olduğunu söyleyen Gözer, üzgün olduklarını da sözlerine ekledi.
Editör: TE Bilisim