Yusuf KANLI Demokrasilerde seçimler önemli araçtır ama demokrasinin varlığı seçimle ölçülemez. Seçim birçok parametreden sadece biridir. Türkiye çok önemli ve sonuçları açısından belki de “çağ açıcı” diyebileceğimiz bir seçimden çıktı. Başta Ankara, belki İstanbul da, çok sayıda ilde muhalefet partileri önemli başarılar kazandılar. Kayyum atanan belediyeler tekrar seçilmiş siyasetçilere devredilecek. Bir çoğunda kampanya sırasında terörle ilişkilendirilen Halkların Demokratik Partisi (HDP) adayları kazandı. Seçim bu. Kazanan ve kaybeden olması normal. Üstelik Pazar günü yaşanılan sadece bir yerel seçimdi. Hangi şehri kimin aldığından ziyade, seçimin adil ve doğru yapılıp yapılmadığı önemli. Tüm adaylar eşit mi idi? Medya her adaya aynı mı davrandı? Kamu imkanları her adaya eşit sağlandı mı? Her seçim bu alanlarda önemli sınavlardır. Geçtik mi bu sınavdan? Ya da şimdiye kadar hiç geçtiğimiz olmuş mu? Yerel seçimlerde halkın iktidardakilere ayar çekmesi normaldir. Bugün de oldu, dün de olmuştu, yarın da olacaktır. Mesele zaferi olduğu kadar yenilgiyi de kucaklamayı gerektirir. Türkiye yeni bir dönem başlıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçim geride kaldı dedi önce, sonra eski üslubuna döndü. Seçim artık geride kalmalı. Erdoğan’ın dediği gibi 2023 tarihine kadar ufukta seçim görünmüyor. Şimdi ekonomiye dönme zamanı. Hem ekonomik hem güvenlik hem de dış politika alanlarında ciddi sınavlar bekliyor Türkiye’yi. Maalesef her alanda ciddi tehditler, sorunlar ve özveriler bekliyor hükümeti, Türkiye’yi. Ancak, işin temelinin bazı alanlardaki anlayışın değişmesini gerektirdiğini unutmamak lazım. Hukukun üstünlüğünü, adaletin bağımsızlığını, ifade özgürlüğünün genişlemesini sağlamadan, basın özgürlüğü önündeki engelleri kaldırmadan doğrudan dış yatırım sağlanması pek kolay olamaz. Dış yatırım olmadan da sadece pahalı dış krediyle kalkınma olmaz. Sıkıntılar çok. Tehditler çok. Bu durumu geride bırakıp güvenli denizlere yelken açabilir mi Türkiye önümüzdeki dönemde. Açmalı. Bunun yolu da başta hukuk reformu olmak üzere ciddi reform sürecine geri dönmekten geçmeli. İş çok… Yol çetrefil. İktidar değişmese de önemli büyük kentlerin muhalefet kontrolünde olması esasında Türkiye için önemli bir fırsat da olabilir. En azından bu sonuçların ülkenin çok ihtiyaç duyduğu kamplaşmanın sona erdirilmesi gereğine hizmet etmesini beklemek çok mu hayalci olur acaba? Hayırlı olsun. Bu yeni bir Türkiye, yeni bir dönem.