Süreyya Oral

Okuma ve okuduklarımızdan ders çıkarma konusunda o kadar tembeliz ki, bir çok imkan elimizden gittikten sonra ancak kendimize geliyoruz. İlk yaklaşım işimize geldiğinde ilerisini hiç düşünmeden ortaya çıkar hatta ondan sonra gelecek tekliflerin de önünü açmak için elimizden geleni yaparız. Bu şekilde ciddi kazançlar elde edeceğimizi düşünür ona göre yaşamaya başlarız… Ama aşağıda anlatacağım hikaye, her tatlı teklifin tatlı sonuçlar vermediğinin bir göstergesi… Bir kişi bize iyi bir öneri de bulunuyorsa, acaba diyerek arkasından gelebilecek tehlikeleri araştırmaya başlamalıyız… İşte bu hikaye öyle bir hikaye:

Eskiden köyün birinde bir bakkal varmış. Köyde ne olsa oraya gidilirmiş. Dışardan yabancı geçse oraya adres sorarmış. Köy turizme cazip bir yer olduğu turistlerin ilgisini çekmiş. Sıklıkla uğramaya başlamışlar ve bakkal ile neredeyse dost olmuşlar. Bakkaldan da sürekli alışveriş yapıyorlarmış. Bakkal da bu durumdan memnum oluyormuş. Bir gün turistin birisi sormuş:
-Burası çok güzel uygun bir yer olsa da keşke biz de burada yaşasak!
Bakkal hemen atlamış:
- Benim kullanılmayan bir arsam var size satabilirim.
Turist:
- Sahi mi? bu çok iyi olur; diyerek arsaya talip olmuş. 
Sonra turist oraya yerleşmiş. Sürekli yanına şehirden başka arkadaşları gelip gittikçe onlarda bu köyü beğenmiş ve arsa almak istemişler. Bakkal ile işi sıkı tutmuşlar. Bakkal da civarda durumu zorda olanların arsalarını kâr payı almak suretiyle önermiş. 
Epey sonra köyde, köylü ile turist sayısı eşit nüfusa yaklaşmış. Bakkalın işleri 5 katına çıkmış. Keyfine diyecek yokmuş. Köylü ise parası olmadığı için turistlerin bağında, bahçesinde, tarlasında çalışmaya başlamış. Köyde durumu iyi bir tek bakkal kalmış. Turistlere sattığı arsalara ve başkasının sattığı arsalardan aldığı kâr paylarının yanına, bakkalın kazancını da eklemiş. Elindeki para ile zorda kalan köylünün elindeki son tarlaları da almış.
Bir zaman sonra turistin birisi tam bunun bakkalın karşısına daha büyük bir bakkal açmış. Ürünleri de uygun fiyata satmaya başlamış. Bakkal bu duruma çok bozulmuş ve işleri tükenme noktasına gelmiş. Zamanla birikimlerini tüketmeye arsalarını birer birer turistlere satmaya başlamış. En sonunda daha fazla dayanamamış bakkalı kapatmış. Borçları birikmeye başlamış, ne var ne yok zamanla tüketmiş ve köyü terk etmiş. Köyde, eski köy halkından çok kimse kalmamış tamamı turist olmuş. Turistler kendilerine muhtar seçmişler ve köyün adını da değiştirmişler. Artık onlar köyün sahibi olmuş. Köyün dışına da bir tabela asmışlar: “Yabancılara arsa satışımız YOKTUR!”