Mehmet Necati GÜNGÖR Her ne kadar “milliyetçiyim” dese de, o “illiyetçi” biri. Milliyetçilik, vatanına milletine kayıtsız şartsız bağlılık demektir. Ölüm pahasına! İlliyetçilik ise nedenselliktir. Sonuca bağlılıktır, Sonucu ortaya çıkaran eylem ve hareketle sonuç arasındaki bağıntıdır. Sebep ile ilgililiktir. İlliyet bağının hukuki açıdan tarifi de şudur: İlliyet bağı, hukuki sonuç ile sonucu ortaya çıkaran olguların arasındaki bağı belirtir. Maddi hukukta da, ceza hukukunda da bu bağ aranır. Şimdi bakalım; Milliyetçiliğin üzerine bağdaş kurmuş olan adam, gerçek bir milliyetçi midir? Yoksa gerçek bir illiyetçi mi? Yaylada testiyi kırıp, ovaya elekle su taşıyan. Söylediklerini yalayıp, sövdüğü ile saf tutan. Her türlü yanlışlığa payanda olan. Batışa el verip, seyirci kalan. Lafla peynir gemisi yürütüp, Gemisini yürütenlerin çıkarlarına yağ süren. Sonunda, memleket ekonomik yangında iken, Kasasındaki parayı ucuz zamanda dövize yatırıp, Pahalı zamanda bozdurarak açıkgözlülük yapan. Böylece, ekonomik yangına su dökmek yerine, benzin tutan... Kiminle illiyet bağı kurduğunu bilmiyoruz. Ne için, hangi çıkar karşılığında diye de sormuyoruz. Zira, O’nun dürüstlüğüne sözümüz yok. Ama duruşu çarpık bir duruş. Hangi kıbleye doğru ise... Ve niçinse...