Birsen GÜRDİL Yaşlı dünyamızda iyice bozulan iklimler, yaşamamızda da adeta büyük felaketler halinde önümüze çıkmaktadır. Nitekim geçmiş yıllara göre bugün yer sarsıntıları, aşırı yağışların yıkıp geçtiği yağmur suları, yüzlerce futbol sahası büyüklüğünde alanların yanıp kül olması, fırtınalar, hortumlar ve ceviz büyüklüğünde düşen doluların yarattığı tahribatlar bir tarafa, hava kirliliği insanoğlunun karşı karşıya kaldığı korkunç bir olaydır. Tabiat olaylarının da tetikledikleri bu felakete, asıl insanların sebep olduğu da bir gerçektir. Yapılan açıklamalar, istatistikler, araştırmalar hava kirliliğinin ölümcül bir hal aldığını ortaya koymuştur. Sadece dünyada değil, ülkemizde de hava kirliliği trafik kazalarının 7 katı can almaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, Türkiye’de yaşanan ölümlerin yaklaşık yüzde 13’ü engellenebilirdi. Geride bıraktığımız yıl Kahramanmaraş, ülkenin en kirli havasına sahip kent olurken, Iğdır ve Mersin’de aynı sorunlarla yaşamış şehirlerimizdir. Genelde geçen yıl, 81 ilin %56’sında kirli havanın yarattığı ölümler ise en çok İstanbul, Ankara ve Bursa’da kendisini göstermiştir. Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü, BM Çevre Programı ile iklim ve temiz hava koalisyonu temiz hava konusunda yaptığı çağrıda, ülkelerin acilen tedbir almasını duyurmuştur. Türkiye’de ise Temiz Hava Hakkı Platformu, dört yıldır bu konuyla ilgili bilimsel veri üretmektedir. Ayrıca Türkiye’de TEMA, Greenpeace, Dünya Halk Sağlığı Uzmanlar Derneği, Türk Nöroloji Derneği, 16 sivil toplum kuruluşunun çalışmaları sonucu ortaya koydukları, hava kirliliğinin kanser yapıcı maddeler arasındaki yerini açıklayan Temiz Hava Hakkı Platformu temsilcisi Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan’ın, kirli hava en az sigara kadar tehlikeli olup, akciğer, kalp hastalıklarında büyük tetikleyicisi olduğunu belirtmiştir. Hava kirliliğine sebep olan fabrikalar, enerji santralleri ve çeşitli araçlardan çıkan zehirli gazların dünya genelinde 5,5 milyon kişinin ölümüne neden olması, tehlikenin ne kadar büyük ve korkunç olduğunu ortaya koymaktadır. Dünya genelinde ölümlerin çoğunun Çin ve Hindistan’da meydana geldiğini ileri süren ABD’li bir araştırma merkezi ekonomisi hızla gelişen ülkelerde hava kirliliğinin arttığı ve tehlikeli boyutlara ulaştığını belirlemiştir. Pekin ve Yeni Delhi’de bir metreküpe 300 mikrogram zararlı partikül ölümlerin artmasına neden olmaktadır. Nitekim Çin’de bir yılda 1,6 milyon kişinin hava kirliliğine bağlı öldükleri belirtilmiştir. Obezite, alkol, uyuşturucu, besin yetersizliği gibi durumlardan daha çok ölüme yol açan bu felaket, Hindistan’da 1,3 milyon insanın canına mal olmaktadır. BM Çocuklara Yardım Fonu, dünya genelinde 2 milyardan fazla çocuğun zehirli hava soluduğunu açıklamıştır. UNECEF tarafından yayımlana rapora göre, hava kirliliğinin sebep olduğu ölümlere en çok Hindistan, 620 milyonun Güney Asya’da, 520 milyonunun Afrika’da, 450 milyonun Doğu Asya’da yaşandığı tespit edilmiştir. Raporda, ayrıca UNİCEF icra direktörü Anthony Lake, her yıl dünya genelinde 5 yaşından küçük 600 bin çocuğun, hava kirliliğine bağlı olarak yaşamını kaybettiğini açıklamıştır. Beyin ve bağışıklık sistemleri hala gelişmekte ve zayıf olan çocukların, yetişkinlerden iki kat daha hızlı soluyarak vücut ağırlıklarına oranla daha fazla hava almaları, çocukların hava kirliliğinden daha fazla etkilendiklerini ortaya koymaktadır. Hava kirliliği ile mücadele eden bir ülkede Japonya’dır. Hızlı gelişen, aşırı derecede zehirli gazlarla yaşamak zorunda kalen Japonların pek çoğu bugün yüz maskesi kullanmaktadır. Doğanın tahrip edilmesi, orman yangınları, verimli ve yeşil alanların inşaat firmaları ve mafya tarafından yok edilmesi sonucu, daha da çok kirlenen havanın bugün, dünyada yaşayanların karşısına korkunç bir sorun olarak çıkmaktadır. Yapılan bir araştırmaya göre, dünya genelinde hava kirliliğinin yüzde 30’unun kara taşıtlarından çıkan gazların neden olduğu ileri sürülürken, iklim değişiklikleri, doğal hayatın bozulması da hava kirliliğine sebep olmaktadır.