Doğan BULGUN Ülkemizde opera ve bale sanatlarını toplumun tüm kesimlerinin yararına sunmaya devam eden Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nün, Türkiye’nin kültür sanat yaşamına destek vermek amacıyla organize ettiği 8. Uluslararası İstanbul Opera Festivali, Yekta Kara’nın sahneye koyduğu W. A. Mozart’ın ünlü eseri “Saraydan Kız Kaçırma” operası ile başladı Mozart’ın Türk-Osmanlı yaşayışından ve müziğinden etkilenerek bestelediği neşeli müzikleri, Almanca, Türkçe şarkıları ve diyalogları, konusu, dönemi yansıtan kostümlerinin mekânla uyumu, keyifli açık hava seyriyle büyük beğeni alan, yıllar içinde festival programının vazgeçilmezi olan eser, İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından, 13-14 Haziran 2017 akşamları sahnelendi. Bugün de seyirci ile buluşturulacak eser; aralarında Çinili Köşk’ün de bulunduğu İstanbul Arkeoloji Müzeleri bahçesinde sanatseverleri bekliyor. Orkestra Şef Zdravko Lazarov yönetecek “Opera yıldızları” 8. Uluslararası İstanbul Opera Festivali programının devamında 17 Haziran Cumartesi akşamı  Zorlu Center Ana Tiyatro’da gerçekleştirilecek “Opera Yıldızları” konseri var. Doğumunun 100. Yılı münasebetiyle, Türkiye’de operanın gelişmesine çok büyük katkıları olan, Ankara ve İstanbul Operası’nın kurucusu, Devlet Sanatçısı, rejisör, opera sanatçısı Aydın Gün’ü anmaya devam eden Devlet Opera ve Balesi’nin 2016-2017 sanat sezonunda başlattığı bir dizi konser bu kez festival kapsamında İstanbul’da olacak. Orkestra Şefi Selman ADA yönetiminde, ilki Mersin’de gerçekleşen, devamında Ankaralı ve Samsun’lu gerçekleşen konserler izleyiciden tam not aldı. Mersin ve Samsun DOB orkestrası eşliğinde sopranolar Zerrin Karslı, Deniz Yetim, mezzo soprano Aylin Ateş, tenor Emrah Sözer, bas Şafak Güç, bariton Caner AKGÜN dünya opera repertuarının en seçkin eserlerinden bölümlerle sahnede olacak. Tarih 17 Haziran Cumartesi, Saat: 18.00, Yer: Süreyya Operası Dünyanın en seçkin müzisyenlerini festival dinleyicileri ile buluşturan İstanbul Müzik Festivali, gelecek vadeden genç yeteneklerimizi sizlerle keşfetmeye kaldığı yerden devam ediyor. Festival Genç Solistini Sunar projesi dinleyicilere yeni yetenekleri keşfetmenin hazzını yaşatırken genç müzisyenlere de ulusal ve uluslararası sahnelerin kapılarını aralama şansı sunuyor. Bu yıl yapılan ulusal seçmelerde Türkiye'nin dört bir yanında ve yurtdışında eğitimlerini sürdüren 24 yaş altı viyolacılar arasından festival dinleyicileri ile buluşmaya hak kazanan isim İris İçellioğlu oldu. 1994 doğumlu İris İçellioğlu Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’ndaki eğitimi süresince sırasıyla Pınar Dinçer, Çetin Aydar ve Hartmut Lindermann ile çalıştı. Genç viyolacı bu Nisan ayı itibariyle ise Frankfurt Müzik ve Sahne Sanatları Üniversitesi’nde Roland Glassl’ın öğrencisi olarak çalışmalarına devam edecek. Sahneyi solistiyle olduğu gibi orkestrasıyla da gençlere bırakan bu konserde genç solistimize Dokuz Eylül Üniversitesi Senfoni Orkestrası (DESO) deneyimli şef Hakan Şensoy yönetiminde eşlik edecek. 2001 yılında Türkiye'nin devlet üniversitesi bünyesinde kurulmuş ilk orkestrası olarak çalışmalarına başlayan DESO, geride bıraktığı on altı sene içerisinde Tadeusz Strugała, Howard Griffiths, Antonio Pirolli, Rengim Gökmen, Naci Özgüç, İbrahim Yazıcı, Cem Mansur gibi değerli şeflerle çalışırken Alexander Rudin, Alexander Markov, İdil Biret, Suna Kan, Fazıl Say, Gülsin Onay'ın da aralarında bulunduğu nice solisti ağırladı. Uluslararası keman kariyerinin yanı sıra orkestra şefi olarak Sholomo Mintz, Raphael Walfisch, Fazıl Say, Milos, Cihat Aşkın, Ryu Goto ve Tedi Papavrami gibi solistlerle çalışmış olan Hakan Şensoy ise Milli Reasürans Oda Orkestrası kurucularından olup İstanbul Oda Orkestrası ve Filarmonia İstanbul topluluğunun kurucusu ve genel müzik direktörüdür. Şensoy 2015 yılı itibariyle Karşıyaka Belediyesi Oda Orkestrası Müzik Direktörlüğü görevini de üstlendi. 15. yüzyıla uzanan tarihi ile en köklü enstrümanlardan biri olan, Bach ile "Rönesans"ını yaşayan, Hindemith ile yeni bir yüz kazanan viyola, bu konserle tekrar orkestra önündeki yerini alacak, yoğun ve derin tınısıyla İris İçellioğlu’nun yorumunda müzikseverlere bir şölen yaşatacak. Konserde şu eserler seslendirilecek: Yalçın Tura  / Senfoni No. 3 “Oda Senfonisi”, Carl Philipp Stamitz / Viyola Konçertosu Re Majör, op. 1 Jean Sibelius / Valse Triste, op. 44 No. 1 Wolfgang Amadeus Mozart / Senfoni No. 25 Sol minör, KV 183 Tarih: 17 Haziran Cumartesi, Saat: 21:00, Yer: bomontiada Musica Sequenza ve Burak Özdemir'i alanında benzersiz kılan müziklerinin sıradışı karakteri, Handel'in operatik aryalarının günümüzün müzik formları ve tınılarını kucakladığı bu projede bir kez daha kendini gösteriyor. "Yeni pop: Barok!" sloganı ile günümüzün önde gelen festivalleri ve konser salonlarını fetheden Musica Sequenza, tarihi enstrümanlarla yorumladıkları erken dönem müziğine yenilikçi bir bakış açısı getiren, kültürler ve disiplinlerarası bir sanat hareketi aynı zamanda. Sasha Waltz, Ricardo Villazon, Van Rivers, Kenneth Weiss, Daniel Bubeck ve Diego Valazquez ile işbirliklerinde bulunan topluluk ardı ardına çıkardıkları Vivaldi The New Four Seasons (2012), Bach The Silent Cantata 2013, Rameau à la Turque (2014) ve Sampling Baroque (2016) albümleri ile eleştirmenlerce övgü yağmuruna tutuldu. Musica Sequenza çağdaş müzikten elektro-akustiğe, modern danstan deneysel müzik tiyatrosuna sergilediği disiplinlerarası performanslarıyla Halle Handel Festivali, Schaffhausen Bach Festivali, New York Lincoln Merkezi'nde sahneye çıktı; genç neslin nabzının attığı Berlin Radial System V ve Ostgut Berghain'in düzenli konukları arasında yerini aldı. Klasik müziği çevreleyen duvarları kırmayı hedef almış Musica Sequenza'nın sıradışı kurucusu fagotçu Burak Özdemir, yorumculuğunun yanı sıra tutkulu bir elektro-akustik bestecisi. Küçük yaşlardan itibaren sesin büyülü dünyasında keşfe çıkan Özdemir, akla gelecek her alandan topladığı ses örneklerini kâh en küçük öğelerine ayırıyor kâh birbirine karıştırıyor ve bu alandaki sınırları zorlamaktan çekinmiyor. 1724 yılında Londra'ya gelişiyle şehrin müzik yaşamına benzersiz etkisi "Handel ile sağır kulaklarına, kör ise gözlerine kavuştu" sözleriyle ifade bulan büyük besteci Handel'e adanan projenin yanı sıra Özdemir'in Bach'a olan kişisel saygısını sunduğu Sessiz Kantat çalışması festival izleyicilerine klasik müziğe yeni ve sıradışı bir yaklaşımı tanıyacakları bir müzikal deneyim sunuyor. Konuklar şu eserleri dinleyecek: Bach: The Silent Cantata Sampling Baroque: Exposing Handel           “Türkiye prömiyeri” Bir de uyarılar var: * Etkinlikte icra edilecek müzik yüksek ses içeriyor. * Konser oturmalı ve ayakta seyirci düzeninde gerçekleşecek. Oturma kapasitesi sınırlıdır. * Konser mekânında restoran ve kafeler mevcut.