Bir TV kanalında ünlü türkücü İzzet Yıldızhan’ı yanında iki oğlu Veysel Efe ve Mustafa Mert olduğu halde sunucunun sorularını cevaplarken buldum. Uzun süren sohbet sırasında tanınmış sanatçının ikisi kız sekiz çocuğu olduğunu belirten Yıldızhan “Onlar benim tek servetim” diyerek bu sekiz yavruya hem babalık hem de annelik yaptığını da itiraf etmekten geri kalmamıştır. İzzet Yıldızhan’ı toplum televizyonda yaptığı Show programları ile sahne konserleri, özel günlerde verdiği etkinlikler ve satış rekorları kıran albümleri ile tanımaktadır. Oysa Yıldızhan, bütün bu faaliyetlerinin ötesinde onun beş yıldızlı bir otelin sahibi olduğunu, yine Ankara’da bir iş merkezi yaptığını pek bilenin olduğunu zannetmiyorum. Sanatçıya göre kendine 24 saatin yetmediğini ifade ederken iş yaşamının ötesinde sahne ve özel gecelerdeki programlarının başarılı geçmesi üzerine önümüz kış sezonunda ünlü türkücüyü yeni bir Show programında ekranlarda izleme imkanı bulacağız. Yıldızhan’ın bütün bu faaliyetlerinin ötesinde sahip olduğu sekiz çocuğuna da zaman ayırmak zorunda olduğunu söylemektedir. Suriye Zelal, Sevgi, Mustafa Mert, Ali Yusa, Veysel Efe, Ekrem Arın, İzzet ve Ömer adını taşıyan çocuklarının her türlü bakımı ve ihtiyaçlarını karşılayan Yıldızhan bu sekiz evlat ile çok iyi geçindiğini de itiraf etmektedir. Her hafta başında bir araya gelerek baba-evlat hasretini gideren ünlü türkücü “Babamı hiç görmedim. Onu kaybettiğimde ben bir yaşındaydım. 15 kardeştik ben 15’inciydim. Annem bize hem babalık hem annelik yaptı.” Yoksulluk dört bir tarafımızı sarmıştı. Geçimimizi sağlamak için Adana’ya pamuk toplamaya giderdik. O zaman ben 8-9 yaşlarında okuma-yazma bilmeyen bir çocuktum. Diyarbakır-Çermikli de doğdum. İlkokulun birinci sınıfından ayrılmak zorunda kaldım. Bir süre sonra Diyarbakır’a dönmeyip Adana’da yaşamaya başladık. Ailece Adana’ya gelip yerleştik. Bu arada dışarıdan İlkokulu bitirdim diyerek çocukluğunda yasadığı zor yılları unutmayan İzzet Yıldızhan, şöhrete giden yolun başında Adana’da bir kebapçıda ayak işlerine bakarken başlamıştır. İş arasında yanık yanık türkü okuyan 9-10 yaşındaki İzzet bu arada Adana’nın tanınmış müzisyeni Fevzi Atlıoğlu’ndan gizli gizli aldığı derslerde kendisini geliştirmiş. Ankara’ya gelerek İskitlerde bir işyerinde çalışırken pavyonlarda da sahne çalışmaları yapmaya başlamıştır. Gece-gündüz durmaksızın çalışan İzzet, bu arada üç kez evlenerek sekiz çocuk sahibi olmuştur. Annesi’nin adı olan Suriye Zelal’i kızına ad olarak veren sanatçı ayrıldığı eşleri ile görüşmekte onların maddi-manevi her şeyleri ile ilgilenmektedir. Çocukların tahsilli, görgülü, kültürlü bireyler olması için her türlü fedakârlığı gösteren Yıldızhan, tatillerin de onları Amerika’ya bile görüp gezmeleri için götürmüştür. Evliliklerinin yürümemesinin suçunun kendisinde olduğunu şöhretli bir insanın yaşam şeklinin evlilik ile bağdaşmadığını iler süren türkücü yinede seversem evlenirim demektedir. Bugün İstanbul’da 2.500 kişiyi bulan Yıldızhan sülalesine de sahip çıkan sanatçı geçmişte yaşanmış bir kan davası yüzünden çok sıkıntılı günler yaşadığı da bilinmektedir. Yıldızhan hayatta tek gayesinin çocuklarının iyi bir eğitim alıp hayatta başarılı, çalışkan, görgülü ve kültürlü bir insan olarak başlamalarıdır. Kendilerine bırakacağım servet çabuk biter. Ben okuyamadım, onların okuması için elimden gelen bütün imkânları kullanmaktayım. Esasen “benim de tek servetim çocuklarımdır” diyen İzzet Yıldızhan iyi bir baba, çalışkan bir iş adamı, kaliteli bir ses sanatçısı ve görgülü, kibar, nazik bir sanatçı olarak tanınmaktadır.