Mehmet Necati GÜNGÖR Devletler “inadım inat” anlayışı ile yönetilmez. Elazığ depremi bize yeniden gösterdi ki; ilim adamlarının uyarılarını zamanında dikkate almak lâzım. Elazığlı deprem uzmanı Prof. Naci Görür, aylar öncesinden uyarmış, Elazığ’da böyle bir deprem beklendiğini; ve tedbir alınmasını istemiş. Raporlarını DTP’ye ve devletin ilgili birimlerine sunmuş. Ama dikkate alınmamış! Sonuçta, bütün acı bilançosu, kayıp ve ölümleriyle müthiş bir acı. Başta, Elazığ ve Malatyalı kardeşlerimiz olmak üzere, milletimize geçmiş olsun. Hepimizin başı sağ olsun. Ölenlere rahmet olsun, yaralılarımız tez elden şifa bulsun. Kanal İstanbul için de uzmanlar benzer uyarılar yapıyorlar. “Depremi tetikler” diyorlar, Su havzaları kurur diyorlar, Tabiatla oyun oynanmaz diyorlar… Velhasıl, yapılması halinde İstanbul’u bekleyen tehlikeleri bütün boyutları ile önü sürüyorlar. İstanbul Belediye başkanı adeta kendini paralıyor, yapılmaması için. Ama, “isteseniz de, istemeseniz de…” anlayışı ile bir çılgınlık peşinde gidiliyor. Adı da öyle: “Çılgın proje!” Olabilecek bir İstanbul depreminde en az 15 bin kişinin hayatını kaybedeceği öngörülüyor. Depreme dayanıksız binalar binlerce, on binlerce… Devletin ilk işi bu binaları sağlamlaştırmak olabilecekken, uyarılar sinek vızıltısı gibi algılanıyor maalesef. Yapmayın, etmeyin; İstanbul’umuza kıymayın! İstanbul, hepimizin, koca milletimizin, 82 milyonun İstanbul’u. Ona kıymayın! İstanbul, politik hırslara kurban edilecek bir şehir değil. Sonu ve yıkımı belli olan bir olayın içine koca bir milleti sokmayın! Yazık olursa, başta devleti yönetenler olmak üzere, hepimize yazık olacak. Yapmayın! Elazığ depremi belki de uyarı işaretidir. İbret alın! “Coğrafya kaderdir” diyorsanız; Japon coğrafyası neden kader değil? Yılda yüzlerce deprem ve sıfır ölü ve kayıp sayısı! Allah, insanın beynine aklı boşuna mı yerleştirdi? Aklımıza, bilime bakalım!