ANAP iktidarı bıraktıktan sonra gelen hükümette devlet bakanlığı yapan Orhan Kilercioğlu büyük sıkıntılar yaşadı…
Süreyya Oral
ANAP döneminde ortaya atılan suistimal ve rüşvet iddialarının araştırılması ve bir şeyler bulunması onun sorumluluğu altındaydı… Sayıştay'dan gelen müfettişler akçeli bütün işlerin dosyalarını evraklarını A'dan Z'ye inceleyip rapor hazırlamakla uğraştılar... Ancak bütün araştırmalara rağmen hiçbir işlemde ciddi bir sıkıntı görmediler... Bu durum Bakan Kilercioğlu’nu çileden çıkarmış ve müfettişlerden mutlaka bir şeyler bulmalarını istemişti…
Ancak tüm çabalara rağmen dedikodusu bol olan bir dönemle ilgili hiçbir açık bulunamamıştı…
Açık bulmak kolay değil
Her işlemin kağıt üzerinde yapıldığı alım, satım, ihale işlemlerinde bir açık bulmak mümkün değil... Açık ancak taraflardan biri anlaşmalara uymadığı takdirde yapılan ihbarlar sonunda ortaya çıkar…
Bir de ortaya çıkan yolsuzluk iddialarının sıcağı sıcağına sorgulanması gerekir ancak hiçbir siyasi iktidar kendi dönemleriyle ilgili hiçbir soruşturmaya izin vermemiştir. Dönem sonunda Anayasa Mahkemesi'ne taşınan iddiaların da çoğu sonuçsuz kalmıştır… Ancak 12 Eylül sonrası Anayasa Mahkemesi eski Gümrük ve Tekel Bakanı Tuncay Mataracı’yı rüşvet suçundan yargılamış ve cezaya çarptırmıştır…
Şimdi vakıflar kullanılıyor...
Bugün için popüler olan sistem ise vakıflardır… Hem nakdi hem de gayrimenkul olarak konuşulan konular taraflara vakıflar üzerinden verilmektedir...
Gıda bankacılığı olarak bilinen ve halka her türlü yardımı yapan dernekler var... Çoğu yüzyılın iyilik hareketi olarak tanıtılan bu dernekler de bir başka kötü emel için alet edildiler... Hükümetin aldığı bu tür derneklere yapılacak bağışların devlete verilecek vergiden düşülmesi kararı da devletin ciddi zarara uğramasına yol açtı... Şöyle ki bazı iş adamları bu derneklere yaptıkları bağıştan fazlasını ödemiş gibi evrak alarak vergi kaçırma yolunu seçmişlerdir… Dernekler de aradaki ciddi farkı ihtiyacı olana yapmadığı bağışı yapmış gibi gösterip kapamayı tercih etmişlerdir…
