Mehmet Necati GÜNGÖR Yüreğimiz önce şehit acısıyla yandı. Sonra, Van’ın Bahçesaray ilçesinde çığ düşmesi sonucu kaybettiğimiz 38 can. Önce bir minibüsün üstüne çığ düştü. Sonra, kurtarma çalışması yapanların üzerine. Toplam 38 kişinin hayatı. Yazık, çok yazık! Peki, Van’ı yönetenlere soruyoruz: İlk çığdan sonra yol neden ulaşıma kapatılmadı? O yolda daima çığ düşmesi olduğuna göre, neden sun’i çığ düşürme eylemleri yapılıp yol önceden temizlenmedi. Erzurum’un Hınıs ilçesinde bu yöntemi yıllar önce köylüler kullanmış ve bir kişi bile çığ altında kalmamış. Bu ilçede yıllarda gazetecilik yapan Hüseyin Kara’dan dinledim: Biliyorsunuz, çığ düşmeleri şiddetli bir sesin kar yığınlarına çarpmasıyla olur. Hınıs’ta köylüler, çığ mevsimi diye bildikleri bahara yakın aylarda kar yığınlarının oluştuğu yollarda silah patlatıp çığı düşürür, kendilerini böylece emniyet altına alırlarmış. Bu, bazılarının alay ettiği “köylü feraseti”dir. Köylünün bu feraseti ne yazık ki şehirli yöneticilerin aklına gelmemiş. Van valisi olacakları önceden kestirememiş. İlk çığdan sonra yolu trafiğe kapatmamış. Sun’i çığ indirme operasyonları yaptırmamış. Zavallı vatandaşlarımız çığ altında kalarak hayatlarını kaybetmişler. Ne acı bir olay! Sağ kurtulanlar arasında Cumhurbaşkanının Başdanışmanlarından, eski milletvekili bir hanımefendi de var. Kurtulanların bir kısmı yaralıymış. Kurtulanlara geçmiş olsun ve acil şifa diliyoruz. Ölen yurttaşlarımıza rahmetler. Ocaklar söndü. Umarız, bundan sonrası için tedbirler alınır, her yıl çığ düşmelerine sahne olan bu yolda, bu çığın düştüğü yere de bir kar tüneli yapılır. Kar tünelleri, çığ tehlikesini bertaraf ediyor. Bu yola da lâzım.