Çin’de başlayan Covid-19 virüs salgınının ikinci yılında aşılamaların başlamasına rağmen, dünyanın dört bir yanında kaygılar sürüyor. Görünmez belanın daha ne kadar süreceği, aşılamaların tekrarı, ilaçların da bulunmasıyla insanoğlunun bu istilacı ölümcül virüsten yakasını tamamen kurtarıp kurtaramayacağı tartışılıyor. Bilim insanları virüsün tamamen kaybolmayacağını ancak 1 yıl sonra salgından kurtulacağımız görüşünde. Aşı takviminin tamamlanıp toplumun büyük bir kesimine uygulanmasıyla salgının önlenebileceğinin, bugün maske-mesafe ve hijyen kurallarını iyi biçimde uygulamak kaydıyla, gelecekte Covid-19’a mevsimsel bir enfeksiyon hastalığı olarak bakabileceğimizin altı çiziliyor. Böylece bir yıl sonra, Covid-19 kışın artıp yazın azalan grip türü bir hastalık olacak. İlaçların da bulunmasıyla “2022 yılı içinde normale dönüş yaşanıp, maskesiz bir yaşam mümkün olabilecek”. Ancak bugün öncelikle yapılması gereken, aşılanan ve benim gibi Covid-19 geçirenlerin, “kanımda yüksek düzeyde antikor var” diyerek önlemleri kesinlikle gevşetmemesi lazım. Bilim insanları, ikinci kez virüse yakalanma yüzdesinin az olmakla birlikte, kandaki antikorun solunum yollarındaki virüse etkisinin kestirilmesinin şimdilik mümkün olmadığını ifade ediyor. Bu nedenle, kapalı ortamlardan uzak durup, imkan çerçevesinde, sebze-meyve ağırlıklı sağlıklı beslenme, yürüyüş, temiz hava ve spor ile bağışıklık düzeyimizi yükseltmeye çalışalım. Bilim insanları, bu süreçteki gevşemeyle virüsün değişip, daha saldırgan bir mutasyona uğramasından kaygı duyuyor. Avrupa ülkeleri mutant virüs nedeniyle kapılarını kapatıtı.Bu tehdit tamamen ortadan kalkmadan her bireyin en az bir yıl daha kendisini çok iyi koruyup, maske-mesafe-hijyen kuralına uyması gerekiyor. Kendimiz, ailemiz, sevdiklerimiz, için bunu yapmak zorundayız. Aksi takdirde 5-7 bin vaka sınırında kitlenip kalırız. *** HANGİ ÜLKE SÜRECİ İYİ YÖNETTİ? Covid-19 dünyanın hemen bütün ülkelerinde hala çok yaygın ve can almaya devam ediyor. Dünya devi en güçlü ülke ABD, hem olgu hem ölüm sayısında başı çekerken, Türkiye 9’ncu sırada yer alıyor. Palau, Marshall Adaları, Kiribati ve Solomon Adaları gibi az nüfuslu, ana karaya uzak ada ülkelerinde ise virüs bulunmuyor. Korona virüs salgınında ülkelerin süreci nasıl yönettiklerini inceleyen Avustralya'nın Lowy Enstitüsü’nün raporuna göre, süreci Yeni Zelanda, Vietnam, Tayvan, Tayland, en başarılı şekilde yönetirken, Brezilya, ABD, İran ve Meksika yönetimleri ise, sınıfta kaldı. *** İNAKTİF/mRNA HANGİ AŞI? Aşıların etkinliği, yeterliliği ülkemizin yanı sıra tüm dünyada tartışılıyor. Dünya genelinde yüzden fazla Korona virüs aşı çalışması yapılıyor. Amerikan Pfizer/Biontech ve Moderna, Çin Sinovac, Rus Sputnik V ve Oxford Üniversitesi'nin Astra Zeneca işbirliği ile ürettiği ilaçlar ön onayları almış durumda. Bu aşıları üreten firmalar inaktif ya da mRNA şeklinde iki ana yöntem üzerinde yoğunlaştırıyor çalışmalarını. Türkiye’nin kullandığı inaktif yani ölü aşı, ısı, kimyasallar ve radyasyon kullanılarak virüslerin kendilerini kopyalayıp çoğalmasının engellenmesi ile üretilen, bilindik eski bir yöntem. Çocuk felci ve bazı tip grip aşıları bu teknik kullanılarak üretilmiştir. İnsanlarda yeni uygulanan teknoloji olan mRNA ise, genetik yoldan etki eden ve daha kısa sürede üretilebilen canlı bir aşı. Kısa dönemde antikor ve hücresel bağışıklık geliştirme konusunda başarılı sonuçlar alınmakla birlikte, uzun süredeki sonuçları henüz bilinmiyor. Avrupa Birliği Komisyonu, Avrupa İlaç Ajansı'nın kararının ardından, Astra Zeneca aşısının birlik ülkelerinde kullanımına izin verdi. Daha önce de mRNA yöntemiyle üretilen BioNTech/Pfizer ve Moderna'nın aşılarına kullanım izni verilmişti. Öte yandan Avrupa Birliği, sınırları içinde üretilen aşıların birlik dışındaki ülkelere satılmasına kısıtlama getirecek. Buna göre, parayı bastırsanız bile Avrupa kökenli aşıyı alamayacaksınız. *** MONOKLONAL ANTİKOR YENİ UMUT MU? Monoklonal antikorlar ya da çoklu tedavi uygulamasını ilk kez ABD eski Başkanı Donald Trump koronavirüse yakalandığında duymuştuk. Salgınla mücadele konusunda önemli bir adım olan antikor tedavisi artık Almanya'da da uygulanmaya başlanacak. Kovid-19 aşısı temininde önümüzdeki dönemlerde yaşanabilecek eksiklik, bu yeni tür "monoklonal antikorlara" dayalı ilaçla telafi edilecek. Monoklonal antikorlar aslında bilimin pek de yabancı olmadığı, bazı kanser türleriyle mücadelede 40 yıldan beri kullanılan bir yöntem. Peki, monoklonal antikorlar tam olarak nedir dersek, Korona virüs ya da başka herhangi bir virüs vücuda girdiğinde, bu antikorlar virüsün dikensi uçlarına yapışıp onun sağlıklı hücrelere girişini engellemeye yarıyor. Bilim insanlarının aşı, ilaç çalışmaları derken son olarak bu monoklonal antikor buluşları da devreye girdiğinde bu saldırgandan tamamen kurtulacağız demektir. Haydi, hep beraber kurallara uyup, sıkalım dişimizi az kaldı. *** KİMLER İŞSİZ KALDI? Salgından etkilenmeyen sektör yok gibi. Restoran ve kafe işletmecileri bunların başında geliyor. Kapısına kilit vuran binlerce işletmede çalışan on binlerce kişi ve ailelerinden imdat çığlığı geliyor. Turizmden eğitime, endüstriden tekstile çok sayıdaki lokomotif sektör bu salgın günlerinde, karantina ve kısıtlamalardan etkilendi, çok sayıda çalışan işini kaybetti. Göz ardı ettiğimiz sektörlerden biri de bankacılık. Bankaların giderek küçülen, kapanan şubelerindeki binlerce bankacı işsizler kervanına katıldı. Öte yandan, ülkemizde 15 milyon, dünyada çeyrek milyardan fazla yoksul ve yardıma muhtaç insan olduğunu, üretime dayalı iş-aş imkanı yaratamayıp dışa, ithalata bağımlılığın devam etmesi halinde, çığ gibi büyüyen işsizlik ve yoksulluğun altında ezileceğimizi unutmayalım. *** “İHANETE UĞRADIK!” Siyasetsiz olmuyor, bugünkü yazımızı da siyasetle noktalayalım. ABD’nde Kongre baskınının simgesi haline gelen boynuzlu protestocu Jacob Chansley, Kongre baskınında gözaltına alınanlar için af çıkmamasına büyük tepki gösterdi. “İhanete uğradıklarını” söyleyip eski başkan Donald Trump' a ve cumhuriyetçilere ateş püskürdü. “Boynuzlu adam” kendilerine arka çıkmadığı gerekçesiyle Senato’da Trump aleyhine ifade verecek! Siyaset böyle bir şey, “Trump-boynuzlu adam” örneğinde olduğu gibi, düşmeye gör ikbal günlerinde çevrendeki en büyük şakşakçılar sırt dönmekle kalmayıp, insanın ipini bile çeker.