Mehmet Necati GÜNGÖR Yıllar yılı hep senin karşında pozisyon aldım. Çünkü ben sağcı idim. Sağın liberal kanadından diyebilirim. Hep bendeki güzelliklerin peşinde oldum. Senin güzelliklerini fark edemedim. Meselâ ben sağcı olarak üretelim, çoğaltalım, öyle paylaşalım derken. Sen hep adaletli gelir dağılımından söz ettin. Ama, istediğimiz üretim bandına bir türlü geçemedin. Ben, Boğaz’a köprü yapılmasını alkışlarken, sen Zap Suyu’nu önerdin. Ben inançlara saygımı her platformda gösterdim, Sen de inançlara saygılıydın muhakkak ama, bunu hep içinde sakladın. Bu yüzden insanlar sana “dinden uzak” gözüyle baktılar. Şimdi anladım ki, seninle benim terkibime bu ülkenin ihtiyacı var. Ben pratikten anlarım, sen merhametten. Benim pratiğimle senin vicdanını birleştirecek bir siyasi görüşe, bir siyasi oluşuma şiddetle ihtiyacımız olduğunu şimdilerde fark ediyorum. Bakıyorum, senin içinde çok güzel, insanlar var. Meselâ Nazım Hikmet gibi büyük bir şairi senin sayende fark ettik. Öyle ki; O'nun "kuva-i milliye şehitleri, eyanmanın vaktidir artık!" mısraları, hele de Volkan Konak’ın ağzından okunduğunda hep ağladım. Sen ise Necip Fazıl’a hep burun kıvırdın. Onun şairlik yönünü göremedin. “Sakarya” ve “Kaldırımlar” şiirlerinin şaheser olduğunu anlayamadın, belki anladın da ideolojik inadın buna izin vermedi. Belki bunda da haklıydın. Ben, hep Necip Fazıl’ın şairlik yönünü gördüm ve tektir ettim. Nazım Hikmet’in hem büyük şair, hem büyük bir memleket sever olduğunu geç anladım, çok üzgünüm. Şimdi geldiğimiz noktada çekinmeden söyleyebilirim ki ben aynı zamanda bir Nazım Hikmet hayranıyım. Bütün büyük sanatçıların şairlerin senin içinden çıktığını da biliyorum. Sen sanat ürettin, kültür ürettin, biz eser yarışına giriştik. Memleketi bir baştan bir başa barajlarla, fabrikalarla donattık. Şimdi görüyorum ki, bu fabrikalar birer birer elden çıkarılıyor. İçim yanıyor. Kısaca; şu noktaya geldim ki, solcu kardeş; Bu ülke senin vicdanına, benim gibilerin pratik düşüncesine muhtaç. Gel sen hayalperest olmaktan vazgeç, bin de seni görmemekten vazgeçeyim. Ben sana muhtacım, sen bana. Bu ülkeyi ancak el ele, gönül gönüle olabilirsek kurtarabileceğimizin bilincine geç de olsa varabildim. Seni seviyorum  ve bazı yönlerinle çok taktir ediyorum solcu kardeş. Senin de beni sevmeni ve taktir etmeni bekliyorum. İnan ki aramızda öyle dağ gibi ayrılıklar yok. Belki yürüyüş yöntemlerimiz farklı. Hepimiz aynı yolun yolcusuyuz. Büyük Türkiye sevdası, Atatürk sevdası, Cumhuriyet sevdası, demokrasi ve özgürlük sevdası hepimizin değerleri.