Tören yayınları, radyo ve televizyon yayıncılığında araştırma ve provalara dayanan yayınlardandır. Spikerler, tören yayınını sıradan bir sunum olarak görmez. 10 gün öncesinden başlayarak törene kendini hazırlar.

Şener Mete

Ulusal bayramların töreni ise yakın geçmişte radyo ve televizyonlarda naklen yayınlanan, yayın ekibi önceden belirlenmiş, ilk provadan sonra, yönetmenin başkanlığında yapılan canlı yayın toplantısıyla tören akışı üzerinden senaryosu çizilmiş, 2 ya da 3 saat süren yayınlar idi. Ulusal bayramlar, birlik ve beraberliğin en fazla hissedildiği, tarihimizin bir bölümünün topluca hatırlama fırsatı yaratıldığı günlerdir. Böyle günlerde yapılan yayınların halka moral verici etkisi vardır.

23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos ve 29 Ekim günlerinde kutlanan ulusal bayramların, hazırlığı en uzun süren, canlı yayınlanan ve halkın ilgiyle izlediği, yüzlerce gazetecinin de özel kartlarıyla sahaya girebildiği iki yer Ankara 19 Mayıs Stadyumu ve Ankara Hipodromu (AKM Tören alanı) idi. 19 Mayıs Stadyumu, 23 Nisan ve 19 Mayıs’taki  kutlama törenlerine devletin üst düzeyinin katıldığı ve canlı yayın için kameraların dizildiği tören alanıydı. Cumhuriyetin ilk stadyumu olan 19 Mayıs Stadyumunda son bayram töreni, 19 Mayıs 2011 günü yapıldı. Orada 13 yıldır tören düzenlenmiyor, çünkü stadyum tamamen yıkıldı. Devam etmekte olan inşaatın ne zaman biteceği ise belli değil. Üstelik 2012 yılında “kutlama törenlerinin hazırlık döneminin mevsim olarak soğuk bir zamana denk gelmesi nedeniyle sağlık sorunlarına yol açması, çalışma süresinin uzun olması nedeniyle öğrencilerin derslere ilgisinin azalması, motivasyonlarının düşmesi ve gönüllü olmayan öğrenci velilerinin okullarla olan ilişkilerinin bozulması” gerekçeleriyle çıkarılan bir genelgeyle Ankara dışındaki stadyumlarda tören yapılmaması kararı alınmıştı. 2012 yılında Ankara 19 Mayıs stadyumunda da tören düzenlenmedi çünkü o yıl, stadyumun çürük olduğu yolunda bir rapor bulunduğu sözleri yayıldı. Ancak bu rapor hiçbir basın yayın organında yayınlanmadı. 2018 yılında stadyum yıkıldı. İtalyan mimar Vietti Viola tarafından yapılmıştı ve açıldığı yıl olan 1936’da Balkanların en görkemli stadıydı.

1926 yılında Samsun’da Gazi Günü olarak başlayan kutlamalar, 1935 yılında Atatürk gününe, 1938’de Gençlik ve Spor Bayramı’na, 1981’de ise Atatürk’ü anma, Gençlik ve Spor Bayramı’na dönüşmüştür. Kaynaklarda, 19 Mayıs Stadyumundan yapılan ilk bayram yayınının, 26 Haziran 1960’a ertelenen Gençlik ve Spor Bayramı olduğu belirtilmektedir. Bu bayramla ilgili ilk televizyon yayını ise 1968’de haber olarak, 19 Mayıs 1969’da da Atatürk’ün Samsun’da karaya ayak bastığı yer olan Tütün İskelesi’nden yapılmıştır. Daha sonraki yıllarda 19 Mayıs Stadyumunda yapılan törenler önce görüntülü haber,1975’ten sonra da canlı olarak yayınlandı.

19 Mayıs Stadyumu'ndaki, 19 Mayıs’ın son töreni, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Şeref Tribününe gelip protokolü selamlamasıyla başladı. Daha sonra İstiklal Marşımız, coşkuyla okundu. Sahada, toplamı 120 metrekare olan dört Türk bayrağı, halkın alkışları arasında Ankara Polis Koleji öğrencileri tarafından dalgalandırılarak geçti. Şeref tribününün karşısına kurulan kürsüye gelen Milli Eğitim Bakanı’nın konuşmasının ardından öğrenciler şiirler okudu, Atatürk’ün gençliğe hitabı ve gençliğin Ata’ya cevabı seslendirildi. Bu sırada Samsun’dan gelen atletler, beraberlerinde getirdikleri bayrağı omuzlarında taşıyarak ve tribünlerin önünden tur atarak Cumhurbaşkanı’na teslim ettiler. Atletlerin arkasında Selanik’ten bir kutu içinde getirilen toprağı teslim edecek heyet bulunuyordu. Atatürk’ün Selanik’te doğduğu evin bahçesinden alınan bu değerli toprak; atletler tarafından önce İskeçe’ye ardından Tekirdağ’a getirildi. İstanbul’a ulaştırılan toprak, atletler tarafından 30 saat koşularak Ankara’ya geldi. Toprak ile birlikte İskeçe Türk Birliği’nin flaması da Cumhurbaşkanına takdim edildi. 3 kez “sağol” kelimesinin söylendiği şeref çağrısını, günü simgeleyen Gençlik Marşı takip etti. Bu sırada Polis Koleji öğrencileri sahayı terk ederken 1839 yılında kurulan Jandarma bandosunun gösterileri başlıyordu. Aynı anda Türk Hava Kurumu’nun paraşütle atlama gösterileri başladı. Paraşütçülerimiz havada önce 45 metrekarelik Türk Bayrağını, ardından da THK flaması ve Atatürk Posterini açtılar. Bu sırada yayını canlı olarak yayınlayan TRT ekranlarında, iki pencere daha açılarak aynı anda İstanbul ve Samsun’daki törenler de izleyiciye sunuluyordu. Stadyumda başlayan tören geçişini, izciler ve 81 ili temsilen 81 bayrak taşıyan gençler gerçekleştirdi. 384 öğrenciden oluşan halk oyunları grubu, kız gösteri grubu olarak 768 öğrenci ve 600 öğrenciden oluşan Polis Koleji grubu, bayrakların ardından tören geçişi yaptı. Çeşitli grupların tören geçişinin sonunda 30 seğmenin oynayarak geçişi izlendi. Törenin son bölümünü yer ve fon grubunun etkinliği oluşturdu. Bu gösteriye 3.600 öğrencinin halk oyunlarıyla başlaması coşkuyu bir anda artırdı. Öğrenciler, Anadolu’nun dört bir yanının kültürel özelliklerini taşıyan halk oyunlarını potpuri şeklinde sundu. Şeyh Şamil, Şekeroğlan, Delilo, Leylim, Harmandalı, Mendil, Hemşin ve Kolbastı oyunlarıyla stadyum ve ekranlar şenlendi. Törenin son bölümünü Kır Çiçekleri adlı oyun ile Renklerin Dansı ve Fahir Atakoğlu’nun besteleri eşliğinde gösteri grubunun koreografisi izlendi. Estetiğin, güzelliğin ve gençliğin iç içe girdiği muhteşem görüntüler izleyenlere keyif verdi.

“Tarihi çevir nal sesi, kısrak sesi bunlar,

Delmiş Roma’nın kalbini mızrak gibi Hunlar”

dizesiyle başlayan şiiri hatırlatırcasına, önce eski Türk bayraklarını dalgalandıran grubun seremonisinden sonra Selçuklu, Anadolu Selçuklu, Osmanlı Devleti bayraklarının açılmasının ardından Anadolu’nun kara günleri canlandırıldı. Asırlara gözlerin kapanıp kara isyanların başladığı günlerde; sığınılacak tek yer olan Bayrak, Atatürk siluetli Türk Bayrağı olarak ortaya çıktı. Mustafa Kemal’in ordusu sahaya yayıldı. “Her karış toprağımızı şehit kanlarıyla sulayarak çizdiğimiz bu topraklar ebediyete kadar bizimdir!” mesajıyla tören, 7 bölgeye 7 ışının yayılmasıyla son buldu.

Size, 19 Mayıs Stadyumu'nun son 19 Mayıs törenini anlattım. Bu törenleri bütün Türkiye büyük bir keyifle televizyonlarından izliyordu. 2011’den sonra 19 Mayıs stadyumunda hiçbir tören yapılmadı. Birçok yerde törenler ya iptal edildi ya da çok zayıf bir biçimde düzenlendi. Oysa ulusal törenlerle Cumhuriyetin kuruluşunun çok yakın ilişkisi vardır. Ulusal bayram törenini sunan bir spiker de sunacağı törenin gerekçesini yakın tarihi inceleyerek keşfeder.

Yakın tarihimizde, Birinci Dünya Savaşı'nda ordumuz, aslanlar gibi çarpışmıştı. Sarıkamış’ın soğuğunda donarak şehit olan askerlerimize rağmen Erzurum savunuldu. Çanakkale’ye gelen gemiler geldikleri gibi gitti. Kut'ül Amare’de İngilizler geri püskürtüldü. Yalnızca Süveyş Kanalı harekâtında ordumuz; İngilizlerin karşıdan, Arapların arkadan saldırması sonucunda geri çekildi.

Ancak Alman ordusu, Avrupa’da İngiliz ve Fransızlara karşı yenilmişti. Almanya 1918’de teslim olduktan sonra biz de birlikte masaya oturmak zorunda kaldık. Mondros Ateşkes Sözleşmesi imzalandı. Mondros Sözleşmesinin imzalanmasından 14 gün sonra 13 Kasım 1918’de, 55 parçadan oluşan İngiliz, Fransız ve İtalyan savaş gemileri İstanbul’a girdiler. Boğaz’a demir attılar, toplarının ağızlarını Padişahın oturduğu Dolmabahçe Sarayı’na çevirdiler. Bu sözleşmenin memleketi nasıl bir uçuruma götürdüğü anlaşılınca, asker-sivil bütün vatanseverler yer yer mukavemet teşkilatları kurmaya başladı. Birçok yerde Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri kuruldu. Ardından Sevr Antlaşmasıyla topraklarımız bir bir işgal edildi. Bu çerçevede Yunanistan 15 Mayıs 1919 günü İzmir’i işgal etti. Birinci Dünya savaşında hiçbir şekilde savaşmadığımız Yunanistan’ın İngiltere’nin talebiyle, fırsatı ganimet bilerek Ege bölgesinde yayılmaya başlaması, bütün Anadolu’yu harekete geçirdi. Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı, Millî Mücadeleyi başlattı.  21 Haziran’da Amasya tamimini yayınladı. 8 maddelik tamimin iki maddesi şöyleydi: 

“Vatanın bütünlüğü milletin bağımsızlığı tehlikededir. Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.”

Amasya tamiminin peşinden Erzurum ve Sivas kongreleriyle milletin uyanışı, şahlanışa dönüştü. Sonrası, zaten bir destan olan Kurtuluş Savaşı’dır. Ulusal bayramlarımızın her biri bu destanın bir parçasını yansıtır.

Ulusal bayramlar ve bu bayramlarda yapılan törenler, toplumu birbirine kenetler, dostluğu, kardeşliği ve vatanseverlik duygusunu artırır. Bu törenler; Sarıkamış’ta, Erzurum’da, Çanakkale’de, Suriye’de, Süveyş’te, Kut ül amare’de, Antep’te, Maraş’ta, Adana’da, İzmir’de, Afyon’da, Kütahya’da ve Medine Müdafaası’nda şehit düşen ve gazi olup da vefat eden tüm kahramanlarımızı anmak ve geçmişi unutturmamak için yapılır. 19 Mayıs Atatürk’ü anma, Gençlik ve Spor Bayramınız kutlu olsun.