ANKARA - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Angola, Togo ve Nijerya ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilere değerlendirmelerde bulundu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Batı Afrika turu kapsamında 17 Ekim'de başlattıkları resmi ziyaretleri verimli şekilde tamamladıklarını bildiren Erdoğan, böylece bugüne kadar 30 ayrı Afrika ülkesine toplam 41 ziyaret yapmış olduklarını söyledi. Sadece bu tablonun bile tek başına Türkiye'nin Afrika kıtasıyla ilişkilerini geliştirme konusundaki kararlılığının somut göstergesi olduğuna işaret eden Erdoğan, bu seyahatte Angola, Togo, Burkina Faso, Liberya ve Nijerya cumhurbaşkanlarıyla yaptığı görüşmelerde, ikili ilişkiler ile bölgesel konuları etraflıca ele aldıklarını aktardı. Angola'da, Angola Ulusal Meclisine hitap ettiğini, Türkiye-Angola İş Forumu'nda karşılıklı yatırım ve iş imkanlarını değerlendirdiklerini dile getiren Erdoğan, Angola Cumhurbaşkanı Joao Manuel Lourenço ile eğitimden güvenliğe, ekonomiden kültürel hayata kadar her alanda ilişkileri geliştirme konusunda bir kez daha mutabık kaldıklarını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Togo temaslarının bu ülke ile son dönemde bakan düzeyinde gerçekleştirilen karşılıklı ziyaretlerle yakalanan ivmeyi daha da güçlendirdiğine işaret ederek, Togo Cumhurbaşkanı Faure Essozimna Gnassingbe ile terörle mücadele ve bölgesel meseleler başta olmak üzere birçok konuyu ele aldıklarını, siyasi ve askeri alanda iş birliğini ilerletme arzusunu teyit ettiklerini söyledi. Lome'de ayrıca Burkina Faso Cumhurbaşkanı Christian Kabore ve Liberya Cumhurbaşkanı George Manneh Weah ile de görüştüklerini anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Dört lider, bir çalışma yemeğinde ayrıca bir araya geldik. Bu liderlerle yaptığımız görüşme sonunda yayınladığımız bildiride, diğer pek çok hususun yanı sıra güvenlik alanında iş birliğimizi güçlendirme kararına da vardık. Bu kapsamda dört lider olarak FETÖ, Boko Haram, El Kaide, DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı hiçbir ayrım gözetmeden daha etkin mücadele etme hususunda mutabık kaldık. Nijerya Cumhurbaşkanı Buhari ile görüşmemizde de ülkelerimiz arasındaki ilişkileri tüm veçheleriyle gözden geçirdik ve iş birliğimizi pekiştirecek anlaşmalar imzalayarak ziyaretimizi taçlandırdık. Afrika vizyonumuz karşılıklı saygı temelinde kazan-kazan ilkesine dayanıyor. Afrika'yı pazar değil, ortak olarak görüyoruz. Bazı ülkelerin Afrika kıtasına bizim gibi iş birliği perspektifinden değil, çıkar penceresinden baktıklarını gayet iyi biliyoruz. Kibir üzerine bina edilmiş bir bakış yerine iş birliği, dayanışma, ortak tarih, bilgi, birikim ve tecrübe paylaşımı üzerine inşa edilmiş bir Afrika yaklaşımını savunuyoruz. Afrikalı dostlarımızın da bizim bu samimi yaklaşımımızın farkında olduklarını memnuniyetle görüyoruz." "Togo'da yaptığınız dörtlü zirve sonunda DAEŞ ve Boko Horom ile birlikte FETÖ ilk kez Afrika özelinde uluslararası bir metne terör örgütü olarak girdi. Hem bunu hem de Afrika'daki varlığımızın FETÖ ile mücadele açısından önemini değerlendirir misiniz?" sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi: "Bir defa Afrika'da ciddi manada FETÖ ile ilgili bir çöküş başladı. Şu anda çok ciddi sayıda okul Maarif Vakfımıza devroldu. Maarif Vakfımız, 19 ülkede FETÖ iltisaklı 216 okulu devraldı. Şu anda bir Nijerya'da ayakta. Nijerya Cumhurbaşkanı Sayın Buhari ile yaptığımız görüşmede tabii bu konuyu da ele aldık. Ama birçok Afrika ülkesinde hamdolsun bize, Maarif Vakfımıza katılımlar oldu. Maarif Vakfına olan bu katılımlar zaten FETÖ'nün artık buralarda çöküşü anlamına gelir. Bu, hızla da devam ediyor. FETÖ, Güney Afrika'da da yavaş yavaş çökmeye başladı." "Uluslararası camia içerisinde Soros ne ise Kavala o" Muhalefet partilerinin neden Osman Kavala ve Demirtaş meselesine odaklandıkları, bunun arka planında ne gördüğü yönündeki soruya karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörün beslendiği odakların belli olduğunu dile getirdi. Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Bunlar zaten terörün beslendiği odaklar. Selahattin Demirtaş da öyle. Daha devam eden davaları var. Kavala hakeza öyle. Fakat Kavala'nın özelliği daha farklı. Uluslararası camia içerisinde Soros ne ise Kavala o. Bunlar para ile istedikleri yeri istedikleri gibi sallamaya çalışıyorlar. Şimdi Soros'un oğlu da giriyor. O da babası gibi. Bunların çok iyi takip edilmesi lazım. Bunlar mesela şu anda Balkanlara sızmanın, Balkanları sindirmenin gayreti içerisindeler. Bunlara da tabii fırsat vermeyeceğiz, verilmemesi lazım. Kosova'da, Makedonya'da, Arnavutluk'ta her yerde buna benzer şeyleri yaparlar. Dolayısıyla bizim bilincimizin altına bunu bir defa yerleştirmemiz lazım. Elhamdülillah, Türkiye olarak biz güçlüyüz ve bize sızamıyorlar. Terörist sayısında ciddi bir düşüş var. Bundan sonra da terörle mücadeleye aynı kararlılıkla devam edeceğiz." F-35'lerden dolayı Türkiye'nin 1,4 milyar dolar alacağına karşılık, Amerika tarafından F-16 alımı ve mevcutların modernizasyonu için bir teklif geldiği hatırlatılarak, "Bu durum ABD Dışişleri Bakanlığına soruldu yalanlamadılar da doğrulamadılar da. Yine bir oyalama taktiği yürütüyorlar. Bundan vazgeçmeyecek mi Amerika?" şeklindeki soruyu da yanıtlayan Erdoğan, bu görüşmelerin şu anda alt düzeyde söz konusu olduğunu bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ama biz bu 1 milyar 400 milyon dolarımızı öyle veya böyle alacağız. Bütün bunlar konuşuluyor. Şu anda savunma bakanlarımız karşılıklı olarak bu görüşmeleri yapıyorlar. Şimdi Milli Savunma Bakanımız, Amerika Savunma Bakanı ile bir araya gelecek, görüşecekler. Mesafe alacağız diye inanıyorum. Roma'da G20 Toplantısı'nda Biden ile biz de bunu tabii konuşacağız. 'Ne yapıyoruz, ne oluyor' diye soracağız. Hiçbir şekilde Türkiye'nin haklarının yenmesine fırsat vermeyiz." diye konuştu. Kılıçdaroğlu'nun "siyasi cinayetler işlenebilir" iddiası CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "siyasi cinayetler işlenebilir" şeklindeki sözleri sorulan Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu: "Her şeyden önce ana muhalefetin başındaki zatın bu açıklamaları tamamen deli saçması. Ya siyaseti öğrenecek ya siyaseti öğrenecek. Bunun başka çıkışı yok. Siyasi cinayet dediğin zaman senin yapman gereken bir şey var. Nedir o? İspat edeceksin. Böyle bir ispat söz konusu değil. Adeta bir deli bir kuyuya bir taş attı, 40 akıllı çıkaramadı. Bu da böyle. Bunu neye göre söylüyorsun? Çünkü hukuktaki kaide çok açık net ortada; müddei iddiasını ispatla yükümlüdür. Senin bunu ispat etmen lazım. Bunu ispat etmediğin sürece bu sana yapışıp kalır. Nitekim bütün arkadaşlarımız bu konuyla ilgili gerekenleri söylediler. Ama bu da aynı, yanındakiler de aynı. Aynı şeyleri dönüp dönüp konuşuyorlar. Avukat arkadaşlarımız şu anda bununla ilgili davaları açtılar. O da tutuştu. Niye? Çünkü olmayan şeyi konuşuyor. Diğeri de aynı şekilde, olmayan şeyi konuşuyor. Malum, şimdi başsavcılık bunları davet etti. Başsavcının davetiyle de bunlar ifadeyi verecekler. Bakalım ne söyleyecekler, göreceğiz." "Seçimler 2023 Haziran'da" Seçimlere daha uzun bir zaman olduğu belirtilerek, "Muhalefet partilerinde, gerek liderlerin söylemlerinde, gerekse sözcülerin açıklamalarında son dönemde bir özgüven artışı hissediliyor. Girdiği bütün seçimleri kazanmış bir lider ve Türkiye'nin en tecrübeli siyasetçisi olarak, muhalefetteki bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?" sorusunu Erdoğan, şöyle cevapladı: "Bunlar neredeyse iki yıldır hep erken seçim demiyorlar mı? Çok açık net bir gerçek var ortada, ben 'seçimler zamanında yapılacak diyorum, asla geri adım yok' diyorum. Devlet Bey, aynı şekilde, Haziran 2023'ü söylüyor, 'seçimler zamanında yapılacak' diyor. Ama bunlar hala avara kasnak gibi dönüp dönüp duruyorlar. Yok böyle bir şey, olmayacak böyle bir şey. Seçim zamanında yapılacak. Türkiye, seçimlerin zamanında yapılması olayını yaşayacak. O tarih de Haziran 2023'tür." "Suriye konusunda kesinlikle taviz yok" Suriye'deki terörist gruplara yönelik operasyon konusundaki görüşleri de sorulan Erdoğan, "Şu anda bizim bölgede ciddi manada hassas noktalara operasyonlarımız devam ediyor. Kesinlikle taviz vermek yok. Suriye'deki bu süreci devam ettiriyoruz. Şu an itibarıyla da rejim nasıl bir tavır alır onu bilemiyorum ama biz özellikle İdlib'deki bu yaklaşım tarzına karşı gereği neyse onu yapmaya ve bütün ağır silahlarımızla beraber cevabını vermeye devam ediyoruz. Bu işi kendi akışına bırakamayız." dedi.
Editör: Ahmet Ertüm