Dr. (E) Tuğamiral Ergun MENGİ Bir önceki bölümde, İzmir’de açılan Opel Otomobil fabrikasının kapatılmasında kalmıştık. Bu arada özellikle 1980’lerden sonra Türkiye ve dünyada başlayan tüketim patlaması sonucunda ülkemize küçük boyutta ama ucuz binlerce otomobil ithal edilmiştir. Aslında iç tüketim pazarının bu kadar güçlü olduğu 1990’larda başlatılacak yerli otomobil üretimi başarıyı çok daha kolay yakalayabilirdi. O tarihlerde Yugoslavya’dan (Sırbistan) Yugo marka, Çekoslovakya’dan (Çekya) Şkoda, Polonya’dan Bis Fiat 126 ve Rusya’dan Lada Samara marka binlerce araç ithal edilmiştir. Otomobil maceramız Devrim arabasıyla başlayan süreçte halen yabancı lisanslar altında 10’larca marka altında ve binlerce üretilmeye devam etmektedir. Bugün ithal arabaları kullanan bazı kimseler, zamanında bize teneke, samandan arabaları satmışlardı diye hayıflandıklarına tanık olmuşuzdur. Aslında 1965’lerde dünya üzerinde imal edilen otomobillerin (Amerikan, Alman arabaları hariç) yerli üretilenlerden hiç farkları yoktu. Ayrıca bir otomobilin en yıpratıcı olarak kullanıldığı ticari sektör taksiciliktir. Günümüzde caddelerde dolaşan taksiler arasında, Doğan, Şahin gibi kuş serisi yerli otomobillerin bulunması, yerli otomobillerin bu hayıflanmaları hak etmediğini ortaya koymaktadır. Bugün trafiğe baktığımızda, geçtiğimiz yıllarda ithal edilen binlerce aracın hemen hemen hiçbirisini trafikte göremezken, 1971 model Murat 124 trafikteki saygın yerini korumaktadır Yerli Otomobil Sevdası Devam Ediyor: Türkiye’de yerli araba serüveni son yıllarda daha alevlenmiştir. AKP Hükümetinin yerli otomobil projesi 2014’lerde daha çok dillendirmiş ve 02 Haz 2015 tarihinde “Yerli oto 4 ayrı modeller geliyor” başlığıyla müjdeyi Başbakan Davutoğlu vermiştir. Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kırıkkale'de ki demecinde "Geçen hafta milli bölgesel uçağımızın müjdesini paylaşmıştık. Bu hafta da elhamdülillah bütün hazırlıklar tamamlandı. İmzalar atılıyor, kendi milli otomobilimizi yapıyoruz inşallah. 2015 Ağustos'unda ilk prototip üretim, 2016'da inşallah ilk filo üretim gerçekleşecek. En geç 2020'de seri üretime geçilecek" demiştir. 13 Ekim 2015’de aşağıda resmi gösterilen araç tanıtılmış ve 16 Aralık 2015 tarihinde Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, yerli otomobilin '2018 yılında yollara çıkacağı müjdesini vermiştir. 02 Haziran 2018 tarihinde yerli otomobil projesinde CEO’su Cumhurbaşkanı tarafından canlı televizyon programında, Mehmet Gürcan Karakaş olarak açıklandı. 25 Şubat 2019 tarihinde Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu A.Ş. Üst Yöneticisi (CEO) Gürcan Karakaş, “fabrikanın yeri çalışmalarının devam ettiğini ve her otomobil üreticisinin gönlünde yan sanayinin en yakınında olmak yatıyor" demiştir. 27 Aralık 2019 tarihinde yeni yıla günler kala yerli otomobil tanıtımı yapılmıştır. İtalya da dizayn ettirildiği ifade edilen araç basına tanıtılmış ve elektrikli SUV modelinin üretileceği ifade edilmiştir. Ancak, herkes şaşkındı çünkü yerli tank, gemi, İHA, füze üretilirken geçilen süreçler otomobilde geçmemiş, yapılmış yürüyen, hatta daha önce bir uluslararası fuara katılmış bir araç yerli otomobil olarak karşımıza çıkarılmıştır. Bu gizemli yanını bir kenara bırakırsak, uzmanlar yerli elektrikli SUV aracın fiyatının orta direk aile bütçesini aşacağını dile getirmektedirler. Yerli Otomobil, üretildiği takdirde, aracın rekabet ortamında hayatta kalabilmesi için; - Türkiye’de orta direğin alabileceği ucuz bir araç olmalıdır. (Ülkemize 1980-1990 arası ithal edilen araçlar ile günümüzde Dacia Marka araçların kazandığı başarıyı görmek lazım) - Öncelikle kamu kesiminde kullanılabilecek bir model olmalı ve kamu ciddi destekleme alımları yapmalıdır. Yerli otomobil çalışmaları devam ederken, Türkiye’de üretilen diğer marka araçların yerlilik oranı kadar, Türk ekonomisine yaptıkları katkılar dikkate alınarak, ÖTV’leri azaltılmalıdır. Bu yaklaşımlar yerli sanayiyi destekleyecek, ithal araca olan talebi azaltacak, yabancı sermayeyi yatırıma yönlendirecek ve oto yan sanayini gelişecektir. Yerli otomobilin, ancak bu düzenlemelerle önce iç pazarda, bilahare uluslararası pazarlarda diğer rakipleriyle rekabet edebileceği düşünülmektedir. Diğer taraftan 2022 yılında banttan inmesi planlanan yerli otomobil, eğer bugünkü teknolojiye göre üretilecek olursa eski teknoloji bir ürün olacaktır. Çünkü önümüzdeki dört (4) yılın otomobil sektöründe ciddi yeniliklere imza atacağı bellidir. Çinli üreticiler, 360 derece dönebilen, yan yan gidebilen araçları piyasaya sunmaya hazırlanıyorlar. Türkiye’nin yerli veya ithal otomobilinde olması gereken asgari özellikler neler olmalıdır. Arabadaki özellikler, arabanının maliyetine çok önemli bir etki yaptığından bunlar arasında tercih yapılırken dikkatli olmak gerekir. Ancak sürüş emniyeti ve trafik kazalarının azaltılması esas alınarak tespit edilen özellikler şunlardır. - Otomatik vites olmalıdır, Asgari 3 fren lambası olmalı ve sinyaller tüm far ve lambalar led olmalıdır, Araba çalıştığında kısa farlar ve arka kırmızı lambalar otomatik olarak yanmalıdır (ABD’ de olduğu gibi, Gündüz farları, bu özellik olduktan sonra gerekli değildir). Aynalarda, yan kör sahayı gösterecek, açılı kısım olmalıdır. Küllük olmamalıdır. Araba kullanılırken en çok kazalara neden olan ihlal “cep telefonu kullanılmasıdır”. Bu nedenle, cep telefonu otomatik olarak araba sistemine bağlanmalıdır. Yanmayan far veya lastik havası kaybını sistem ikaz etmelidir. Asgari sürücü tarafındaki cam otomatik olmalıdır. Tüm bunlar sürüş emniyetini artıracaktır. Batıyı taklit etmek sonuç endeksli olmamalıdır. Batının ürünlerini taklit ederek bir yere varmak zordur. Batının taklit edilecek veya kendimize mal edilecek en önemli özelliği “daha iyisini yapma azmidir”. Yani biz Batının yaptığı bir ürünü taklit ederken, Batı daha iyisini yapmaktadır. Yani başarılı olmanın arkasında yatan ana unsur, taklitçilikle başlasa dahi “merak ve yaratıcılık” tır. Bu olmadığı sürece yerli otomobil hayalimiz de bir başka bahara kalır.