Ankaragücü, Eryaman Stadı’nda Iğdır FK’ya 4-0 yenilerek sezonun en farklı yenilgisini yaşadı.

Bu sonuçla bir Milli maç arasına daha kaosla girildi.

Bu 15 gün geçer mi?

Zor dostum zor.

Oysa ne umutlarla başlamıştı maç.

Geçen hafta lider Kocaelispor deplasmanında oynanan güzel oyun.

Bekarevi Çocukları Lideri İlker Türker’in özgürlüğüne kavuşmasının tribünlere getirdiği coşku.

Darısı Ali İmdat’a…

İstenilen düzeyde olmasa da taraftarın yeniden tribünlere dönüşü.

2-0’a kadar tribünlerden istifa sesleri yükselmemesi.

Taraftarların tüm enerjilerini sahaya vermesi.

Galibiyet için tüm şartlar hazırdı.

Olmadı, bir kez daha olmadı.

Ankaragücü, TFF 1. Lig’in en kırılgan ekibi.

Bir gol yemeye görsün, darmadağın oluyor.

Futbolcularda özgüven sıfır.

Birçok kez yazdık, çizdik, bir kez daha tekrar edeyim.

Takımın birinci önceliği içeride olsun, dışarıda olsun, ilk golü yememek olmalı.

Gerekirse Eryaman’da bile kale önüne otobüs çekilsin gol yenmesin. 

Ligde kalacaksan önce bir puanı cebe koyacaksın. 

İlerideki üçlüden biri olur ya bir gol atar, üzerine yatarsın üç puan da kazanabilirsin.

Bu takımın tek ama tek taktiği bu olmalı.

Bu noktada okurlarımdan, izleyicilerimden özür dileyeyim.

Bir de söz vereyim.

Bundan sonra bir kez olsun Ankaragücü ile play off kelimelerini aynı cümle içinde kullanmayacağım. 

Bizler hata yapıyoruz, play off vurgusu yapıyoruz, teknik direktör Mustafa Dalcı da önceliği 3 puan olan oyun sistemi ile takımı oynatıyor.

Iğdır FK maçının kırılma anı ilk gol.

Bekler rakip ceza sahası çevresinde.

Üç stoper takımın boyunu uzatmamak için orta sahaya kadar çıkmış.

Valentin Eysseric defansın arkasına bir top atıyor.

35’e merdiven dayamış Thuram 3 metre geriden gelip küçücük omuz darbesiyle Mert Çetin’i darmadağın ediyor, çok rahat gol atıyor.

Bu golün sorumlusu uyguladığı taktik ile Mustafa Dalcı’dır.

Diğer goller ise nevi şahsına münhasır.

Sırasıyla Özgür Akbaş, Mahmut Tekdemir, Halil İbrahim Pehlivan aynı hatayı tekrarlayarak farklı sonucun müsebbibi oldular.

40 yılın tecrübesi, abi tavsiyesi olarak yazayım, isteyen alır kullanır, isteyen kullanmaz.

3’lü savunma oynayacaksanız, mevcut sistemdeki orta saha ikilisi çok yaşlı ve ağır kalıyor.

Mert Çetin psikolojik olarak bitmiş bir oyuncu.

Zorlamamak gerekir, mümkünse daha fazla hasar vermeden yolları da ayırmalı.

Stoperde Özgür Akbaş iki tecrübeli oyuncu ile oynamalı.

Bir yanında Mahmut Tekdemir, diğer yanında Osman Çelik olmalı.

Orta sahadaki ikili, mücadele gücü yüksek genç oyuncular olmalı.

Miraç Şimşek konusunda cesur olunmalı, sol kanat bekte Nico Schulz’un alternatifi olmalı.

Sağ kanat bekte tamamen iyileştiğinde Hayrullah Bilazer’e şans verilmeli.

İleri üçlüde Dorin Rotariu, Kwabena Owusu, Renaldo Cephas olmalı.

115 yıllık geçmişi olan Ankaragücü, Süper Lig’de en fazla yer almış 5 takımdan biri falan deyip utanmayacaksın.

Çakılı 5’li defans ile oynayıp ileriye top şişireceksin.

Forvet oyuncuların ya da genç, dinamik ikili orta sahanın kaptığı toplarla gol arayacaksın.

Ankaragücü bu sezon üç evreyi yaşadı.

İlkinde Feridün Geçgel-Seyit İçgül takımın içine ettiler, sonrasında Levent Onuk-Almancılar dönemi yaşandı yine başarısız olundu.

Gelen gideni aratır derler ya.

Faruk Koca-Emre Yıldız dönemi sezonun en başarısız dönemi oldu.

Transferler biraz Owusu biraz Özgür dışında çok ama çok kötü.   

Mustafa Dalcı, bu takımda devam edecekse, öncelikle bu gerçeği kabullenecek Emre Yıldız’ın ara transferde getirdiği oyunculardan vazgeçecek.

Mesela, Erten Ersu kalede Ertaç Özbir’i kesinlikle zorlayamaz.

Bu yüzden kendisini alternatifsiz sanan Ertaç Özbir’in performansı geriliyor.

Yedek kaleci mutlaka Görkem Cihan olmalı ki Ertaç Özbir acaba formayı kaybeder miyim diye tedirgin olsun. 

Sayın Mustafa Dalcı, önceliğin Emre Yıldız olursa, olmayacak oyuncularda ısrar edersen, sıfır kredi ile geldin, bir daha dönmemek üzere gidersin.

Bu sonucun ardından konuşulacak tek konu, yetkililere sorulacak tek soru “istifa” olurdu.

Ankaragücü’nde özel ilişkilerin yoksa, ulaşabileceğin tek kişi maç sonu basın toplantılarına katılması zorunlu olan teknik direktör Mustafa Dalcı’dır.

Malum soru, meslektaşım Yılmaz Bilgen tarafından “İstifa edecek misiniz?” diye yalın bir şekilde direkt soruldu.

Mustafa Dalcı da tek kelime ile cevap verdi: Hayır.

Yılmaz Bilgen sormasaydı, ben soracaktım.

Mustafa Hoca’nın Adana Demirspor ve tek maçlık Sakaryaspor performansları umut vericiydi.

Bu kez olacak mı acaba dedim kendime ama bugüne kadarki performans yine hayal kırıklığı.

Tabi tek sorumlu o değil, ulaşabilirsem Emre Yıldız’a da soracağım, ulaşabilirsem İsmail Mert Fırat’a da istifa edecek misiniz diye soracağım.

Ulaşabilirsem Faruk Koca’ya da soracağım.

Faruk Koca’nın resmi görevi yok, nereden istifa edecek demeyin. 

Bu kulübün fabrika ayarlarına dönebilmesi için öncelikle Faruk Koca’nın elini ayağını çekmesi gerekir.

Sokağa çıkacak yüzünüz olsun istiyorsanız genel kurul tarihini de bir an önce açıklayın.

Bugünkü borçların sorumlusu Faruk Koca-İsmail Mert Fırat’tır.

Onların aldığı kararlar yüzünden çığ gibi büyüyen kulüp borçlarını ödeyecek bir enayi çıkmaz. 

Genel kurul kararı alın da bari adaylar çıksın, çözüm için öneriler tartışılsın.