Adıyaman'da polis memuru dehşeti Adıyaman'da polis memuru dehşeti

Geçimini, tütün üretimi yaparak sağlayan çiftçiler, yüksek giderler nedeniyle kazanç sağlayamadıklarının altını çizip destek verilmezse üreticiliği bırakmayı düşündüklerini belirttiler

AZAT ÖZKAHRAMAN Ülkemizde son 2 yıldır mazota ve gübreye gelen zamlar, üretim yapan bütün çiftçileri olumsuz yönde etkiliyor. İlgililer, tütünün tarım havzasına alınmasını istediklerini ama bunun karşılığını alamadıklarını, tütün üreticisinin sıkıntıları konusunda çeşitli çalışmalar yapılması gerektiğini belirtip önerilerini sıraladılar. Zamlardan çok fazla etkilendiklerini dile getiren çoğu tütün üreticisi, bu işi bırakmanın eşiğine geldiklerini dile getirdiler. Yöneticilerden destek beklediklerini belirten üreticiler, gelirin gideri karşılamadığının altını çizdiler. “Sözleşmeli üretimden vazgeçilip üreticiye destek verilseydi çiftçinin kazanma şansı olacaktı” Türkiye’de üretilen tütünün dünyada bir numara olduğuna belirten Tütün Üretim ve Pazarlama Kooperatifleri Genel Başkanı Şeyhmus Solgun, yüksek giderler nedeniyle, çoğu çiftçinin bu işi bırakmanın eşiğine geldiğine dikkat çekip şu değerlendirmeyi yaptı: “Oryantalde dünya lideri ve tek başına içilebilir özelliği olan bir tütünümüz var. Ülkemizde dört bir yanda, farklı tütün çeşitleri yetişiyor. Yani diyebilirim ki ülkemizde yetişmeyecek tütün çeşidi yok. Arazilerimizin özelliği ve güzelliği bir gerçek. Bu nedenle her yerde farklı çeşidi tütün yetişiyor. Bu sene gübre, mazot ve arazi kiralama fiyatlarının artışıyla üreticimiz zor günler geçirmekte. Durum böyle olunca tütün üreticisi fazla para kazanamamakta. Çoğu çiftçi, sezonu ya zararla ya da başa baş bir durumla kapattı. Tütün, çok ciddi bir varlık bizler için. Yıllar yılı ülkemizin gelirine ciddi bir katkı sağladı. Bu sebeple tarlalarda emek veren herkes, tütünün tarım havzasına alınmasını istiyor. Bizler yıllardır bu konuda ısrar ediyoruz ama bir karşılık almış değiliz. Tütün üreten çiftçinin sıkıntıları oldukça fazla. Bu konuda çeşitli çalışmalar yapılmalı, mazot ve gübre desteğinin arttırılması başta olmak üzere, tarımsal kalkındırma benzeri ajansların, tarım makineleri konusunda hibeler vermesi gerekmektedir. Tütünün her yaprağına en az 25 defa el değer ve bebek gibi büyür. Bu kadar emek verilen bir şeyin karşılığını almak lazım.” Ülkemizde 26 il, 113 ilçe ve 2 bin 300 köy ve mahallesinde tütün üretimi yapıldığını aktaran Solgun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üretim yapan yaklaşık 80 bin aile ile 120 bin ton tütün sözleşmesi yapılmıştır. Az önce belirttiğim nedenlerden dolayı, bu sene ciddi manada üretimde bir azalma olacağını düşünüyorum. Çünkü üretici bir defa elini bu işten çektiyse, kolay kolay geri dönmüyor. Kimse tarlanın başına gidemez oldu. Bu nedenle, ‘Çiftçi, kazançsız bir yıl geçirdi’ diyebilirim. Bizler üretici olarak zor günler geçiriyoruz, tütün alımı yapan firmalar, gündüz rekabette görünüp gece aynı masadalar. Bunların çiftçinin yaşadığı kayıplar üzerinde ciddi bir etkisi var. Sözleşmeli üretimden vazgeçilip devlet tarafından üreticiye destek verilseydi bu şekilde çiftçinin kazanma şansı olacaktı. Bu sözleşmeler tamamıyla şirketlerin hazırladığı sözleşmelerdir bu da sadece şirketlerin çıkarınadır.” [caption id="attachment_266073" align="alignright" width="263"] Hakim Sevim[/caption] “Asıl destek, mağdur ve muhtaç olan üreten çiftçilere olmalı” Muş merkeze bağılı Yelalan köyünde ikamet eden ve 30 yıldır çiftçilikle uğraştığını anlatan Hakim Sevim, 10 çocuğuyla geçinmeye çalıştığını ancak çiftçiliğin bitim noktasına geldiği için çocuklarının farklı şehirlere çalışmak için gittiğini belirtti. Türkiye’de hemen her şeye zam geldiğini ama tütünün fiyatının fazla yükselmediğine işaret eden Sevim, yaşadıklarına ilişkin şunları söyledi: “Geçen yıldan bu yıla bütün gıda ve diğer ürünlere yüzde 120-150 civarında bir artış varken tütüne yüzde 50 bile bir artış olmadı. Bu durum, alım gücümüzü fazlasıyla zayıflatmakta ve ekonomi karşısında alım gücümüz gün be gün erimekte. Diğer mahsullerde ve ürünlerde olduğu gibi tütünde de bir artış bekliyoruz. Yaklaşık 30 yıldır tütün işi ile uğraşıyorum ama hiçbir zaman, son 2 yılda yaşadığımız ekonomik sıkıntı gibisini yaşamadık. Bu noktada devletimizin, üreten çiftçilerin yanında olmasını ve bizlere destek çıkmasını bekliyoruz. Sigara ve tütün mahsulleri, her gün zamlanırken, alın teri döküp, çalışan biz çiftçilerin mahsulleri yerinde saymaya devam ediyor. Bu hususta bizleri ihya edecek ve ileriye taşıyacak olan ancak ve ancak devletimizin ve özel sektörün gücü olacaktır. Tabii bu da onların üreticiye destek çıkmaları ve önlerini açmaları neticesinde olur. Devletimizin çiftçi desteği, genelde arazi sahiplerine oluyor. Hâlbuki asıl destek, mağdur ve muhtaç olan arazisi ve herhangi bir kaynağı olmayan biz üreten çiftçilere olmalı.” “Ne üretici ne de mahsul, hak ettiği değeri görmüyor” Ülkemizde özellikle tütün ve tütün üreticisinin hak ettiği değeri görmediğini aktaran Sevim, konuşmasına şöyle devam etti: “Hamdolsun kazanç var ancak gideri karşılamakta zorlanıyoruz. Hayat pahalılığı en çok da evlilik hususunda, yani çocuklarımızı evlendirme noktasında bizleri çok etkiliyor. Çünkü gelir ancak mutfak masraflarını karşılıyor. Bundan fazlasına ne bir birikim ne bir ek sağlıyor. Maalesef şu anda ne üretici ne de mahsul, hak ettiği değeri görmüyor. Dışarıdan ithal edilen tütün ve tütün ürünleri, bizim organik ve ilaçsız yetiştirdiğimiz tütünün, çok daha üstünde değer görüyor. Bu da bizleri fazlasıyla üzüyor. Çünkü kendi ülkemizde yetiştirdiğimiz organik, kimyasal katkı olmayan ürünlerimiz değersizleştiriliyor.” [caption id="attachment_266074" align="alignright" width="410"] İdris Bayındır[/caption] “Çiftçiyi kurtarmanın tek yolu, devlet desteği ve tütün alım fiyatlarının yükseltilmesi” Batman’da tütün üretimi yaparak geçimini sağladığını dile getiren bir diğer çiftçi İdris Bayındır’da sezonu zararla kapatanlardan. Yaşadığı köyde çoğu kişinin artık tütün ekmediğine belirten Bayındır, kendisinin de bu işi bırakmayı düşündüğünün altını çizdi. Devlet desteğinin olması gerektiğine dikkat çeken Bayındır, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Ben ve ailem, yıllardır bu işi yapıyoruz ama geldiğimiz noktada artık kâr edemiyoruz. Durum böyle olunca artık bu işi yapmanın bir gereği kalmıyor. Bu kadim topraklarda her zaman tütün varlığını sürdürdü. Tütünden kazanılan parayla, sofralara ekmek gitti ama çiftçinin omuzlarına binen yükle beraber artık üretim yapacak hal kalmadı. Gübre ve mazot pahalılığı, satışta tütünün hak ettiği fiyattan satılamaması gibi etkenler göz önüne alındığında ciddi bir zarar ortaya çıkıyor. Şu an çiftçiyi kurtarmanın tek yolu, devlet desteği ve tütün alım fiyatlarının yükseltilmesi.”

Editör: Ahmet Ertüm