Ekonomik koşullar nedeniyle yaşamın her geçen yıl daha da zorlaşmaya başladığı ülkemizde yurttaşların borç yükü giderek çoğalıyor. Kredi kartı ve banka kredileriyle nefes almaya çabalarken, kartlar arası cambazlık yapan yurttaş, borç sarmalı içinde çırpındıkça daha da batıyor. Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre, geçtiğimiz Aralık ayı itibarıyla bireysel kredi kullanan yurttaşların sayısı son bir yılda 2 milyon kişi artarak 40 milyona yükseldi. Bireysel kredi kartı borcu olanların sayısı ise 3 milyon kişi artarak 37 milyona yaklaştı. Kredilerin ve banka kartların yanı sıra kredili mevduat hesaplarında da ciddi bir artış yaşanıyor. TBB verilerine göre, 2023 yılında ek hesap kullananların sayısı 27 milyon kişiden neredeyse 29 milyon kişiye, borç tutarı ise 72 milyar liradan 175 milyar liraya yükseldi!
Eskiden sadece dar gelirliler kredi kartı ekstrelerindeki asgari tutarı öderdi, şimdi kart kullananların yarısından fazlası borcunun bu kısmını ödemekle yetinmek zorunda kalıyor. Bu tabloya göre, günümüzde sadece dar gelirliler değil artık beyaz yakalı çalışanlar da borcunun asgari tutarını ödeyip kalan kısmını sonraki aylara bırakıp, “bu ayı da bu şekilde atlattık, gelecek ay Allah kerim” demeyi, içinde bulunduğu güç koşullarda zorunlu bir alışkanlık haline getiriyor.
***
ARJANTİN YOKSULLAŞIYORArjantin'de Yoksulluk Patlama Yaptı
Türkiye gibi pandemi sonrası sıkıntılı döneme boş kasayla yakalanan pek çok ülke zor bir süreçten geçiyor. Katma değerli ürün üretemeyen, istihdama yönelik fabrikaları olmayan, arsa rantı, beton ve turizme bel bağlayan ekonomiler sıkıntı yaşıyor. Bu ülkelerden biri de Arjantin. Buenos Aires’teki yeni hükumetin ekonomik önlemlerine rağmen ülkede işler Tanrıya havale ediliyor! Ekonomik koşullar açısından Latin Amerika’nın Türkiye ile benzerlik arz eden ülkesi olarak gösterilen Arjantin'de yoksulluk son 20 yılın zirvesinde. 46 milyon nüfuslu ülkenin yarısından fazlası yoksullukla boğuşurken, uzmanlar bahar aylarından itibaren bu oranın ülke nüfusunun yüzde 60’ını kapsayacağını iddia ediyor. 
Arjantin’de köklü ekonomik reformlar yapılmasına rağmen, yoksulluk seviyeleri daha da kötüleşti. Ülkede 4 milyondan fazla insanın gıda ihtiyaçlarını yeterince karşılayamayacak kadar kötü bir durumda "aşırı yoksullukla savaştığı" ifade ediliyor. Arjantin'in çiçeği burnunda başkanı Javier Milei'nin ekonomi programı da beklenen sonucu vermeyince, yıllık enflasyon oranı yüzde 250’nin üzerinde seyretmeye devam ediyor. Hal böyle olunca onlar da kapı, kapı dolaşıp sıcak para arayışını sürdürüyor. Dünyadaki nakit akışına yön verenlerin oluşturduğu kulüp ise, “garantili yüksek oranlı karlar olmadıkça” sıcak parayı o ülkeden mahrum ediyor.
***
"REFAH'A SALDIRMAZSA SAVAŞI KAYBEDERMİŞ!"
Günümüz dünyasında bazı halklar ekonomik kriz içinde buhran yaşarken, Ukrayna ve Filistin gibi ülkelerde yaşayanlar ise, dış güçlerin saldırıları altında yaşam mücadelesi veriyor. 7 Ekim’den buyana 2 buçuk milyon Filistinlinin yaşadığı Gazze'ye acımasızca saldırıda bulunup bölgeyi yerle bir eden Netanyahu yönetimi, yeni hedefler peşinde. Gazze Şeridi'nin güneyinde Mısır sınırında sivillerin sığındığı Refah'a kara saldırısı başlatılmaması yolundaki uluslararası çağrıları reddeden Netanyahu, "Refah'a askeri saldırı başlatmazsak savaşı kaybederiz" sözlerini kullandı. 
İsrail, 1 buçuk milyon Filistinlinin sığındığı Refah kentine saldırmaya hazırlanırken, Washington yönetimi Netanyahu hükümetine on milyonlarca dolar değerinde askeri destek planlıyor. The Wall Street Journal Gazetesi, ABD Başkanı Joe Biden’ın İsrail'e silah göndermeyi planladığını duyurduğu makalede, İsrail’e gönderilecek silah teslimatının arasında bombalar, saldırı mühimmatları ve bomba fitilleri bulunduğunu iddia etti. 
Ekonomik ya da ırk-inanç kaynaklı ihtilaflar, çatışmalar olsun, dünyanın büyük bir kesimindeki halkların yaşamı, iki yüzlü sözde uygar Batının keyfi tutumuna bağlı… Pek çok halkların yaşamları pamuk ipliğine bağlı da diyebiliriz, Biden, Netanyahu, Kim Jong-un gibi sözde liderlerin iki dudağının arasında da!
***
Biden Netanyahu-3RAMAZAN AYINA DİKKAT
Bir yanda Netanyahu diğer yanda Hamas, kutsal topraklarda ipi gerdikçe geriyor, olan gariban Filistin halkına oluyor. İsrail yönetimi, Filistinlilerin ramazan ayında, Mescid-i Aksa'ya girişlerinin kısıtlanması için yeni planlar peşinde koşarken, Hamas ve Hizbullah provokatif, sansasyonel eylemler peşinde. İsrail polisi, 7 Ekim'den bu yana özellikle cuma günleri Mescid-i Aksa'ya girişlere kısıtlama getirip nabız yokluyor. İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir, Filistinlilerin ramazan ayında Mescid-i Aksa'ya girişinin yasaklanması çağrısında bulunurken, İsrail Kanal 13 Televizyonu, ramazan ayında Mescid-i Aksa'ya sınırlı sayıda Filistinlinin alınacağını duyurdu. 
Kutsal topraklar her an büyük olaylara gebe, özellikle ramazan ayında Kudüs'teki Filistinlilerin Aksa'ya girişinin kısıtlanmasının büyük sorunları da beraberinde getirmesi kaçınılmaz. Ankara’nın Mısır’da Sisi yönetimiyle başlattığı yeni dönemde ortak hareket ederek, tarafları sakinleştirme gücü eskisinden daha da fazla. Bölgede artan tansiyonun inmesi herkesin çıkarına olacaktır.