Yıldız YAZICIOĞLU ABD’nin gizli devlet belgelerini kamuoyuna açıklaması nedeniyle casusluk ile suçlayarak iadesi talep ettiği Wikileaks kurucusu ve eski genel yayın yönetmeni Julia...

Yıldız YAZICIOĞLU ABD’nin gizli devlet belgelerini kamuoyuna açıklaması nedeniyle casusluk ile suçlayarak iadesi talep ettiği Wikileaks kurucusu ve eski genel yayın yönetmeni Julian Assange’ın durumu, ABD yanı sıra tutuklu bulunduğu İngiltere’de ve Avrupa’da basın özgürlüğü boyutuyla tartışılmaya devam ediyor. Assange, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu pek çok ülkede ABD’li diplomatlarca yapılan yazışmaları uluslararası kamuoyuna gündeminde Wikileaks sitesinde sunmasıyla birlikte Washington yönetimince atılan dış politika hamleleriyle ilgili tartışmalara yol açmıştı. ABD, Assange’i, 2010 ve 2011’de binlerce gizli belgeyi yayımlaması nedeniyle 18 farklı suçtan yargılamak amacıyla İngiltere’den iadesini talep ediyor. Basın ve ifade özgürlüğü boyutuyla Assange’in durumu, Türkiye gibi gazeteciler için kolaylıkla “casusluk” ve “terörizm” içerikli suçlamalar yapılan ülkeler açısından da önemli görünüyor. Assange’in yayınladığı belgeler ABD’nin gizli statüsünde kabul ettiği belgeler olmak ile birlikte ifşaa ettiği gerçekler itibariyle “uluslararası kamu yararı” içerdiğini bunları yayınlayan The Guardian gibi köklü basın kuruluşları ve gazetecilik meslek örgütleri kabul ediyor. Dolayısıyla Assange’in ömür boyu hapis cezasıyla karşı karşıya kalacağı olumsuz bir durum ve ABD’nin izlemekte olduğu sert tutum, gazetecilik mesleği açısından diğer ülkeleri de olumsuz şekilde etkileyecek görünüyor. Son olarak 50 yaşındaki Assange’ın nişanlısı Stella Moris, Avustralya vatandaşı Assange’in tutulduğu Belmarsh Cezaevi’nde beyin damarlarında pıhtı atmasına bağlı olarak kısmi felçliğe yol açan “iskemik atak” geçirdiğini açıkladı. Geçtiğimiz hafta İngiltere’de yargıç karşısına çıkmasıyla birlikte ABD’ye iade edilmesi ihtimali güçlendiği vurgulanan Assange’nin yaşadığı stres kaynaklı olarak pıhtı atmasıyla sağ gözünde sarkma meydana geldiği ve hafıza sorunu yaşamaya başladığını ifade etti. Aynı zamanda Assange’in savunmasında yer alan avukatlardan birisi olan Moris, “Bu mini inmenin daha büyük bir atağın meydana gelebileceğine işaret etmesinden korkuyorum. Bu savaş uzadıkça hayatta kalamayacağına dair korkularımızı körüklüyor. Artık en kısa zamanda karar verilmesini ve Assange’nin Noel tatilini çocuklarıyla birlikte özgürce geçirmesini istiyoruz” dedi. Yargıç ABD’nin güvencelerine olumlu yaklaştı Daha önce Londra Bölge Mahkemesi, 4 Ocak tarihli kararıyla ABD hapishanelerinde intihar edebileceği gerekçesiyle Assange’ın iade edilemeyeceğine hükmetmişti. Ancak ABD, bu kararı temyize taşıdı ve Yargıç Timothy Holroyde ise Washington yönetimince Assange’nin tutukluluk koşullarıyla ilgili güvence sağlandığını öne sürdü. Bu güvenceler arasında Assange’ın Colorado eyaletinde ‘ADX’ olarak bilinen azami güvenlikli bir hapishanede tutulmayacağı ve suçlu bulunması halinde cezasını çekmek için Avustralya'ya nakledileceği gibi başlıklar bulunduğu bildirildi. Yargıç Holroyde, verdiği temyiz kararını dikkate alması amacıyla dosyayı Westminster Sulh Mahkemesi'ne geri göndermeye ve oradan da nihai kararı vermesi için İngiliz hükümetine gönderilmesi gerektiğini ilan etti. Buna karşı Assange’ın avukatları ise, Assange’ın ABD’de suçlu bulunması halinde 175 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya olduğunu belirterek Birleşik Krallık’ın en üst mahkemesine başvuracaklarını bildirdi. Af Örgütü: ABD’ye gönderilirse güvende olamaz Uluslararası Af Örgütü ise, Assange’in ABD’ye gönderilmesi durumunda can güvenliği olmayacağı yönünde açıklama yaptı. Uluslararası Af Örgütü Avrupa Direktörü Nils Muižnieks, ABD’nin kağıt üzerinde verdiği güvenceleri yerine getirmeyebileceğini kaydederek, Assange’in casusluk suçlandığını hatırlattı ve gazeteciler ile yayıncılar açısından basın özgürlüğünü en temel sarsan bir durum yaşandığını söyledi. Bu arada İngiltere’de mahkeme önünde yapılan protestolar yanı sıra “Assange Özgür Kalmalı” etiketiyle sosyal medyada uluslararası çapta Wikileaks’ın kurucusunun ABD’ye iade edilmemesi gerektiği yönünde kampanya yürütülüyor.