Bu konu üzerine yazılsa yazılsa ya bir türkü yazılır, ya da opera. Mozart’ın “Saray’dan kız kaçırma” operası gibi meselâ. Ya da; “Ana beni acile götür” tarzında bir türkü. Eskilerde bir türkü vardı: “Ana beni eversene” Anlaşılan, gençler bundan böyle “eşeğin yarenliği”ni bu türkü ile yapacaklar. Fıkra şöyle: Anne baba yoksul. Para edecek bir tek eşekleri varmış. Oğlan da evlenme çağına gelmiş. Oğlan, anne ile babası aralarında konuşurken duymuş: “Şu eşeği kaça satarız acaba, oğlan da evlenme çağına geldi, bir şeyler yapmak lâzım.” Bu lâkırdı epey sürmüş. Oğlan, her defasında kapı aralığından bu yarenliği dinlerken mutlu. Bir süre sonra sohbet kesilmiş. Belki de eşeğe müşteri çıkmamış. Her ne ise; oğlanın burasına gelmiş, evlenme isteğini anasına “Eşeğin yarenliğini niye bıraktınız ana?” sitemiyle iletmiş. Şimdi Binali bey de ülkenin kalkınmasına acile kız beğenmeğe gidilmesi fantezisi üzerinden anlatmaya çalışıyor. İki gündür gülmekten kasıklarım ağrıyor. Hanıma, “beni acile götür” demekten de korkuyorum. Yanlış anlar diye… Binali bey işe temel fıkrası ile başlamıştı. Biz, “onda daha ne cevherler var acaba” beklentisine girerken, cevherini yumurtladı. İnsanlar acile kız beğenmek için gidiyorlarmış…. Düşünüyorum, düşünüyorum da işin içinden bir türlü çıkamıyorum. Acilde kız beğenme nasıl olur diye. Acaba yengemizi acilde mi beğenmiş? Doktor, hemşire olsa neyse de, bildiğimiz kadarıyla öğretmen. Acaba üstüne çay mı dökülmüş de acile götürmüşler? Ya da başka bir rahatsızlığı mı vardı? Yengemiz can derdindeyken Binali beyimiz “dam” derdine mi düşmüş? Hani, garibim dans da bilmez. “Refahiye’de gece kulübü vardı da biz mi gitmedik?” diye sorarsa haksız mı? Bir tahmini olan varsa Allah aşkına söylesin. Merakımdan çatlayacağım; Acilde kız beğenmek nasıl oluyor? “İnleyen nameler” şarkısıyla mı? “Ana beni acile götür…” Türküsüyle mi?