Utku ŞENSOY İktidarı-muhalefetiyle, liderlerin meydan mitingleriyle zaman zaman kastı aşan cümleler kullanılmış olsa da seçim kampanyası tadında bir referandum-halk oylaması sürecini geride bıraktık. Gerek başa baş giden sonuçları bakımından, gerekse muhalefetin sonuca doğrudan etkili olduğunu iddia ettiği Yüksek Seçim Kurulu’nun kararı açısından, içte ve dışta uzun bir süre daha tartışılacak bir süreç yaşayacağız. Ancak ülke sorunları acil çözüm bekliyor. Bir süredir yay gibi gerilen kitlelerin derin bir nefes alması, o kitleleri yönlendiren siyasi parti yöneticileri ve iktidarın da hızla bu referandum gerilimini üzerlerinden atıp, kolları sıvayıp, yeniden günlük yaşama, ülkenin esas sorunlarına odaklanması gerekiyor. Artık zaman “ tansiyonu düşürme, İtidalli davranma”zamanıdır.“Toplumsal barışın” en önemli anahtarı budur. Huzur ve barışın her alanda yeniden tesisi olmazsa olmazdır ve iktidarıyla muhalefetiyle öncelikli hedefimiz olmalıdır. Halkoylaması sonucu sıklaştırılan safların üzerlerindeki gerginliğinve elektriğin atılıp, yeniden günlük yaşama dönmesinin sağlanması gerekir. Zira ülkemizin önünde acil çözüm bekleyen çok ciddi sorunlar bulunuyor. Hemen yanı başımızda kaynatılan Ortadoğu kazanında pişirilen ve çok yakında bir oldu bitti ile masada önümüze sunulacak yemeği hazmetmemizin pek de kolay olmayacağı giderek daha da belirgin bir hale geldi. Salt kendi çıkarlarına odaklı adımlar atmaya alışkın egemen güçler ile sürdürülen müzakerelerde, masa başında ulusal çıkarlarımızı koruyabilmemiz ancak iktidarı-muhalefeti ile toplumsal kararlılık ve kenetlenme ile mümkün olabilir. Toplumun her kesiminden güç ve desteği arkasına alan bir hükumetin elinin, egemen güçler karşısında çok daha rahat olacağı aşikardır. Dolayısıyla bu güçlerinmasa başındaki harita oyunları ile, defactoile, oldu bitti ile empoze ettikleri bölgemizin geleceğine yönelik arzularını ancak bu şekilde bozabiliriz. Aksi takdirde 80 milyonun tamamına yakınının desteğinden yoksun olarak müzakere etmek, yenilgiyi baştan kabul etmek anlamına gelecektir. Egemen güçlerin Balkanlar başta olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki ülkelere ve toplumlara onlarca yıldır uyguladı böl-parçala-yönet taktiğinin mutlak surette bozulması gerekir. Bunun çaresi toplumsal barıştır. Huzur-barış ve refahönümüzdeki yeni dönemin hedefi olmalıdır. Adil paylaşım, huzur ve barışın en önemli anahtarlarından biridir. Son derece kritik bir virajda olan ekonomimizin yeniden düzlüğe çıkabilmesi üretim ve istihdamdan geçiyor. Üretim için yatırım, yatırım için ise istikrar olmazsa olmazdır. İstikrarın sağlanması için ise toplumsal barış-birlik ve beraberlikle sağlanabilir. Huzursuz bir toplumda istikrar mümkün olamaz. Artık zaman gerginliklerin sona erdirilmesi, sıklaştırılmış safların yeniden gevşetilmesi ve ayrışmaya başlayan kitlelerin yeniden kenetlenme zamanıdır. Zaman kavgaların gerginliklerin sona erdirilip, yeniden halkın gerçek gündemine; üretime-istihdama-ekonomik refaha ve toplumun huzuruna odaklanma zamanıdır. Siyasi rantların, palyatif çözümlerin, popülist söylemlerin rafa kaldırılması, içte ve dışta barışın sağlanması öncelikli hedef olmalı. Aksi takdirde kapımızın önüne kadar gelen gözü dönmüş doymak bilmeyen aç kurtların bir sonraki hedefi olabiliriz.