Birsen GÜRDİL / Rus Aleksandrov Kızıl Ordu Korosu’nu Tupolev Tu-154 model askeri yolcu uçağı, Suriye’nin Lazkiye’deki Hümeymin üssüne götürmek için havalandığı, Moskova’dan yakıt olmak için indiği Suçi’den tekrar havalanmıştı. Dünyanın dört bir tarafında verdikleri konserlerle milyonların beğenisini kazanan bu neşeli grubu taşıyan uçak aniden Karadeniz’in üzerinde iken denize çakılarak geride bıraktığımız 2016 yılının en feci uçak kazasına sebep olmuştu. Televizyon haberlerine yansıyan acı haberlere göre uçakta Kızıl Ordu Korosu’nun birbirinden yetenekli müzik, ses sanatçısı ve oyuncuların bulunması ve hiçbirinin bu menfur kazadan kurtulamaması bütün dünyayı derin bir üzüntüye sokarken, bende tarifi imkânsız bir sıkıntı içinde bu olaya sebep olan kara talihe lanet etmekten kendimi alamamıştım. Kızıl Ordu Korosu ülkemize birkaç kez gelmiş verdikleri olağan üstü gösterileri ile sanatsever Türk halkınında sevgisini kazanmışlardı. 88 yıllık Kızıl Ordu Korosu, seksenli yıllar içinde Ankara’ya gelmiş, Atatürk Spor Salonu’nda verdikleri konsere İstiklal Marşı’mızı icra ederek başlamışlardı. Tenorların, baritonların, basların birlikte icra ettikleri üniformalı bu yetenekli subay sanatçıları o günlerde Genel Kurmay Başkanı olan Necip Torumtay, programın bitiminden sonra yerinden kalkıp koro şefini bizzat sahne önüne giderek tebrik edip tokalaşması salonu tıka-basa dolduran Ankaralılar tarafından coşku ile karşılanmış, topluluğu ve Genel Kurmay Başkanını dakikalarca ayakta alkışlamışlardı. Uzun süre o sahneler ve korunun icra ettiği birbirinden hareketli ve dünyanın diline mal olmuş şarkıları benimde dilimden düşmemişti. Çok geçmemiştiki ünlü Kızıl Ordu Korosu, üç yıl önce yine Ankara’ya gelmiş, Dikmen Vadisi’ndeki açık hava arenanın oturma yerleri kafi gelmemiş binlerce sanatsever Ankaralı Dikmen Vadisi’nin tepelerine kadar nerede boş yer buldularsa oturmuşlardı. Yine muhteşemdiler, coştular, coşturdular, Tarkan’ın Oynama Şıkıdım’ından tutunda Pink Floyd’un TheWall’una kadar uzanan dünyaca ünlü şarkıları ve uzun yıllar dillerden düşmeyen Rus (Gypsy) halk şarkısı olan O Çiçorniya’ya kadar melodileri zaman zaman yine subay olan Rus balet ve dans sanatçılarının eşliğinde icra etmişlerdi. Program sonunda binlerce Ankaralı ünlü bu Rus topluluğunu ayakta alkışlamışlardı. Protokol sırasından izleme imkânı bulduğum bu topluluğu bende ellerim kızarıncaya kadar alkışlamıştım. İstanbul’da da sahne alan bu değerli sanatçılar yüzde seksen elemanının bu uçak kazasında kaybetti. Bizlerde çok sevmiştik onları daima hatırlayacağız. Mekânları yıldız olsun. Bir şöhreti daha yıldızlara yolcu ettik, her daim buruk, hüzünlü, hassas ve yeri geldiğinde seksi bir ses işte ünlü İngiliz şarkıcı George Michael’in yeteneğinin ana özellikleri. Michael, bir dünya starı olabilmek için p ek çok zorluklara göğüs gererek bu günlere gelmiştir. Geçte olsa elde ettiği servetin ve şöhretin getirdiği bazı alışkanlıkları ile yaşamına inişli çıkışlı devam eden George 1950’li yıllarda Yunanistan’dan, İngiltere’ye göç eden Güney Kıbrıs’lı babası Kyriacos Panayiotou ve İngiliz dansçı annesi Lesley Argold’un ilk çocukları olarak Londra’da dünyaya gelen şarkıcı bir yandan lokantacı babasının dükkanında garsonluk yaparken bir yandan da okul arkadaşları ile musiki çalışmalarını sürdürüyordu. 1961 yılında Andrew Ridgeley ile kurduğu “Wham” adlı topluluk ve “Wake Me Up Before You Go-Go” adlı şarkısı ile bir anda İngiliz gençliğin ilahı olmuştu. “Freedom Careless Whisper-ım Your Man ve Last Christman” unutulmaz şarkıları ile şöhretini yurtdışına da taşıyan George Kıta Çin’de konser veren ilk batılı sanatçı olarak dünyanın dikkatini çekmişti. Artık metrolarda, parklarda şarkı söyleyip para toplayan Michael gitmiş yerine dünya starı bir George gelmişti. Pop müziğin bu yetenekli ismi kariyeri boyuncu 100 milyondan fazla satan albümlerinin yanı sıra 15 paltin plak kazanarak başarılarını perçinlemesini bilmişti. Ünlü İngiliz şarkıcı bunlarla yetinmemiş, 1987 yılında kurduğu topluluğun dağılmasına müteakip yoluna tek başına devam ederek adeta ödül acısı olmuştur. İngiltere’de tam yeri kez şarkı listesinde başa geçmişti. Üç kez Brıt, iki kez Grammy ödülü almıştı. Sayısız başarılı çalışmalara imza atan skandallarla magazin dünyasının aranan ismi olmuştu. 10 yıldan bu yana uyuşturucu alışkanlığı yüzünden başı pek çok dere girmiş, özel aracı ile Londra’da bir fotoğrafçı dükkanına girmiş, defalarca ehliyetine el konulmuş, hatta sekiz hafta cezaevinde tutuklu kalmıştır. Video Vanguard ödülü sahibi de olan ünlü şarkıcıyı yıkan bir olay ise Anselmo Feleppe adlı ünlü modacı sevgilisinin Aids’dan ölmesi olmuştur. 1998 yılında ABD’de bir park tuvaletinde bir polis memuruna cinsel ilişki teklifinde bulunması, yine bu benzer olaylara rağmen gençliğin ilahı olan George 2011 yılında zatüre olmuş. Hem bu hastalıktan hemde uyuşturucudan kurtulmak için Avusturya’da bir hastanede tedavi görmüştü. Sağlığına kavuşmuş olan ünlü şarkıcı ı bu arada aldığı aşırı kilolarla adeta tanınmaz bir hale gelmiş bu kez de bazı ruhsal rahatsızlıklarla karşılaşmıştı. Birbirinden güzel şarkılara imza atan ünlü şarkıcı Oxfordshire bölgesindeki evinde bu sene çıkarmayı düşündüğü yeni albümünün hazırlıkları ile uğraşırken 53 yaşında yatağında geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Uzun yıllar şarkıları ve sesi ile dünya gençliğini peşinden koşturan ünlü müzisyen arkasında bir birinden güzel şarkıları ile dudak uçuklatan bir servet ve de dünya gençlerini göz yaşları içinde bırakıp yıldızlara doğru dünyamızdan ayrılmıştır. Sanatı kadar hayırseverliği ile de anılacak olan Yunan göçmeni Michael, başta AIDS hastalarına daha iyi bakılması için kuruluşlara yaptığı sayısız yardımlarla da hatırlanacaktır. Bu arada dünya ses ve müzik toplulukları duydukları üzüntüyü dile getirerek “Ruhumuzu kaybettin” demişlerdir.