Mehmet Necati GÜNGÖR U zun bir mesele. O’nun için, ikincisini yazdım. Önceki yazıma bazı eklemeler geldi. Öncelikle, değerli dostum, Erzurum DYP eski Merkez İlçe Başkanı Av. Sadullah Kaya’nın uyarılarından söz edelim: Evet, Süleyman Soylu ve Köksal Toptan meselesini atlamışım. Dostum “lahmacun delegeleri” lafına da takılmış; o laf bana ait değil. Kendisi de delegeymiş,.alınmış. O’nun bir lahmacuna oyunu satanlardan olmayacağını bilirim elbette. Süleyman Soylu vak’ası ayrı bir mesele demiştim. Kendisi, Çiller’in İstanbul İl Başkanıydı. Çiller çekilince yerini manevi oğlu olarak bilinen Soylu’ya bıraktı. Genel Kurul’da kendisini destekledi ve seçilmesine yardımcı oldu. Soylu, partiye ekibiyle gelmişti.Genel Başkan Yardımcısı nur cemaatinden birisiydi. Matbaacısını bile beraberinde getirmişti.Partinin işleri herhalde onun matbaasında bastırıldı. Bol yemekli toplantıların faturaları da büyüktü. Nihayetinde partinin kasası tamtakır hale geldi. O da Cindoruk yenilgisini hazmedemedi, ekibiyle birlikte AKP’ye geçti. Şimdi İçişleri Bakanı. Köksal Toptan’a gelince; merkez sağa en büyük vefasızlığı O’nun yaptığını görüyoruz. Adalet Partisi O’nu çok genç yaşta milletvekili ve bakan yaptı. Çiller’e karşı Genel Başkan adayı oldu, kaybetti. Kaybedince de DYP’ye küstü herhalde. O da soluğu AKP limanında aldı.O partiden milletvekili seçildi, sonra Meclis Başkanlığına getirildi. Şimdi de yüksek maaşlı Yüksek İstişare Kurulu üyesi olarak külliyeye taşındı. Merkez sağ ne yazık ki kendi değerlerine pek sahip çıkamadı. Meselâ şimdi CHP’de politika yapan İlhan Kesici, merkez sağı toparlayabilecek bir lider adayı idi. Gerektiği şekilde sahip çıkıldığı inancında değilim. İlhan Kesici Merkez Sağ’ın başında olsaydı bu günkü AKP iktidarı da olamazdı. Yine DYP-ANAP birleşmesi DYP üst yönetimi tarafından dinamitlenmeseydi DP o gün en az yüzde 18 oyla Meclis’te temsil ediliyor olacaktı. Ne yazık ki, kader merkez sağın ağlarını böyle ördü. Toparlanmasını dileriz.