Doğan BULGUN BİLKENT Senfoni Orkestrası, 14 Eylül’de (bugün) Bilkent Odeon’da, Devlet Çoksesli Korosu ile birlikte Mozart’ın Requiem’ini seslendirecek. Konseri Fransız şef Bruno Mantovani yönetecek. Konserde çoksesli koroyu Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu şefi Burak Onur Erdem yönetirken, Nurdan Küçükekmekçi (soprano), Ezgi Karakaya (mezzo-soprano), Ayhan Uştuk (tenor) ve Doğukan Özkan (bas) konsere solist olarak katılacaklar. MOZART’IN SON ESERİ Mozart 1791 yılının Şubat ayında Kont Walsegg – Stuppach’tan bir Requiem bestelemesi için sipariş alır. Operalarla meşgul olan Mozart eser üzerine ancak Ekim ayında çalışmaya başlar. Bir Prag gezisinden dönmüştür ve oldukça hastadır. Kasım sonunda yataktan çıkamaz duruma gelir, 5 Aralık günü 35 yaşında, son eserini yarım bırakarak yaşama vedaeder. 7 Aralık’taki cenaze töreninde yalnızca besteciler Salieri ve Süssmayr, yakın dostu tanınmış diplomat van Swieten ve iki müzisyen arkadaşı vardır. Eşi cenaze masraflarını karşılayamadığı için toplu mezarlığa gömülür. Franz Xaver Süssmayr, Mozart’ın eşinin Requiem’in tamamlanması için güvendiği birkaç besteciden biridir; eseri bestelediği sırada Mozart’ın yanında bulunmuştur. Süssmayr’in Requiem’in tamamlanmasında önemli payı olduğu düşünülür. 14 Eylül Cumartesi günü Bilkent Odeon’da saat 20.30’da başlayacak konserin biletlerine https://bilet.bilkent.edu.tr adresinden ulaşılabilir. Konserden bir saat önce Tunus Caddesi ve Bahçelievler’den (DSİ misafirhanesi önü) hareket eden ücretsiz servis izleyicileri Bilkent Odeon’a ulaştıracak. Fransız besteci ve şef Bruno Mantovani, 2010 yılından bu yana Paris Konservatuvarı’nın müdürü olarak görev yapıyor. Mantovani, orkestra şefi olarak, Accentus, Alternance, Cepheus, Intercontemporain, Sospeso, TM+ gibi çağdaş müzik toplulukları, Lille ve Lyon Ulusal Orkestraları, Toulouse Orkestrası ve Paris Orkestrasıyla düzenli olarak sahneye çıkıyor. Paris Konservatuvarı’nda beş birincilik alan Bruno Mantovani, Ircam’da bilgisayar müziği programına katıldıktan sonra uluslararası kariyerine başladı. Mantovani’nin yapıtları, Amsterdam Concertgebouw, Cologne Filarmoni, Luzern Kültür ve Kongre Merkezi, Milano’da La Scala, New York’ta Carnegie Hall ve Lincoln Center ve Paris’te Cité de la musique ve Salle Pleyel’de seslendirildi. Çalışmalarında tercih ettiği sanatçılara sadık kalan besteci, Jean-Efflam Bavouzet, Alain Billard, Jean-Guihen Queyras, Antoine Tamestit, Tabea Zimmermann gibi saygın solistlerle birlikte çalışıyor. Mantovani’nin birlikte çalıştığışefler arasında Pierre Boulez, Sir Andrew Davis, Peter Eötvös, Laurence Equilbey, Gunter Herbig, Emmanuel Krivine, Susanna Mälkki, Jonathan Nott, Pascal Rophé ve François - Xavier Roth yer alıyor. Ayrıca besteci, Accentus, Intercontemporain, TM+ gibi müzik topluluklarıyla ve Bamberg Senfoni, BBC Cardiff, Chicago Senfoni, WDR Cologne, La Chambre Philharmonique, Frankfurt Radyo Orkestrası, Liège Philharmonic, BBC London Lucerne Academy, Orchestre de Paris, Paris Opera Orkestrası, Philharmonic Orchestra of Radio France, Sarrebrücken Radyo Orkestrası, Çek Filarmoni, NHK Tokyo, RAI Turin, Sinfonia Varsovia, RSO Vienna gibi orkestralarla ortak çalışmalar yapıyor. Uluslararası yarışmalarda çeşitli ödüller alan Mantovani, 1999’da Stuttgart’ta ve 2001’de Unesco Composer Tribune’da ödüle değer görüldü. Besteci, Hervé Dugardin ve Georges Enesco ödüllerinin sahibi olmasının yanı sıra, 2000, 2005 ve 2009 yıllarında Sacem’de “Büyük Ödül”, 2005’te André Caplet ve Enstitü ödülleri, 2007’da SACD’den yeni yetenek ödülü, aynı yıl Forberg-Schneider Vakfı’ndan Belmont ödülü, 2009’da yılın bestecisi olarak “Victoire de la Musique” ödülü, 2010’da Berlin Filarmoniden Claudio Abbado ödülü ve uluslararası müzik basını ödülü aldı. Mantovani’nin kayıtları da, Charles Cros Akademiden “Coups de Coeur” ödülü, Monde de la musique’den “Choc de l’année” gibi çok sayıda ödüle değer görüldü ve New York Times tarafından 2008’in en iyi kayıtlarından biri seçildi. Besteci, Ocak 2010’da Fransız Sanat ve Edebiyat Nişanıyla ödüllendirildi. Mantovani, 1999’da Edenkoben’deki Herrenhaus programında yer aldı; 2001’de October in Normandy festivaline katıldı; 2002’de AFAA sponsorluğundaki “Villa Médicis hors les murs” programı kapsamında Bologna’da çalıştı; 2004 ve 2005’te Roma Fransız Akademisinde (Villa Médicis) görev aldı; 2006 ve 2008 yılları arasında Besançon Festivaline katıldı, 2008-2011 yılları arasında Lille Ulusal Orkestrasıyla çalıştı. 2001 yılından bu yana özel konuk sanatçı olarak yer aldığı Musica Festivali, 2006 yılını kendisinin bestelerine adamıştır. Mantovani 2010’dan itibaren Paris Operasıyla geniş kapsamlı ortak çalışmalara imza attı. 2011’de Siddharta balesi ve Rus Şair Anna Akhmatova’nın hayatını anlatan bir opera, yazarları Hubert Nyssen ve Eric Reinhardt, libretto yazarları Christophe Ghristi ve François Regnault, şef Ferran Adrià, koreograflar Jean-Christophe Maillot ve Angelin Preljocaj ve film yapımcısı Pierre Coulibeuf ile ortak projelerde yer alıyor. ‘Ezginin Günlüğü’ Küçükçekmece'de sevenleri ile buluştu KÜÇÜKÇEKMECE Belediyesi tarafından gerçekleştirilen Göl Şenliği’nde yıllardan itibaren müzik dünyasında önemli bir yer edinen ve uzun yıllardır birlikteliklerini sürdüren “Ezginin Günlüğü” sahne aldı. Grup, dillere pelesenk olan şarkılarıyla konseri izlemeye gelen dinleyicilere nostaljik ve keyifli bir gece yaşattı. İki saat boyunca sahnede kalan Ezginin Günlüğü’nün seslendirdiği “Eksik Bir Şey, Kanto, Yan Kalbim, Aşk Olsun, Martı” başta olmak üzere tüm şarkılara hayranları da hep bir ağızdan eşlik etti. Küçükçekmece’de uzun zamandır konser vermediklerini ve seyirciyi çok heyecanlı bulduklarını ifade eden grup, “ Bizi tanıyan, şarkılarımıza eşlik eden, enerjik ve güzel bir seyirci ile karşılaştık. Okulların açıldığı bu ilk günde pazartesi olmasına rağmen evlerine kapanmayıp konsere gelen tüm dinleyenlerimize teşekkür ederiz” mesajı verdi. “MÜZİK ANLAYIŞIMIZDAN HİÇ ÖDÜN VERMEDİK” Ezginin Günlüğü, yıllardır her yaş ve kuşak tarafından dinlenme ve sevilmelerinin sebebini ise “Müzik anlayışımızdan hiç ödün vermedik. İşimizi severek yapıyoruz. Ezginin Günlüğü, istikrarla müzik arasındaki ilişkinin en güzel örneklerinden biridir. İnandığımız işi yapıyoruz veetkilerini görüyoruz” sözleriyle açıkladı. Göl Şenliği’nde ayrıca, 9 Eylül İzmir’in Kurtuluşu’nun 97. yılı anısına Atatürk’ün sevdiği şarkılar ve Zeybek halk oyunları gösterileri sahnelendi. Gösterileri ilgiyle izleyen vkutlamalara coşkuyla ortak olan vatandaşlar, yazın son günlerinin şenlikle keyfe dönüştüğünü ifade ederek, Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi’ye teşekkür etti.