Mehmet Necati GÜNGÖR Tarihimizde “Nemrut  Mustafa” diye bir alçak var. Hain Damat Ferit hükümeti, vatanseverleri yargılamak için Divan-ı Harb-i Örfi diye bir mahkeme kurar. Mahkemenin ilk başkanı Hayrettin Paşa’dır. Ermeni Patriği Zaven’in hazırladığı idam listesini İngiliz işgal komutanı Damat Ferit’e verir. O da Hayrettin Paşa’ya. Hayrettin Paşa daha vicdanlı bir adamdır. Bu isteği yerine getirmeyip görevinden çekilince yerine  “Ben bu işi yaparım” diyen Mustafa Nazım isminde bir alçak getirilir. Bu alçağa sonradan halk “Kürt Nemrut Mustafa” adını takmıştır. Papazlar, patrikler, işgalciler idam listeleri vermiş, bu alçak da hepsini  yerine getirmiştir. Bu vicdansız ve zalim alçağın idama gönderdiği günahsızlardan biri de vatansever Boğazlıyan Kaymakamıdır. Kemal bey, Dahiliye Nezaretinin emriyle  ilçesindeki Ermenileri yola çıkarır. Dediğimiz gibi, vatansever bir insandır. Nemrut Mustafa’nın mahkemesinde Ermeni patriğinin isteği üzerine tek celsede idama mahkûm edilir ve o gece idam edilir. Günü anlamak için zaman zaman geçmişe dönmek gerekir. O geçmiş, tarihimizdir. Tarihimizdeki o acı örnekler, yüzyıllar sonra başka bir Nemrut tarafından yaşanmıştır. O da, bir zamanlar günün muktedirleri tarafından yere göğe sığdırılamayan “Hocaefendi” diye andıkları sümüklü vaizdir. Ruhen hasta bir adamdır. Dini tahsil için gönderildiği bütün medreselerden geçimsizliği ve kavgacılığı yüzünden kovulmuş biridir. Hiç bir yerde dikiş tutturamaz. Hayali, mebus olup fötr şapka giymektir. Yakın arkadaşlarına hep bu hayalinden söz eder. Nurculuk akımına intisap eder. Said-i Nursi’nin risalelerini ezberliyerek adeta içer. Böylece hitabet gücünü arttırır. Başka metinleri de ezberler, bilgiçlik satsın diye. Vaazlarında ağlayarak özellikle inançlı gençleri efsunlar. Dış güçlerin yardımıyla okullar kurar, bu yolla beğeni kazanıp başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere bazı dış devletlerin kılcal damarlarına kadar nüfuz eder. Hedefinde vatansever Türk ordusu ve komutanlar vardır. Günün muktedirleriyle anlaşıp Ordu’yu tasfiye ettirir. Nice vatanseverleri hapislerde çürüten mahkemeler, artık O’nun adamlarının elindedir.. Tasfiye işlemi tamamlandıktan sonra gözü iktidarı ele geçirmeye kadar diker. İşte bu noktada iktidar uyanır, bu mel’aneti tasfiye etmeye başlar. Nemrut Feto divanının birçok savcısı ve yargıcı bu gün hapistedir ama, o savcıların yazdığı iddianamelerle vatanseverler halâ hapislere mahkûm edilirler. Fetullah’ın nesebi de tartışmalıdır. Türk olmadığında,Türk düşmanı olduğunda çok kimsenin ittifakı vardır. Gitti Nemrut Mustafa, geldi Nemrut Feto. Tarih, tekerrürden ibarettir.