31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı sonuçları kadar herkesin merakla takip edeceği yerlerden birisi de Hatay Büyükşehir Belediyesi olacak. 

Kıvanç El

Hatay'da Türkiye İşçi Partisi'nin de Gökhan Zan ile yarışa katılması sonrası dengelerin değişmesi artık daha da muhtemel. Gökhan Zan adaylık açıklaması yaparken hem CHP'ye hem de Lütfü Savaş'a açık bir mesaj yolladı. Zan, "Deprem suçlarına adı karışmış birini yeniden aday göstermeleri, enkazda yaşamını yitiren 50 binden fazla canımızın insanımızın olduğu gerçeğinden daha doğru sonuçlar vermez, yapmayın. İkinci çağrım ise Lütfü Savaş'a. Gelin çekilin,  Hatay İttifakı etrafında birleşelim" mesajı verirken sözlerini "Bu yanlıştan dönülürse fedakarlık yapmaya hazırım" cümleleri ile tamamladı. Yani "Lütfü Savaş çekilirse ben de çekilirim" mesajı ile uzlaşmaya açık olduklarını da beyan ettiler. 

CHP'nin bu ildeki Lütfü Savaş ısrarının arkasında "kazanmak istiyoruz" öngörüsü dışında bir şey olmadığı açık. Yoksa bu kadar kamuoyu tepkisi oluşmuşken karşısında kaybetmesi için bir bir adaylar çıkarılmaya başlamışken başka açıklaması da olamaz. 

Tüm bu tabloda gözlerin çevrildiği CHP ise kamuoyu tepkisi ile değil, anketler ile hareket etmesini kamuoyuna doğru anlatmak zorunda. "Lütfü Savaş'ın seçimi kazanması gerçekten neden gerekli?", "Başka aday ile neden yarışa girilemiyor?" sorularına da açık, şeffaf yanıt verilmesi şart. 

AHBAP'ın başkanı ve Hatay depreminde ön plana çıkan isimlerin başında gelen Sanatçı Haluk Levent'e adaylık teklifi götürülmesinden de CHP'de de bir "yeni aday" arayış olduğu açık. Ancak bu arayış neden sonuçlanamadı, sadece ve tek gerekçe anketler mi, bu konuda da bir açıklama yapılması şart. Kamuoyunda özellikle sol cenahta ciddi bir infial varken bu sorular yanıtsız bırakılamaz. Ya da sadece "anketler böyle" denilip geçilemez, anketlerin detayları gibi konular da açığa kavuşturulmalı. 

Son bir hatırlatma yapalım; 12 Şubat'ta gerçekleşen Parti Meclisi toplantısında PM üyeleri Özgür Özel'e aday değiştirme yetkisini de verdi. Bu yetki aslında "rutin" bir yetki. 20 Şubat adayların YSK'ya tesliminde son gün olduğu için bu süreçte çekilen olursa veya başka gelişmeler olursa boşlukların doldurulması için bu yetki verilmiş. Ancak bu yetki Lütfü Savaş'ı değiştirmek için kullanılır mı, şu an için kesinlikle böyle bir hava olmadığını belirtmekte fayda var.