Memleket cılkı çıkmış, çok sayıda faaliyetlerin yanı sıra özellikle spor ve bu sporun önemli bir dalı olan futbol şu günlerde başı çekmekte.
Yazıl ve görsel basından tutunda, ilgili ilgisiz sosyal medyada tartışanlara varıncaya kadar, herkesin dilinde… Dejenere haldeki sportif faaliyetlerin, ciddiyetini hatta ve hatta inanılırlığını kaybetmişken temiz futboldan söz etmek çok zor artık.
 Futbolda kimin kime inanacağı, kimin ne kadar doğru söylediğinin kestirilemediği bu ortamda anlaşılan binilen dalın kesildiği bir kirlilik var.
Sosyal içerikli yaşam kriterlerinin fenomenler ile ayyuka çıktığı bu günlerde illegal olaylar sonucunda sporda nasibini aldı… Hem de ne aldı; ünlüsünden, ünsüzüne kadar… Tahmin bile edilemeyecek adı geçen şahısların yarattığı hayal kırıklığı ile birlikte.
İllegal ve hatta legal bahisler konuşulurken, şimdi de ponzi denilen saadet zinciri misali olaylar patladı. Geçmişte benzeri konular yaşanmış olmasına karşın anlaşılan ders alınmamış… Kayıtsız kuyutsuz parasal alışverişlerin cirit attığı ortamda spor camiasındaki tanınmış simaların isimlerinin karışmış olması kaygı verici.
Aslında  ponzi konusu bütün unsurları ile yargıda şu anda… Bugünkü gelişmeler doğrultusunda  söylemler, iddialar, hatta yorumlar yasal sürecin tamamlanması ile bir anlam kazanabilir. Bunun da süresini şimdiden kestirmek çok zor.
Konuya farklı bir açıdan bakıldığında adı geçen şahısların milyon milyon dolarlarla kayıt dışı para kazanma peşine düşmeleri… Asıl şaşırtıcı tarafı bu olayın, ponzi sisteminden zararsız sıyrılmanın çabaları sonucunda ortaya çıkmış olması. 
Her şey bir tarafa bu gelişmeler Türk sporuna hiç mi hiç yakışmadı… Özellikle de futbol ağırlıklı gelişmelerin sonucunda gelinen nokta da güven kayboldu… Güvenin kaybolduğu böyle ortamlarda saygıdan da söz etmek çok zor. 
Ülkede sporun, özellikle futbolun; bahis ve ponzi derken cılkını çıkardılar ya, gerisini siz düşünün… İlerde bu soruşturmalar derinleştiğinde ucu illegal yada legal bahse uzanırsa hiç şaşırmamak gerek.