Böyle bir kategori varsa Türkiye, ‘’Gündemi en hızlı değişen ülke’’ unvanı alabilir. Dün yaşanan olay bugün unutuluyor, dün meydana gelen gelişme bugün eski kalıyor. Yeni olaylar, yeni gündem maddelerini doğuruyor.
Türkiye çok değil 3-5 ay önce ‘’Yenidoğan Çetesi’’ olayı ile çalkalanıyordu. SGK’dan haksız kazanç elde etmek isteyen bazı özel hastanelerin, cinayete kadar varan olaylara karıştıkları ortaya çıktı. Bu konudaki yargı süreci devam ederken TBMM’de Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu. Aradan 4 ay geçti, 12 toplantı yapan komisyon çalışmalarını tamamladı.
Ne sonuç çıktı derseniz ‘’Havanda su dövüldü’’… Olayın ortaya çıkmasından bu yana istifası istenen İstanbul eski Sağlık Müdürü ve Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, komisyona gelip bilgi dahi vermedi. Olaya adı karışan ve hastanesi kapatılan AKP’li eski Bakan Mehmet Müezzinoğlu da komisyona gelmedi.
Üyeler de memnun değil
Çete üyelerinin SGK’dan para almak için ihtiyaç olmadığı halde bebekleri yoğun bakıma alıp öldürdükleri belirlenmişti. ‘’Bebek Ölümlerini ve Özel Sağlık Kuruluşlarını Araştırma Komisyonu’’ tüm partilere mensup vekillerin katılımı ile 20 Kasım 2024’de kuruldu. Toplantılarda sağlık hizmeti finansmanı ve sunumu, yoğun bakım düzenlemeleri ele alındı.
Komisyonda, bakanlık ve kurum yöneticilerinin, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin ve akademisyenler de dinlendi. İstanbul, İzmir, Ankara ve Gaziantep'te çalışma ziyaretleri yapıldı. Çalışmalardan komisyona üye vekiller de memnun değil…
İYİ Parti Manisa Milletvekili Şenol Sunat, komisyonun konuyu tüm yönüyle ele almadığını savunuyor ve Sağlık Bakanı ve eski Bakanların hiçbirinin Meclis’e gelip bilgi vermediklerinden yakınıyor. CHP Samsun Milletvekili Murat Çam da aynı fikirde… DEVA Partisi Kahramanmaraş Milletvekili İrfan Karatutlu ise ‘’Ben de hekimim ama 3 aydır Sağlık Bakanından randevu dahi alamadım’’ diyor.
TBMM’de bugüne kadar en verimli çalışan Araştırma Komisyonu, ‘’Susurluk’’ oldu. Refah Partili Mehmet Elkatmış, CHP’li Fikri Sağlar, DYP’li Yaşar Topçu, DSP’li Sema Pişkinsüt’ün de üye olduğu komisyon, 3 Kasım 1996’de yaşanan trafik kazasından sonra yaşanan gelişmelerin ortaya çıkarılmasında önemli bir işlev gördü. Komisyona gelen tanıklar, bildiklerini korkmadan ve gizlemeden anlatınca kirli ilişkiler ortaya döküldü.
TBMM’deki Araştırma Komisyonlarının yetkileri sınırlı ama bu yetkiler yerinde kullanılırsa ‘’Çözüm Yeri Meclis’’ sözü hedefe isabet ediyor, aksi takdirde de havanda su dövülüyor…