Hamas'ın fitilini ateşlediği çatışma dünyayı tehdit ediyor. Epey zamandan beri devam eden ve dünyanın yeniden paylaşılması eksenli güç mücadelesi her geçen gün daha fazla masum kanının akmasına yol açıyor.
Aşırılıklara oldum olası soğuk bakan biri olarak dünyanın saplandığı bu ürkütücü badireden barış ve huzurla çıkmasını hepimizin, insan olan herkesin arzu etmesi ve çaba harcaması gerekiyor. 
İsrail'in hukuk tanımayan davranışlarının en son örneğini hastane saldırısında gördük. BM kararlarına uymayan, savaş suçu kavramının altında sıralanan adresleri bombalamaktan çekinmeyen siyasi liderlere insan diyebilir miyiz? Nasıl bir ruh hali var sizde? Vicdanınız sızlamaz mı sizin? Çoluk, çocuk demeden, hasta, doktor, hemşire gözetmeden insanların başına bomba atmanın, katliam yapmanın izahı olur mu? 
İsrail, Filistin topraklarına çöküp devlet kurdu. ABD'yi yöneten, finans, silah, petrol, medya alanında dünyaya yön veren isimlerin çoğu Yahudi kökenli olduğu için, İsrail'in şımarık davranışları her geçen gün arttı. Uluslararası hukuk diye bir dertleri olmadı. Özellikle belirtmekte yarar var; İsraillilerin, Yahudilerin siyonist olan kısmı dünya için problem yaratıyor kanımca. Geçenlerde yapılan bir araştırma; her 5 Yahudi'den 4'ünün Netenyahu'yu İsrail'de yaşanan çatışma-savaştan, sivil saldırılarından sorumlu tuttuğunu gösteriyor. Amerika'da Netenyahu ve savaşı protesto eden, Kongre'de oturma eylemi yapan Yahudilerin bu tavrı çok önemlidir. Dünya hasta ruhlu, psikopat yöneticilerden kurtarılmalıdır.
Global savaş iyice şiddetlenirken ABD'nin güç paylaşımı noktasında 'razı olmayan' tavrının nelere kadar evrileceğini kestirmek zor. Prof. Dr. Çağrı Erhan bu durum için, "Bu tür dönemler hep sancılı oldu, kan aktı" tespitini yapıyor. Bu çağda kan akıtmadan, can almadan bulunacak yığınla formül olması gerekmez mi? Neden hala kan ve kavga!
Putin, Ukrayna savaşı başladığında 'Dünya'nın yeniden paylaşım süreci başlamıştır" demişti. Geçenlerde de, "Başkalarına saygı duymayı öğrenmeniz lazım, böylelikle kimseyi bastırmak zorunda kalmazsınız" ifadeleriyle ABD Başkanı Biden'e göndermede bulundu. Aslında çok anlamlı bir ifade bu. Siz başkalarına şiddetle, nefretle, gaddarlıkla, hukuksuzlukla yaklaştığınızda saygı ve sevgi ile karşılaşabilir misiniz? Amerikalılar uzun zamandan beri "medeni batı" kavramının içine ettiler. İnsan hakları, özgürlükler diyerek gittikleri her yerde insanların canını yaktılar. Kendi değerlerini tu kaka eden bir yönetim anlayışının başarı şansı olabilir mi? 
Tabi Türkiye ile ilişkilerde sergilenen manzara da vahim. Müttefikine taş atan, düşman icad eden, bunlar yetmezmiş gibi ulusal çıkarlarına musallat olan bir dostluk-müttefiklik anlayışı hangi aklın politikasıdır anlamak zor. İnsan müttefikini tehdit eder mi? Müttefikini bölmeye kalkar mı? Terör örgütlerini ona musallat eder mi?
Türkiye şu anda çok kritik ve tehdit dolu zaman diliminden geçiyor. Sığınmacı-mülteci-yabancı milyonlarca insanı ülkeye dolduran yönetim anlayışının sakatlığı her geçen gün daha fazla anlaşılıyor. 
Ortalık karışık, tehdit büyük. İsrail vatandaşlarını "Türkiye'yi terk edin" diye uyarıyor. ABD Adana konsolosluğunu 'protestolar olacak' gerekçesiyle kapatıyor.
Hamas'ın İsrail'e saldırısı Şabat bayramlarına denk geldi. Şabat, Yahudilikte ibadet ve dinlenme günü olarak biliniyor. 
29 Ekim'de, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Cumhuriyet ilan edildi. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı her yıl tüm yurtta ve yurtdışı temsilciliklerimizde yapılan çeşitli etkinliklerle büyük bir coşku ile kutlanır. O gün bize zarar vermeye kalkanlar olabilir. Siyasetçilere değil de güvenlik bürokrasisine nacizane önerim teyakkuzda olmalarıdır.
 Böyle tehlikeli zamanlarda en önemli şey hepimizin birlik-beraberlik içinde ve uyanık olmamızdır.
Umarım şeytanlık, gaddarlık, barbarlık değil insanlık kazanır...