Bir ülkenin halkıyla, istikbaliyle, huzuruyla, mutluluğuyla bu kadar oynanmaz.

İktidarlar ne için vardır?

Köprü yapmak, yol yapmak için mi sadece?

Onu müteahhitler yapıyor zaten. Ödenek varsa sorun yok.

Sorarım size ülkeyi yönetenler; bir şehidin kanını karşılayacak, bir ananın kavrulan yüreğini soğutacak herhangi bir değer icat edilmiş midir bu güne kadar?

Onu karşılayacak rakamları hangi vicdan telaffuz edebilir?

Hesap ettiniz mi; bu millet,  ihtiraslarınız, beceriksizliğiniz, vizyonsuzluğunuz yüzünden kaç fidanını, askerini, polisini toprağa verdi?

O fidanlar hangi şehirlerin, kasabaların sıvasız evlerinin çocuklarıydı?

Kendi çocukları için kanunlar çıkartıp, sakat raporları aldıranlar; deniz gören villalarında keyif çatanlar, beyt’ül maldan servetine servet katanlar bu acılardan ne anlar?

Köprünün halatı koptu diye canına kıyan Japon mühendisin haysiyetini ne kadar anlayabildilerse…

"Yeter artık!!! Çekip gidin hayatımızdan!!!"

Dindar geçiniyorsunuz.

Size, anladığınız dilden bir hikâye anlatalım mı?

Büyük Selçuklu hükümdarı Nizam-ül Mülk’ün Siyasetname’sinden:

"Abdullah b. Ömer b. Hattab (r.a) şöyle diyor: "Babası Ömer (r.a) dünyadan ayrılacağı zaman kendisine sordu:

-Babacığım seni ne zaman görebilirim?

-Öteki dünyada.

-Daha çabuk görmek istiyorum.

-Ey oğul dünyadan ayrıldığımın birinci, ikinci veya üçüncü gecesi rüyanda görebilirsin.

Oniki yıl geçtiği halde onu rüyasında görmedi. Bu sıralarda Abdullah (r.a) bir gece babasını rüyasında görünce sordu:

-Babacığım üç gece sonra seni rüyamda görebileceğimi söylememiş miydin?

-Sevgili oğlum, Bağdat yakınlarında bir kasabanın eskimiş bir köprüsü varmış, memurlarım onu düşünüp tamir ettirmemiş, koyunlar köprüden geçerken, birinin ayağı deliğe girmiş ve kırılmış. Ben de bugüne kadar onun cevabıyla meşgul idim, diye cevap verdi."

Bu ülkenin çocuklarının bir koyun bacağı kadar da mı değeri yok?

Öldüğünüzde çocuklarınızın rüyasına giremeyecek kadar mücrimsiniz!

İstifa, erdem müessesesidir diyorduk. Erdeminiz kalmadıysa bir tutam akıl alın.

Böylece hem kendinizi hem halkınızı kurtarmış olursunuz bu bataktan.

Yetti ya!!! Gidin artık!!!