Hüseyin ÖZLÜK Beyaz baston, 1921 yılında Londra’da trafik kazası sonucu, görme yetisini kaybeden bir fotoğraf sanatçısının, dış dünyanın kendisini farketmesi için bastonunu beyaza boyamasıyla başlayan bir engelli hareketidir. Bu hareket, kısa sürede etkisini artırmış ve beyaz baston, 1931 yılında Fransa Körler Örgütü tarafından simge haline gelmiştir. Bu örgütlenme sonucu, dünya genelinde her yıl Ekim ayının 15. Günü, Beyaz Baston ve güvenlik günü olarak kabul edilmiştir. Gelişmiş ülkeler, engelli vatandaşlarına sürekli hizmetler götürmekle birlikte, bu tarihte çeşitli etkinlikler de yapmaktadırlar. Başta engelli bireylerin değerli olduklarını hatırlatan psikolojik desteklerin yanı sıra; engelli bireyleri toplumla kaynaştırmak, var olduklarını hissettirmek için sinema, tiyatro, spor gibi kültürel etkinlikler yapmakta, aileleriyle birlikte hoşça vakit geçirmeleri sağlanmaktadır. Beyaz Baston ve güvenlik gününü Türkiye nasıl geçiriyor diye soracak olursanız: *Engelli sivil toplum kuruluşları, Anıtkabir ziyareti yapıp, (en güzel yanı bu) merkezlerine dönüyorlar. Bu merkezler ve engelli okulları, elinde birkaç beyaz baston ile belediyeden görevlendirilen memur tarafından ziyaret ediliyor. *Batman’da Sağlık Bakanı, Nurullah isimli bir görme engelliye, “gözlerin görmediği halde iş vermişiz, daha ne istiyorsun.” Diyor. *Bursa’da Yunus KAYA isimli bir otobüs şöförü, zihinsel engelli ile babasını otobüsten atıyor. *Bursa’da Necla DUYGULU isimli engelli bir bayan otobüse alınmıyor. *Ankara’da ortopedik engelli gaziler İbrahim KIZILKAŞ ve Muzaffer OKTAY, aileleri ile birlikte dövülüyor. *Adana’da, Agit ACUN isimli işitme engelli bir işçi, minibüste 4 üniversiteli öğrenci tarafından öldüresiye dövülürken yolculardan hiç biri tepki vermiyor… Bütün bu olumsuzluklara karşın yine de umudumuzu kaybetmememiz gerekiyor. İyi insanları insanlık tarihine armağan etmiş bir milletiz. Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş-i Veli, Mevlana, Yunus Emre bu milletin iyi insanları arasından yetişti. Onlar iyiliğin peşinden koştular. İnsanlığa yardım etmeyi öğrettiler. Günümüzde yardım etmek isteyen iyi insanlar da var. İyi insanlara sözüm: Bir görme engelli insanla karşılaşırsanız ona davranış biçiminiz şöyle olsun. * Yürürken siz onun koluna değil, o sizin kolunuza girmelidir. Zira kaldırım kenarı veya merdiveni anlaması için yarım adım gerinizden gelmelidir. Merdiven inerken eğer varsa tırabzandan yararlanmak isteyebilir. Kaldırım iniş ve çıkışlarında sürekli sözlü uyarılara gerek yoktur. O sizi yarım adım geriden izlediği için biraz yavaşlamanız yeterlidir. * Elinde beyaz bastonu bulunan görme engelliye yardım ederken, asla bastonundan tutmayınız. * Asansöre bindirildiğinde tuşların yerlerini öğrenmek isteyebilir. Tarif etmeniz yeterlidir. * Otomobile bineceği zaman, kapının kolundan tutturup kapının Görme engelli kişi tarafından açılmasını sağlayınız. O’da herkes gibi kapıyı açıp koltuğuna oturabilir. * O’na ismiyle hitap ediniz. Aksi halde kiminle konuştuğunuzu anlamayabilir. Konuşurken görmek, bakmak veya kör gibi kelimeleri kullanmaktan çekinmeyin ve yanından ayrılacağınız zaman sözlü olarak bildiriniz. * Eğer size yol veya yön sorarsa sözcüklerle kesin ve anlaşılır biçimde izah edeniz. El ile işaret etmenin veya göze hitap eden işaretler kullanmanın yararı yoktur. Görme engelli birini uzaktan bağırarak yönlendirmeniz hem rencide edici hem de tehlike yaratıcı olabilir. İmkanınız varsa yardım etmek için yanına gidiniz. * Duraklarda hangi otobüsün geldiğini öğrenmek isteyip istemediğini sorabilirsiniz. Sizin otobüsünüz daha önce gelirse ayrılacağınızı mutlaka belirtiniz. * Yardıma ihtiyacı olmayan bir görme engelliye yardımcı olmaya kalkışmanız sadece size zaman kaybettirir. Eğer o an için yardıma ihtiyacı yoksa ısrar etmeyiniz. * Kapıları yarı açık bırakmayınız. Onunla daha önce tanımadığı bir odaya girerseniz onu odanın ortasında yalnız bırakmayınız. Bir sandalye veya koltuğa bacağı değecek yakınlıkta yaklaştırınız. * Sandalyenin ön, arka, sağ veya solda olduğunu belirtiniz. * Yemekte et varsa, kesmekte yardım isteyip istemediğini sorabilirsiniz, yemeklerin yerini ayrıntılı olarak tarif ediniz. * Yatılı konuk olarak evinize geldiğinde ona tuvaletin, gardırobun, pencerenin, prizin ve elektrik düğmesinin yerlerini gösteriniz. Ayrıca lambaların açık olup olmadığını bilmek isteyebilir. Düğmenin hangi durumda lambayı yaktığını hangi durumda söndürdüğünü gösteriniz. * Biri ile yanınıza geldiğinde sorularınız varsa Görme engelliye açıkça sorunuz. Çayına kaç şeker alır, nasıl bir işlem yapacak gibi soruları yanındakine sormayınız. Görme engelli konuşma veya anlama engelli değildir. Unutmayalım ki bir toplumun medeniyet seviyesi, ağzı ve dili olmayan varlıklarla engellilere verdiği öneme göre belirlenir.