Ersin ÖZENÇEL "Beşer şaşar" Eskilerin, çok sevdiğim bir deyimidir bu... Yaş ilerledikçe, insanın hafızasındakiler de yavaş yavaş silinmeye başlıyor. Bu yazıyı paylaşırken çok düşündüm, zihnimi zorladım. Camiamdan fikir almak için araştırdım. Ama; o kadar az kişi kalmış ki hayatta. Kederlendim... Hüzünlendim... Bu yazı; bazı kişilerin anılarını tazeleyecek, bir kesime de ışık tutacaktır. Eksiklikler mutlaka olacaktır. Dedim ya... Beşer şaşar... * * * Gazeteciliğe 10 Mart 1961'de Adalet Gazetesi'nde spor muhabiri olarak başladım. O dönemlerde Ankara'da "ismi var, yeri yurdu yok" bir dernek vardı. Adı; "Ankara Spor Yazarları Derneği" idi. 1954 yılında İlhami Tansel'in başkanlığında; Cemal Saltık, Öcal Uluç, Raşit Giray ve Ali Abalı'nın da aralarında bulunduğu bir yönetimle kurulan bu dernek, bir tesisleri olmadığı için; toplantılarını ya Anadolu Ajansı, ya da Bölge Müdürlüğü'nde yapmış. * * * 196O yılında Başkan İlhami Tansel, Uluslararası Spor Yazarları Birliği'ne (AİPS) üyelik için müracaat ediyor ve bu istek kabul ediliyor. Böylelikle Ankara Spor Yazarları AİPS üyesi oluyor. Daha sonraları bu dernek; Arman Talay, Hıncal Uluç, Ceyhan Baytur ve Cahit Dingil'lerin de yönetimlerde yer almasıyla daha da güç kazanıyor. Ve ben bu derneğe; 1962 yılında üye olma şansını elde ettim. Anafartalar Caddesi'ndeki bir binada ilk lokalini açan dernek, kısa süre sonra da Atatürk Kapalı Spor Salonu'nun altına taşındı. Benim de ikinci başkanlığını yaptığım Erol Yaşar Türkalp dönemlerinde de 19 Mayıs Stadı içindeki modern tesisler hizmete açıldı. Ankara Spor Yazarları Derneği'nin kapanışını anlatan Öcal Uluç ağabeyimiz olayı kısaca şöyle özetliyor: "İlhami Tansel'in vefatından sonra oturduğum başkanlık koltuğu bana hayatımın en acı günlerini yaşattı. TSYD'nin kurulmasından sonra, derneğin fesih işlemlerini yapmak da bana kalmıştı. Son derece üzgündüm" * * * Yıl 1963. "İstanbul Spor Yazarları Derneği" üyelik için AİPS'e başvuruda bulunuyor. Alınan cevap onlar için son derece şaşırtıcı. "Bizim zaten Türkiye'de bir üyemiz var, ikinciyi kabul edemeyiz" İşte; o yılın başından itibaren Ankara ile İstanbul arasında görüşmeler başlıyor. Babıâli Ankara'dan derneği kapatıp kendilerine katılmasını istiyor. İstek kabul görmeyince de zıtlaşmalar kaçınılmaz oluyor. İstanbul'un baskısı ile Ankara bürolarında görev yapan bazı spor yazarları dernekten istifa etmek zorunda kalıyor. Sonuçta; ortak bir yol bulunup birleşme kararı alınıyor. İzmir ve Adana'da oluşturulan şubelerle de 14 Nisan 1963'de Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) kuruluyor. Ve TSYD, Uluslararası Spor Yazarları Birliği'ne, bu kez TSYD olarak yeni bir başvuru yapıyor, üyeliği bu kez kabul görüyor... İşte; ülkemizdeki "spor yazarlığı"nın 1954'den başlayıp, bugünlere ulaşan 67 yıllık öyküsü... Ve bugün artık; "ismi" olup "cismi" tükenen spor yazarlarının yerini maalesef futbolcu eskileri, hakem emeklileri alıyor. Bizim kadar "bindiği dalı kesen" bir iş kolu yoktur sanırım... Yazık... Çok yazık...