Güray SOYSAL / Açıldığı yılı hatırlamam mümkün değil, ancak Atatürk Spor Salonu’nun bir bölümüne sportif bir müze kurulmuştu. Ankara’ya gelen dostlarımızı gezdirirken, Anıtkabir’in yanı sıra, bu spor müzesine götürüp, zamanın şampiyonlarının kazandığı madalya ve kupaları büyük bir hayranlıkla izlerdik. Sonra... Bir baktık ki, bu müze bir gecede silinip yok olmuştu. Oysa, o müzede birçok şampiyonumuzun anıları mevcuttu. Dediğim gibi bir gecede o büyük şampiyonların anıları ya çalınmıştı, ya da çöpe atılmıştı. Bunun üzerine her fırsatta bir spor müzesi kurulması için ilgilere başvurmuştum. Önce “O çok iyi... Hemen yapalım” sözleri ile karşılaşıp, bir ümitle bu işin gerçekleşmesini bekleyip, durdum. Sonunda hep hüsranları yaşadım. Ben bu güzelliğin olmasını istememe rağmen, her seferinde yöneticilerin kandırması ile karşılaştım. Sonunda tam pes etmekteydim ki, Atletizm Federasyonu Başkanı Fatih Çintimar kardeşim ile dertleşirken, bu konuyu öğrendim. Atletizm Federasyonu İstanbul’da bu konunun gerçekleşmesi için kolları sıvamış, Olimpiyat evinin yanındaki salonda. Atletizm sporuna bir ömür veren ve atletizm sporunu fiilen yapıp, sonra antrenörlük, bölge müdürlüğü ve federasyon başkanlığı unvanlarına kavuşan Fatih Çintimar, bu işin müjdesini verdi. Şimdilerde atletizmle uğraşanlar ve zamanında başarıyı yakalayan atletlerimizin bir ayakkabısı, şortu, forması, eşofmanı veya kazandığı kupa ile madalyası bu müzede sergilenmeye başladı. Sergideki malzeme her geçen gün büyüyor. İçimde sönen müze yaptırma olayını canlandıran Başkan Çintımar’ın bu gayreti, sporumuzun tepesinde bulunanlara bir mesaj olmalı. Zira geçmişini bilmeyen, geleceğini öğrenemez yolunda olan Atletizm Federasyonu, diğerlerine ön ayak olmuş durumda. Onun için, Atletizm Federasyonu Başkanı Fatih Çintimar’ın bu hareketini avuçlarım patlayıncaya kadar alkışlamak istiyorum. Yeniden yazıyorum. Darısı diğer federasyonlara ve spor yöneticilerimizin başına... BİR DERKEN İKİ OLACAK MI? Geçen haftayı bitirirken, son anda Melih Gökçek’ten bir haber geldi. Her bakımdan tokat üzerine tokat yiyen Başkent Ankaralıları rahatlatacak haber üzerine yüreğimizdeki yağlar eridi. Haberde, 19 Mayıs Stadı olduğu yerde bir stat ortaya çıkarken, Atatürk Kültür Merkezinde de başka birisinin yapılacağını öğrendik. Bu haberi Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek bizzat verdi. Spor Teşkilatımız tarafından tam bir üvey evlat muamelesi görmeye devam eden Başkent Ankara’ya yapılacak bir değil, iki stat haberinin en kısa zamanda hayata geçirilmesi isteği, gözlerimizdeki ve yüreğimizdeki canlılığı artırdı. Bir ararken, şimdi iki stadımız olacakmış.. Bir anda, şimdi de bununla mı uyutulacağız, diye yeni bir endişeye kapıldım. Ama, içimdeki hissi açıklayayım, herşeye rağmen sönmüş olan ümitlerim filizlendi. Allah’tan bir isterken iki stat müjdesinin en kısa zamanda hayata geçirilme isteğini, her Ankaralı gibi bende dört gözle bekliyorum. Zira artık daha fazla beklemeye tahammülümüz kalmadı. Bu haber gerçekleşirse, Başkent Ankara Türk sporundaki gerçek yerini, gecikmiş olsa dahi, kesinlikle alacağa benziyor. Yeter ki daha fazla uyutulmayalım...