Utku ŞENSOY Türkiye bir seçimi daha geride bıraktı. Bakış açımıza göre farklı görüşlerin bir kez daha havalarda uçuştuğu, yoğun tartışmalar arasında yeni bir döneme adım attık. Sandığa yüksek katılım demokrasimizin kazancı, Suruç ve Erzurum’da yaşananlar ise ayıbıdır. Bu iki yerde dökülen kan her ne kadar çok acı da olsa, her şeye rağmen 24 Haziran, son 4 secimin en olaysız seçimi olarak kayıtlara geçti. Geride bıraktığımız seçimin sonuçları, sosyolojik ve siyasal analizleri önümüzdeki dönemde çok geniş biçimde bu konudaki yetkin kişilerce yapılacaktır. Bu tür iddialı bir değerlendirme haddimizi aşmak anlamına geleceği için, ilk anda çok kabaca, ana hatlarıyla bir durum değerlendirmesi yapmak çok daha sağlıklı olur. Bu seçimler bir kez daha gösterdi ki Türkiye’de genel seçmen teveccühü doğrudan liderle ilgili. Recep Tayyip ERDOĞAN ve Muharrem İNCE’ nin kendi partilerinden 8-10 puan fazla oy almaları bunun önemli kanıtıdır. Her yarışta/seçimde olduğu gibi kazanan/kaybeden olması son derece doğal olduğundan, bize göre bu seçimin kazanan/kaybedenleri şöyle; Seçimin kazananı kim? İlk turda yüzde 50 barajını sorunsuz geçen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN. Diğer kazananı? Beklenenin çok üzerinde oy alarak bir kez daha partisini kilit konuma taşıyan MHP lideri Devlet BAHÇELİ. Burada, 1977 yılından bu yana ilk kez 15 milyon seçmenden oy alıp yüzde 30 bandını aşan CHP’ nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İNCE’ nin kişisel başarısından da söz edilebilir. Kaybetmeyenleri? 1 Kasım 2015’ deki oylarını koruyan MHP ve HDP Peki ya kaybedenleri? 1 Kasım oylarının 7 puan gerisinde kalan AK PARTİ ve 3 puan gerisine düşen CHP. Bundan sonra ne olacak? 600 sandalyeli parlamentoda; AK PARTİ, CHP, HDP, MHP ve İYİ PARTİ grupları yer alacak. Bu 5 partinin yanı sıra, SP, DP ve BBP de parlamentoda temsil edilecek. Bu tabloda hiç bir parti tek başına 301 milletvekili çıkaramadığı için, MHP tartışmasız biçimde AK PARTİ’ nin fiili koalisyon ortağı olarak görülmeli. Seçim öncesi baraj altında kalacağı yorumları yapılan MHP, mevcut tabloda fiili olarak parlamentoda “iktidar ortağı” konumundadır. Artık, Cumhurbaşkanı ERDOĞAN’ ın, çıkaracağı “başkanlık kararnameleri” Meclis’ten MHP’ nin desteğiyle geçecek. Ancak Cumhur İttifakı’nın parlamentodaki sandalye sayısı anayasa değişikliği için yeterli olmayacak.Yükselen trend milliyetçilik mi? Bu seçimin çarpıcı sonuçlarından biri de “milliyetçi” oyların yükselmesi. 7 Haziran 2015 seçimlerinde MHP yüzde 16’ yı aşmıştı. Bu kez, MHP ve İYİ PARTİ oylarının yüzde 20’yi aşmış olması, bu iki partinin her ne kadar birebir aynı tabandan beslenmese de ana hatlarıyla milliyetçi seçmenden oy aldıkları şeklinde yorumlanabilir. Seçimlere dış dünyanın bakışı nasıl? AGİT gözlemcilerinin ön raporunda övgü ve eleştiri bir aradaydı; Ön raporda, “Türkiye sandığa giden seçmen sayısıyla gurur duymalıdır. Bu, demokrasiyi savunan Türkiye seçmeninin başarısıdır” denilirken, “Adaylar seçim kampanyasını eşit koşullarda yürütemedi, OHAL basın özgürlüğü dahil temel hakları sınırladı” ifadeleri de yer aldı. AB’ den ılımlı işbirliği mesajları! Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Herini ve Birlik Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn, seçimlere ilişkin ortak yazılı açıklamalarında; “Umarız Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye, göç, güvenlik, bölgesel istikrar ve terörle mücadele gibi önemli konularda AB’nin ortağı olmaya devam edecektir” sözleri dikkat çekti Seçimin çirkini kim? Avusturya’da yaşayıp AK PARTİ’ ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yüzde 70’in üzerinde oy veren Türkler için; “ülkelerine gitmeleri daha iyi olacak” diyen Avusturya’da koalisyon hükümetinin ortağı olan ırkçı Özgürlük Partisi’nin üyelerinden Johann Gudenus! Sorular/sonuçlar: Seçim bitti artık sosyal medyada su sorular ön plana çıkmaya başladı; Acil çözüm bekleyen ülke sorunlarına nasıl çözüm getirilecek? Ekonomik sıkıntılara reçete hazır mı? Bu galibiyet bir “PİRUS ZAFERİ” olmasın? (MÖ 280’ de Grek kolonisi Tarentum Kralı Pirus Roma’ya saldırır ve ne pahasına olursa olsun savaşı kazanmak için her şeyini feda eder) Sanal alemde bu sorulardan onlarca, hatta yüzlercesini görebilmek mümkün. Ama biz bu yeni dönemin, bölgemizdeki istikrarın en önemli aktörlerinden biri olan Türkiye’nin her alanda çok daha güçlü olabilmesi için, hukukun üstünlüğünün ön planda tutulacağı, tarımda, sanayide üretime dayanan, istihdamın artmasına yönelik köklü adımların atılacağı, toplumsal barış yılları olmasını umut ediyoruz. Yeni dönemin ülkemize, milletimize huzur getirmesi dileğiyle.