Sultan Abdülaziz, devlet teşkilatında köklü reformlar yapmıştır. Yargı bağımsızlığı, yabancılara mülk edinme hakkı, yabancı sermayenin önünün açılması, eyalet sisteminden vilayet sistemine geçiş, eğitim kurumlarının birliği, ilköğretimin mecburi hale getirilmesi gibi reformlar Abdülaziz döneminde yapılmıştır. Osmanlı, Abdülaziz’in son yıllarında, dış borçların ödenemeyecek duruma düşmesiyle borç erteleme kararı (moratoryum-Tenzil-i faiz) almıştır. Abdülaziz’in yenilikçi reformları tutucu kesimi; yabancı sermayenin önünün açılışı, ekonominin çok bozulması, borçların artması ve sarayın müsrif yaşamı da aydın kesimi rahatsız etmiştir. Fransız İhtilali’nin fitillediği demokrasi, hürriyet, özgürlük fikirleriyle kurulan cemiyetlerin girişimleri sonucunda, padişah Abdülaziz yeni Şeyhülislam Hasan Hayrullah Efendi’nin fetvasıyla, 30 Mayıs 1876 tarihinde tahttan indirilmiş ve yerine oğlu V. Murat geçmiştir. 
Abdülaziz’in kayınbiraderi Çerkes Hasan isimli subay, Abdülaziz’in ölümünden sonra, 15 Haziran 1876 günü hükümet toplantısını basarak, Serasker Hüseyin Avni Paşa'yı ile Hariciye Nazırı Mehmed Raşid Paşa’yı öldürmüştür. Bu gelişmelerden sonra, Meşrutiyet’i kabul edeceğine söz veren Abdülhamit’i tahta çıkarmak için, 93 günlük Padişah V.Murat, bozuk olan ruhsal durumu gerekçe gösterilerek, Şeyhülislam fetvasıyla görevden alınmış ve yerine II. Abdülhamit tahta geçirilmiştir. 
II. Abdülhamit, verdiği söze uygun olarak, Mithat Paşayı Sadrazam tayin etmiş, 23 Aralık 1876 tarihinde Kanunu-i Esasi'yi kabul etmiştir. Böylece, padişah ile meclisin ülkeyi birlikte yönetmesi ilkesine dayanan, yargı bağımsızlığı ve temel hakları güvence altına alan I.Meşrutiyet dönemi başlamıştır. Ancak daha meclis toplanmadan, gelişmelerin mimarı Sadrazam Mithat Paşa’yı Kanun-ı Esasî'nin “siyasi gerekçelerle mahkemesiz sürgün yetkisi veren ünlü 113. Maddesini” kullanarak, 05 Şubat 1877 tarihinde Avrupa’ya sürgüne göndermiştir. Daha sonra, devam eden 1877-78 Türk-Rus Savaşını (93 Harbi) gerekçe göstererek 18 Şubat 1878'de Meclis-i Mebusan'ı tatil etmiş ve 30 yıl boyunca bir daha toplamamıştır. 
E R1-3İkinci Meşrutiyet’le birlikte 4 Aralık 1908’de 3.Meclis-i Mebusan açılmıştır. Basın, fikir hürriyeti, derneklerin serbestçe kurulması, özetle "cemaat"ten "cemiyet"e geçilmiş ve "halk-cemiyet", II. Meşrutiyet'in anahtar sözcükleri olmuştur. Ancak, bu parlamento da, 1912’den 1914’e kadar feshedilmiştir. I.Dünya Savaşında Osmanlının yenilmesi ve Mondros Mütarekesinin imzalanmasından sonra, Meclis’teki muhalif seslere dayanamayan Padişah Vahdettin Meclisi 21 Aralık 1918’de, seçimlerin yenilenmesi gerekçesiyle, feshetmiştir.  Mustafa Kemal’in de Erzurum Milletvekili seçildiği seçimler sonunda, Meclis ilk toplantısını, ancak bir yıl sonra, 12 Ocak 1920’de yapabilmiş ve Erzurum Kongresi kararlarına uygun olarak Misak-ı Milliyi kabul etmiştir. 
16 Mart 1920’de İstanbul’un İtilaf kuvvetleri tarafından resmen işgali ve Meclisin İngilizler tarafından basılıp önde gelen milletvekillerin tutuklanmasıyla, parlamento, 11 Nisan 1920'de resmen kapatılmıştır.  
Özetle, Osmanlının ağır-aksak çalışan Meclis-i Mebusan’a ve birçok ülkenin diktatör ve krallarca idare edilmesine rağmen, Mustafa Kemal Paşa, düşman işgaline uğramış ülkeyi Kurtuluşa götürmek için tek adamlığı kabul etmemiş ve kararların Meclis tarafından alınmasını istemiştir. Erzurum ve Sivas Kongrelerinde oluşturulan Heyet-i Temsiliye 108 gün Sivas'ta görev yaptıktan sonra, Ankara'ya intikal etmiştir. Osmanlı Meclisinin kapatılması, Anadolu’da bir Meclis kurmayı düşünen Mustafa Kemal’e “İstanbul’da Meclis varken ne gerek var” diyen muhalif sesleri kapatmıştır. Artık Osmanlının bir Meclisi yoktur. Mustafa Kemal Temsil Heyeti Başkanı sıfatıyla 19 Mart 1920'de Büyük Millet Meclisi (BMM) için seçimlerin yapılmasını ve seçimlerin 15 gün içinde bitirilmesini içeren genelgeyi yayınlamıştır. Toplam 12 maddeyi içeren bu genelgenin ana maddeleri şöyledir. 
• Memleket işlerini idare etmek ve denetlemek üzere, Ankara'da bir meclis toplanacaktır.
• Bu meclise üye olarak seçilecek kimseler, milletvekilleri ile ilgili yasa hükümlerine bağlıdırlar.
• Her sancaktan beş üye seçilecektir.
• Ayrıca dağılmış olan Osmanlı Meclis-i Mebusan üyelerinden Ankara’ya gelebilecek olanlar BMM’ye katılabileceklerdir. 
Seçimler sonucunda, seçilenler ve İstanbul’dan gelebilenlerin katılımıyla 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi (BMM) açılmıştır. 
  E R-4Meclis’in yapısı çok karışıktı, Osmanlıcılar var, Hilafetçiler var, İngiliz, ABD Mandası isteyenler var, herkes kendini Sadrazam, Başvekil, hatta ülke lideri görüyor. Bu arada Ruslarla anlaşıp, Kafkasya’da bir devlet kurup onun başına geçebilir miyim diyenler de var. Mustafa Kemal karşıtları var. 
İşte bu şartlarda, demokratik halk yönetimini tercih eden Mustafa Kemal Kurtuluş-Kuruluş’un tüm kararlarının Meclis tarafından alınmasını sağlamış sonra da bu kutlu günü Çocuk Bayramı olarak ilan etmiştir. 
Nice, 23 Nisan Çocuk Bayramlarını kutlamak dileğiyle Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarını saygıyla anıyorum.