Demokrasiyi çok kısa olarak, çoğulculuk olarak tanımlayabiliriz. Çoğunluğun kararına saygı gösterilmesi, her ne kadar Sokrates buna karşı çıktıysa da, vatandaşların eşit olduğu, verdikleri oyların aynı değerde olduğu demokrasilerde, çoğunluğun kararı esas alınır.

Siyasi Partilerde de durum aynıdır. Ama çoğunluk derken gerçek çoğulculuk önemlidir. Anketler ne kadar çok kişinin katılımıyla yapılırsa sonuçları o kadar sağlıklı olur. İstatistikler de ne kadar uzun yılları kapsarsa o kadar gerçekçi olur.

Dünyadan farklı olarak, Türkiye’de, siyasi parti liderlerinin, zorunlu olmazsa, hiç değişmediklerini görmekteyiz. Süleyman Demirel (1965-2000) 35 yıl siyaset içinde kalarak sonunda Cumhurbaşkanlığından emekli olmuştur.

Siyasi1

Bu devamlılığın en önemli nedenlerden birisi, siyasi partiler kanunu ve delege sistemidir. Siyasi Partiler Kanunun 14. Maddesi; “Bir siyasi partinin delege sayısı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının iki katından fazla olmayacaktır (1200)” şeklindedir. Bu seçilmiş delegelere ilave olarak, parti genel başkanı, merkez karar ve yönetim kurulu ile merkez disiplin kurulu üyeleri, partinin üyesi olan bakanlar ve milletvekilleri tabii delegelerdir.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 4 Kasım 2023 tarihinde Genel Kurul ve Başkanlık seçimi yaptı. Kemal Kılıçdaroğlu, Özgür Özel, Örsan Öymen, İlhan Cihaner ve Ünal Karahasan genel başkanlığa aday olmuşlar, ancak, yeterli imzayı toplayabilen Kemal Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel seçime katılabilmiştir. İlk turda, Özgür Özel, 1367 delegenin 682 sinin oyunu alarak önde bitirmesine rağmen salt çoğunluğu sağlayamadığından, ikinci tura geçilmiş ve Özgür Özel 812 delegenin oyunu alarak CHP'nin 8. genel başkanı olmuş ve 08 Kasım 2023 tarihinde YSK’dan mazbatasını almıştır.

Benzer şekilde diğer MHP’nin, 18 Mart 2018 tarihinde yapılan seçimi Sn.Devlet BAHÇELİ 1.167 delegenin tamamını oyunu alarak seçilmiştir.

Anayasada siyasi partilerin seçilmiş delege sayısının 1200’le kısıtlanması diğer Sivil Toplum Örgütlerine, Ticari şirketlere, Tüzel kurumlara da yansımıştır. Birkaç kuruma bakacak olursak: Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu’nun (TESK) 29 Eylül 2022’de yapılan Genel Kurul’da 2007 yılından beri bu görevi yürüten Bendevi Palandöken, kullanılan oyların 394’ünü alarak yeniden TESK Genel Başkanlığına tekrar seçilmiştir.

M.Rifat Hisarcıklıoğlu 16 Haziran 2001’den beri yürüttüğü Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanlığına, Mayıs 2023 tarihinde 365 Oda/Borsa Başkanları ve Delegelerin oylarıyla tekrar seçilmiştir.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Başkanlığını (DİSK) 2018’den beri bu yürüten Arzu Çerkezoğlu, Şubat 2024’de yapılan seçimde, 300 delegeden 244'ünün oyunu alarak bir kez daha seçilmiştir.

Siyasi2

Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) Başkanlığı görevini Derviş Günday 19 sene yapmıştır. Fevzi Apaydın 17 sene yapmış ve görevi 2024 yılı son seçimde 4.027 oyun 2.421'ini alan Mehmet Yiğiner’e devretmiştir.

Ancak bu uygulamalardan farklı bir yaklaşım gösteren ve çoğulcu demokrasiye önem veren Fenerbahçe, bu sistemi değiştirmiştir. Fenerbahçe Başkanı Sn.Aziz YILDIRIM, 1998‘de tek oy farkla Sn.Vefa KÜÇÜK’ü geçerek Fenerbahçe Başkanı olduktan sonra 2018’e kadar delege sayısını 40.000’lere kadar çıkarmış ve Fenerbahçe’ye çoğulcu demokrasiyi getirmiştir. 03 Haziran 2018’de yapılan seçimde 32.000 oy kullanma hakkına sahip olan delegeden, 20.736 delege oy kullanmış ve 20 yıllık eski başkan Sn.Aziz YILDIRIM 4.644, yeni başkan Sn.Ali KOÇ ise 16.092 delegenin oyunu almıştır. Benzer şekilde, BJK, 27.588 delegenin oy kullanma hakkına sahip olduğu, 11 Mayıs 2025 tarihli Kongresinde mevcut başkan Serdal Adalı, kullanılan 13.158 oyun büyük çoğunluğunu alarak BJK’nin 36. başkanı seçilmiştir. Kısacası, bir kurum içinde demokrasi için delege sayısı asgari 40.000’lere çıkarılmalı, delege seçimlerine başkanın müdahalesi olmamalıdır. Bu kapsamda, siyasi parti kanunu 14. Md’deki “fazla” ifadesi, “az” olarak değiştirilmeli ve hatta delege sisteminin kaldırılarak partiye kayıtlı tüm üyelerin oy kullanmasıyla çoğulcu demokrasiye geçilebilir.

Mevcut durum göz önüne alındığında, delege sayısının, BJK ve FB’de olduğu gibi, kişiler tarafından kontrol edilemeyecek sayıya çıkarılarak çoğulcu demokrasinin sağlanması gereklidir. Diğer taraftan her türlü başkanlığa en fazla iki dönem şartı da getirilebilir. Giovanni Sartori Partiler ve Parti Sistemleri, Demokrasi Teorisine Geri Dönüş kitaplarında, “Bir iktidarın meşruluğu ancak ve sadece halkın iradesini yansıttığı ölçüde mümkün olacaktır. Bu düşünce çerçevesinde katılımcı demokrasi, demokrasinin olması gereken (ideal) tarafından şekillendirilmesiyle varlık kazanmaktadır” demektedir.

Sosyal yaşamın tüm alanlarında ortaya çıkan bu meşruluk krizinin yansıması ise post-modernist bilgi toplumunun temsili demokrasi sisteminin yetersiz görmesi ve eleştirileri olmuştur. Diğer bir ifadeyle, demokrasiyi sadece temsilcilerin seçilmesi ve bu kişilere yönetilenler adına karar alma ve uygulama hakkının verilmesi biçimde sınırlandıran anlayış yeterli görülmemeye başlanmıştır.

Çoğulcu demokrasi için Anayasa’nın 14 maddesindeki “fazla” kelimesinin “az” şeklinde değiştirilmesi önemli bir adım olacak ve diğer tüzel kişilikler bu yaklaşımı kısa sürede benimseyeceklerdir.