Veli SARITOPRAK: Başkanım geçtiğimiz yıl Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı ile birlikte Ankara Ticaret Odası’nın da kuruluşunun 100’üncü yılı idi. Cumhuriyet ile yaşıt 100 yıllık bir kurumun Başkanı olarak ne söylemek istersiniz, Ankara Ticaret Odası’nın önümüzdeki dönem hedefleri ne olacak?
Gürsel BARAN:
2023 yılı bizim için özel bir yıl oldu. Sizin de ifade ettiğiniz gibi 2023’te Ankara Ticaret Odası olarak Cumhuriyetimiz ile birlikte 100’üncü yılımızı idrak ettik. 100 yıl bir ülke açısından çok önemli bir tarih. Türk milleti kendi kaderine, ülkesine, topraklarına, geleceğine sahip çıktı. 2024 yılı ile birlikte, Türkiye Yüzyılı’na adım attık. Cumhuriyetimizin ikinci yüz yılının üretimden ticarete, eğitimden sağlığa başarılarla dolu olacağına inanıyorum. Aynı şekilde Odamız için de yeni başlangıçların, yeni başarıların yüz yılı olacak.
Ankara Ticaret Odamız, Cumhuriyetimiz kurulmadan hemen önce Genç Cumhuriyet’in ekonomik gelişimini gerçekleştirmek üzere adım atan iş insanlarının hareketiyle doğmuş bir kuruluş. 17 Şubat 1923’te başlayan İzmir İktisat Kongresi’nde Atatürk’ün “Siyasî, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa kazanılacak başarılar yaşayamaz ve sürekli olamaz” sözleriyle dikkat çektiği ekonomik alandaki zaferi sağlamak için duyulan ihtiyaç üzerine, Kongre’den birkaç ay sonra Mayıs 1923 tarihinde Ankara Ticaret ve Sanayi Odası adıyla Anafartalar Caddesi’nde eski bir binada faaliyetlerine başladı. 
Ankara Ticaret Odası kuruluşunda üstlendiği bu önemli misyonun her zaman takipçisi oldu. Bir yandan Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin büyüyüp, gelişmesine öncülük ederken diğer yandan da, Cumhuriyet’in gelişimine, dünyadaki gelişmelere hep ayak uydurdu. 100 yıllık tarihinde Ankara Ticaret Odası, hem reel sektörün sesi olma görevini üstlendi, hem de iktisadi gelişime öncülük etti. Bugün 160 bini aşkın üyesiyle Türkiye'nin ikinci büyük ticaret odası. 68 Meslek Komitesi’nde görev yapan Meclis ve Komite üyeleri ile birlikte ülke menfaatlerini her şeyin üzerinde bilerek, üyelerinin mesleki menfaatlerinin ülke menfaatleriyle çatışmadan kollanıp gözetilmesinde çok üst düzey ve öncü bir görev üstlenmeye devam ediyor. 
ATO’nun ikinci 100 yılında yine tüm enerjimizi, üyelerimiz için, onların hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesi, ticaretimizin ve ihracatımızın artması, Ankara ekonomisinin ilerlemesi ve büyümesi ve nihayetinde ülke ekonomisi için harcayacağız. Ülkemiz ve Başkentimizin dünyada başarılarla dolu yeni hikâyelerinin yazılmasına yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
VELİ SARITOPRAK: Ankara’nın son yıllardaki gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? 
Gürsel BARAN:
Ankara, siyasetin, bürokrasinin, kamu yönetiminin merkezi ve üniversite şehri olmasının yanı sıra son 20 yılda gösterdiği gelişme ve ilerlemeyle sanayinin, ticaretin ve turizmin merkezi olarak da anılmaya başladı. Şehrimizde 13 adet organize sanayi bölgesi ve dökümcüler, keresteciler gibi 10 ayrı sanayi sitesi mevcut. 21 üniversitesi bulunan Ankara, üniversite-sanayi işbirliğinin en fazla gerçekleştiği şehirler arasında yer alıyor. Türkiye’nin Başkenti Ankara, teknoloji üretim ve geliştirme konularında da öncü bir şehir. 10’u faal, 3’ü yapım aşamasında 13 Teknoloji Geliştirme Merkezimiz, 145 Ar-Ge, 36 da Tasarım Merkezimiz var. Savunma ve Havacılık Sanayi, Medikal Sanayi, Yenilenebilir Enerji, İş ve İnşaat makineleri kümelenmeleriyle uluslararası rekabet gücü yüksek bir şehiriz. Aralarında ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN, TUSAŞ gibi önde gelen şirketlerin yer aldığı, savunma sanayi firmalarının yarısından fazlası ve tedarik zincirinde yer alan pek çok küçük ve orta boy işletmenin merkezi Ankara’da bulunuyor. Başkent’te üretilen savunma sanayii sistemleri birçok ülkeye ihraç ediliyor. Aynı şekilde medikal sanayimiz de gelişmiş durumda. Ankara son yıllardaki gelişimine başta sağlık olmak üzere turizmi de ekledi.  Kongre ve fuar turizminde de gelecek vaat eden bir merkez olma yolunda. 
VELİ SARITOPRAK: Ankara fotoğraflarıyla bir takvim yaptınız. Bize bu takvimden bahseder misiniz?
Gürsel BARAN:
Biz son 4 yılda “yüz yıllar serisi” olarak takvim bastırmıştık. Geçen yıl Cumhuriyet’in,  2022 yılında Büyük Taarruzun, 2021 yılında Sakarya Meydan Muharebesi’nin, 2020 yılında, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 100’üncü yılını takvimlerimizde tema olarak kullandık. Bu yıl da iki ayrı takvim yaptırdık. Birinde konumuz “İzmir İktisat Kongresi” idi, ikincisinde de Ankara’yı tema olarak aldık. Bu bizim uzun zamandan bu yana Ankara’nın bir turizm destinasyonu olabileceğine inancımızın ve bu yönde çabamızın bir ürünü niteliğindedir. Ankara’ya daha dikkatli bakılmasını ve özel ve gerçekten güzel yerlerinin tanınmasını istedik. 
2024 yılının Cumhuriyet’in, Ankara’nın Başkent ilan edilişinin ve Ankara Ticaret Odası’nın kuruluşunun 101. yılı olması nedeniyle bu çalışmaya “101’de 101 Ankara” adını verdik. Önce Ankara’nın 101 ayrı destinasyonunu belirledik. Bu destinasyonların fotoğraflarını, detaylı bilgilerini ve QR kod ile ulaşım için yol haritalarını, Ankara Ticaret Odamızın ATONET Mobil Uygulaması’na yükledik. 
Ardından, 101 destinasyon içinden 12’sini seçerek de bir takvim hazırladık. Takvimle beraber de özel basılı bir harita hediye ettik. Haritada yine 101 destinasyonu görmek mümkün.
Bu görsellerden İngilizce ve Türkçe tanıtım videoları hazırlayıp şehrimizin çeşitli ekranlarında gösterdik. Halen bu video Esenboğa Havalimanı’nın iç ve dış hat terminallerinde ve Atakule’nin dev ekranında gösterildi. Hedefimiz,  şehrimizin güzelliklerini ortaya çıkarmak ve bir turizm destinasyonu olarak hafızalara kazınmasını sağlamak. Bu çalışmaların en kısa zamanda sonuç vermesi ve şehrimize gelen turist sayısının artması en büyük temennimiz.
VELİ SARITOPRAK: Takvimde Ankara’nın hangi destinasyonları yer alıyor? 
Gürsel BARAN:
Takvimde 12 destinasyonun fotoğrafı var ama 101 destinasyonun adının da yer almasını istedik. Bu nedenle Hitit Güneş Kursu Heykeli’nin fotoğrafının yer aldığı ilk sayfada, 101 destinasyonun ismine tek tek yer verdik.  Bu çalışma vesilesiyle şehrimizin önemli değeri, nesli tükenmekte olan Ankara tavşanı da yer alsın istedik. Tavşanın illüstrasyonu yapıldı ve giriş sayfasına yerleştirildi. Adı ATO’m olan bu tavşan ilk sayfada okuyucuyu karşılayarak, takvim yapraklarında yer alan görsellere uygun kıyafet, eşya ve aksesuarlarla destinasyonları tanıtıyor. 
Takvimin Ocak ayı yaprağında “Hacı Bayram Veli Camii”, Şubat ayında “CSO ADA”,  Mart ayında “Aslanhane Camii”,  Nisan ayında “Cumhuriyet Müzesi- II. TBMM Binası”, Mayıs ayında “Gordion Antik Kenti”, Haziran ayında “Gençlik Parkı”,  Temmuz ayında “Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi”, Ağustos ayında “Eymir Gölü”, Eylül ayında “Devlet Resim ve Heykel Müzesi”, Ekim ayında “Ankara Kalesi”, Kasım ayında “Anıtkabir” ve Aralık ayı yaprağında ise “Kuğulu Park”ın fotoğrafları yer alıyor.  Ankara’nın, koşturmaca içinde gözükmeyen ancak yakından bakınca insanı içine çeken destinasyonları birbirinden güzel fotoğraflarla tanıtılıyor.
VELİ SARITOPRAK: ATO olarak Başkent’e, Başkent’in ticaretine yönelik yaptığınız çalışmalar nelerdir? 
Gürsel BARAN:
Ankara Ticaret Odası olarak, üyelerimizin ticaretinin gelişmesi, girişimci sayımızın ve ihracatımızın artması, şehrimizin ekonomisini geliştirmek üzere çok yönlü faaliyetler hayata geçiriyoruz. Odamızda 68 meslek grubuna kayıtlı 2 bin 205 ana faaliyet alanına ilişkin sorunların tespit edilmesi ve çözüm önerilerinin geliştirilmesi için Meslek Komitelerimiz ile yoğun çalışma içindeyiz.
Dünyanın gelişimini takip ediyor, dijitalleşme dâhil tüm yenilikleri çalışmalarımıza uyarlayıp hizmet kalitemizi artırıyor, üyelerimizin zaman ve kaynağını daha verimli kullanmasına zemin hazırlıyoruz. Odamızın dijital hizmetlerini tek çatı altında bir araya getirdiğimiz ATONET mobil uygulamasıyla geçtiğimiz yıl Haziran ayında, Milletlerarası Ticaret Odası'na bağlı faaliyet yürüten Dünya Odalar Federasyonu'nun düzenlediği Dünya Odalar Yarışması’nda "En İyi Oda Sistemi İnovasyon Projesi" kategorisinde ABD'li ve Çin'li rakiplerini geride bırakarak "Dünya Birinciliği" aldık. 
İhracat konusunda seferberlik başlatarak, hiç ihracat yapmamış üyelerimize ihracatın nasıl yapılacağı konusunda eğitimler verdik. “E- Ticaret ve E- İhracat Seferberliği” ile üye firmalarımızın e-ticareti öğrenip, uygulayarak saat, ofis, coğrafya sınırlarını aşıp tüm dünya ile ticaret yapabilmesine katkıda bulunduk. Bu projemizle hiç e-ticaretle tanışmamış üyelerimiz e-ticaret ve e-ihracat yapabilir hale geldi. Yine üniversite öğrencilerine yönelik “Dış Ticaret Eğitimleri” gerçekleştiriyoruz. Ülkemizde görev yapan Büyükelçiler ve Ticaret Ataşeleri ile çeşitli organizasyonlarla bir araya geliyor, karşılıklı dış ticareti geliştirmenin yol ve yöntemlerini ele alıyoruz. Düzenlediğimiz toplantılarla üyelerimizi yabancı sektör temsilcileri ile bir araya getiriyor, eşleştirme toplantıları, sektörel çalıştaylar, yatırım, ticaret ve iş birliği fırsatları toplantıları, heyet ziyaretleri, ülke günleri ve iş forumları gibi etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Farklı ülkelerle, Ticaret Odaları ve benzeri kurumlarla işbirliği protokolleri hayata geçiriyoruz. Üyelerimizin yurt dışı fuarlara katılımları konusunda çalışmalar yürütüyoruz. Ankara Ticaret Odası olarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ile Ankara Kalkınma Ajansımızın desteğiyle hayata geçirdiğimiz “Dış Ticaret İstihbarat Merkezi” ile ihracat yapmak isteyen ancak daha önce hiç ihracat yapmamış, ne yapacağını bilmeyen üyelerimize destek veriyoruz. 
Ankara’nın ticaret ve sanayideki gelişiminin yanı sıra sağlık ve kongre başta olmak üzere tüm turizm çeşitlerinde gelişmesine yönelik çalışmalarımızı da sürdürüyoruz. Bu açıdan Gordion Antik Kenti ile Aslanhane Camii’nin UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girmesi çok önemli bir gelişme oldu. Ankara Ticaret Odası olarak her iki değerimiz konusunda farkındalık oluşturmaya gayret gösteriyoruz. “Health Ankara” markası oluşturarak, Ankara’nın sağlık turizmi potansiyeli, yüksek standartlı hastaneleri ve jeotermal kapasitesini yurt dışı fuarlarda tanıtıyoruz. Ticaret ve turizmin gelişmesinin önemli ayağını oluşturan Başkent’ten yurt dışına direk uçuşlar konusu da her zaman gündemimizde yer alıyor. Coğrafi işaretli ürünler ve markalaşma konusu da önem verdiğimiz diğer başlıklarımız. 
İklim değişikliğinin ekonomiye etkilerini ve üyelerimize yansımalarını takip etmeye ve konuyla ilgili farkındalık oluşturmaya yönelik çalışmalarımızı da sürdürüyoruz. Üyelerimizin sürdürülebilir kalkınma ve yeşil dönüşüm uygulamalarını desteklemek amacıyla Odamız bünyesinde “Uluslararası Yeşil Ekonomi ve İklim Değişikliği Çalışmaları Ofisi” kurduk. 
VELİ SARITOPRAK: “Health Ankara” dediniz. Ankara bir sağlık turizmi merkezi olabilir mi?
Gürsel BARAN:
Oldu bile. Ankara önemli bir sağlık turizmi merkezi. Ankara Ayaş’ıyla Haymana’sıyla, Kızılcahamam’ıyla bir termal cennet. En kaliteli termal sularıyla hem dinlenme hem de tedavi amaçlı ziyaret edilebilecek bir şehir. Ankara’daki 21 üniversitenin 12’sinde  tıp fakültesi bulunuyor. Bu fakültelerde çok iyi eğitimlerle yetişen hekimler, dünya standartlarında malzeme ve cihazların bulunduğu yüksek donanımlı sağlık tesislerinde hizmet veriyor. 
Başkent’te sağlık turizmi yapmaya yetkili toplam 376 belgeli tesis bulunuyor.  
Ankara’ya sağlık hizmeti almak amacıyla gelen turist (yabancı hasta) sayısı yıllar itibariyle artış gösteriyor. Bu sayı; 2019 yılında 102 bin 589 hasta iken, 2022 yılında 337 bin 326 hasta sayısına yükseldi. Başkentin sağlık turizminden elde ettiği gelir de yıllar itibariyle artış kaydetti. Bu rakam; 2019 yılında 307 milyon 767 bin dolar iken, 2022 yılında 1 milyar 12 milyon dolar oldu. 
Türkiye’nin Başkenti ve Anadolu’nun kalbi olan Ankara medikal turizm, termal turizm ve ileri yaş turizminde de gelişen bir şehir durumunda. Kızılcahamam, Haymana, Ayaş gibi ilçelerinde termal kaynakları bulunan Ankara, 12 ay boyunca termal sağlık turizmi yapma potansiyeline sahip. Haymana’daki kaplıca suyunun dünyanın en iyi termal su olarak kabul edilen Fransa’nın ünlü Vichy kaplıcaları ile denk olduğu ifade ediliyor. Ankara’da hastalıklara yönelik tedavilerin yanı sıra, diş hekimliği, fizik tedavi, saç ekimi, estetik cerrahi gibi alanlarda tıbbi hizmet almak da mümkün. Ankara’nın sağlık turizminde önemli avantajlarından biri de fiyatların rekabet edilebilir seviyede olması. Dileyen misafirler, Ankara’ya gelerek hem tedavileri için kendilerini Türk hekimlerine teslim edebilir, hem de kalan vakitlerinde Başkenti ve yakında bulunan Kapadokya gibi, Konya-Mevlana Müzesi gibi, tarihi ve turistik yerleri ziyaret ederek güzel vakit geçirebilir. Sağlık turizmi dünyanın da son yıllarda çok önem verdiği, gelir sağlayan bir turizm çeşidi. Hasta tedavi için geldiği zaman yanında ailesinden biriyle geliyor ve tedavisi bitinceye kadar konaklıyor ve boş kaldığı zamanda çevredeki tarihi turistik yerleri geziyor. Deniz turizmi için gelen ziyaretçi ortalama 700-800 dolar harcarken sağlık turizmi için gelen ziyaretçinin harcadığı para, yaptığı işlemlere bağlı olarak 8 ila 10 bin doları buluyor. Ankara’nın geleceğinde sağlık turizmi çok önemli bir yer edinecek.