Orhan KARADAĞ Süper Lig’in, 100 yılda bir yaşanan (En son böyle bir salgın 1918 İspanyol gribinde yaşanmış) dünya salgını nedeniyle uzadıkça uzayan 2019-2020 sezonunun bitimine iki hafta kaldı. Bu son iki haftada alınacak sonuçlar, takımların kaderini belirleyecek. Koronavirüs salgını nedeniyle verilen yaklaşık üç aylık aranın ardından dönüşte hiç bir takımın ara öncesindeki noktada olmadığı açık seçik ortaya çıktı. Bu süreçte inanılmaz sürpriz sonuçlara imza atıldı. Seyirci desteğini sonuna kadar yaşayan ekipler, bu yoksunlukta sahalarında hiç beklenmedik puan kayıpları yaşadılar. Uzmanlar bunun olacağını defalarca dile getirmişlerdi, sakatlıklar nedeniyle ekipler çok ciddi kayıplar yaşadı. Daha önce de yazmıştım, kimsenin garantisi yok kimin düşeceği kimin şampiyon olacağı belli olmaz diye… Son iki haftaya öncesi tablo ortada… Başkentin köklü kulübü, istikrarsız saha sonuçlarına karşın son iki haftaya girilirken, Galatasaray’ı mağlup ederek, hem güven kazandı hem de taraftarına moral yükledi. Köklü kulüp derken, öylesine yazılmış bir şey değil… 1910 yılında kurulan Ankaragücü, 1959 başlayan bu haliyle Süper Lig’de en çok mücadele eden beş kulüpten biri… Kim mi onlar? Süper Lig’de, Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray 61 sezonun tamamında yer alırken, Ankaragücü ve Bursaspor da tam 50 sezon boy göstermiş. Yani Ankaragücü Süper Lig’in lokomotifidir… Biz başlığa dönelim… Bu aşamada Ankaragücü yönetimine düşenler neler? Ona bir bakalım… Bu kadar uzattığıma bakmayın… Meslekteki 34 yıllık deneyimimle söylüyorum… Bu işin tek sırrı var. O da para… Ankaragücü, Galatasaray karşılaşmasına 11 yabancı oyuncuyla çıktı… Hiç kimse 3 günde arma-forma aşkını özümsemez, anlamaz… Zaten yabancı oyuncu da buraya para kazanmaya geliyor… Bu aşamada, Ankaragücü yöneticileri son iki haftaya girilirken, tüm oyuncularıyla el bebek gül bebek ilgilenmek zorundalar… Dış dünyayla bağlarını koparıp, tamamen 33. haftada Ankara’da oynanacak Antalyaspor ve 34. haftadaki deplasman maçı Denizlispor karşılaşmalarına motive olmalarını sağlamalılar. Şu kritik süreçte, Ante Kulusic-Gerson Rodriguez olayının benzerinin yaşanmasına asla izin vermemeliler… Bir de net bir şekilde, kazanmaları halinde daha terleri soğumadan soyunma odasında futbolculara ödenecek prim miktarını deklare etmeliler…