Güray SOYSAL  BİR KOLTUKTA 2 KARPUZ Gittiği takımlarda Teknik Direktörlükte başarılı olamayan Alpay Özalan, şimdilerde bir koltukta 2 karpuzu taşımak istiyor. Futboldaki teknik direktörlükteki başarısızlığını örtmenin yollarını bu kez siyasette arayan Alpay Özalan, AKP İzmir 2 nci bölgeden 2 nci sırada milletvekili olmak için kollarını sıvadı. Bu futbolcu eskisi, şimdilerde siyasetteki hedefini tutturmak için çaba gösteriyor. Alpay Özalan’ın siyasetteki başarısı 24 Haziran’da ortaya çıkacak. Bu siyasetçi adayı, diğer taraftan da futboldaki Pro Lisans kurslarına da katılıyor. Önce Erzurum, sonra Antalya’daki Pro Lisan kurslarına katılan ortaokul tahsilli Alpay Özalan, futboldaki teknik adamlık konusundaki zirve hesabını tutturmaya çalışıyor. Şimdi sırada 24 Haziran seçimleri var. Bakalım, Alpay’ın teknik Direktörlükteki son durumu ile Milletvekilliği olma isteği birbsiriyle nasıl örtüşecek, hep birlikte görmek istiyoruz. BİRAZ KİKİRDE BAŞKAN Göreve geldikten sonra yönetimin kulübü ne hallere soktuğuna şahit olduğumuz Gençlerbirliği’in Başkanı Murat Cavcav, karşısında duran başarısızlık ve yapamadığı işler için bakın nasıl konuşuyor: “Bu son derece seviyesiz ve saçma açıklamalarıyla hem Arda Çakmak,hem de yazarları kalitelerini bir kez daha belli etmişlerdir. Görseniz fabrikama gelip Başkan Vekili olmak için yalvarırken bu adamın ağzı ah ne eğilmişti. Şimdi bir koltuk hayaliyle, o aynı ağızdan küstahlık ve laubalilik fışkırıyor. “Hukuk görgü kuralları” diye zırva bir ifade kullanmış, anladık “hukuk” onu fersah fersah aşıyor da önce gitsin adam akıllı “görgü kuralları” öğrensin. Hadlerini bilsinler, Gençlerbirliği Spor Kulübü’nden, göz diktikleri Başkanlık makamından ve benden söz ediyorlar. Biz bazılarının kendilerine dahi saygıları olmadığını gördük, fakat iyi bilsinler ki kulübümüze ve bizlere saygısızlık yapanın ben alnını karışlarım. Beni televizyonlarda ve etrafta göremediğinden yakınmış. Ben saygın Gençlerbirliği Spor Kulübü’nün Başkanıyım, sanayiciyim, iş adamıyım. Biz işimizde gücümüzdeyiz. Gerektiğinde basınla bir araya geliriz, buna da basın mensubu arkadaşlarla biz karar veririz. Onun gibi devamlı kameralara kikirdemeye niyetim de yok, vaktim de.” Böyle diyor, anlı şanlı başkan.. Merak ediyorum. Küçük Cavcav biraz “kikirdese de” neler söyleyecek bakalım… BU SEFER Kİ 10 YIL SÜRMESİN Gazetemiz 19 Mayıs Stadı konusunda çok yazı çıktı. Başka kentlere hemen yapılan statlar konusunda Ankara nedense hep ikinci, bazen ise üçüncü plana atıldı. Geçenlerde yapılan açıklama ile 19 Mayıs Stadının yıkım işi nihayet başlıyor. Hem de 10 yıllık gecikme ile.. Arkadaşlarımız o tarihten, bugüne kadar yapılan açıklamaları toplayıp, sütunlarına sununca, şimdi verilen sözlerin yerine gelmesi konusunda yine endişeli oldular. Zira… Konu Ankara olunca verilen sözler pek yerine gelmiyor. Hele hele konudaki problem Günümüzde konu spor olunca, işlerin iyice geri plana atıldığını gördük. Şimdi.. 19 Mayıs Stadı yerine yenisi yapılacak. Bu arada çevre ise Millet Parkı adıyla gerçekleşecekmiş. Elbette vaatler iyi idi. Ancak gerçekleşmesi konusu, Ankara olduğu, hep kenara itildiği için, bu sözlerin ve icraatın ne şekilde ortaya çıkacağı durumdan endişelerimiz var. Bu konuda yanılan tarafın bizden yana olmasını dilerim. BİR ZAMANLAR ANKARA’DA MİLLİ MAÇ OYNANIRDI [caption id="attachment_131123" align="alignright" width="471"] Milli maç hasretliğine[/caption] Tarihi pek çıkaramadım.. Ancak, fotoğrafın bana lütfeden meslektaşım Süreyya Oral’ın söylediğine göre, yıl 1970’lü yılların başında 19 Mayıs Stadında Milli takımımız hazırlık maçından evvel, toplu haldeydi. Milli Takımda olanların bazıları şunlardı: Kaleci Ali, Muzafer, Alpaslan, Ziya, Ergün, Cemil ve diğerleri foto muhabiri arkadaşlarıma poz veriyor. O günlerde Ankara’da ve şimdilerde yıkılmayı bekleyen 19 Mayıs Stadında Başkentliler milli maç seyrederdi. Şimdilerde.. Milli maça uzun zamandır hasret kalan Ankaralılar, yeni stada bu özlemini dindirmek için yine sabır taşına sarılmış vaziyette bekliyor. Bakalım bu hasret ne zaman bitecek? Şimdi ne yapıyor? SEVİM ÇİLİNGİR [caption id="attachment_131124" align="alignleft" width="140"] SEVİM ÇİLİNGİR[/caption] 1933 yılında dünyaya gelen atletizmin bu sessiz emektarı, 20 yıl süre ile pistlerde faal olarak görev yaptı. Bu süre içinde sayısız rekorlar kıran Sevim Çilingir, 13 yaşında başladığı atletizmdeki gönüldaşlığını hala sürdürüyor. 1959’de 800 metredeki 2.35’lik rekoru hala layık olduğu bölgede duruyor. Bu arada tahsiline Ankara İktisadi Ticari Bilimlerde tamamlayan Çilingir, Gazi Üniversitesi Genel sekreterliğinden sonra, emekli oldu. 1957 yılında atletizmdeki faaliyetine son verirken, o hala yaşam biçimi olarak seçtiği pistlere hizmet konusundan kopamadı. Fırsat buldukça boş zamanlarını hep atletizm sevgisi ile tamamlayan Sevim Çilingir, fırsat buldukça dostları gezip tozmakla günlerini dolduruyor. Şu günlerde sağlık problemlerini ortadan kaldırmaya çalışan ünlü atletimiz, hayatında hiç evlilik yapmadı. SİYASETİN ARMAĞANI [caption id="attachment_131125" align="alignright" width="283"]        [/caption] CHP’de politika yaparken, partisi tarafından dışlandı.Ama o hiç küsmedi. Partisinin her çalışmasında yer almaya çalıştı.Tüm bunların yanı sıra, Ankaragücü sevdalısı olarak ortaya çıktı. Hem de bir bayan olarak. Bahsettiğim kişi Aylin Nazlıaka’dan başkası değildi.Ankaragücü’nün Süper Lige çıkmasında katkısı oldu. Sevdiği bu takımını, ne Ankara’da, ne de deplasmanlarda hiç yalnız bırakmadı. Tahsilini yaptığı ODTÜ’deki güzelliğini, Ankaragücü sevdası ile süslemesini bildi. 24 Haziran seçimlerinde onu parlamentoda göremeyeceğiz.Ama, Aylin Nazlıkaya’yı her spor ve bilhassa Ankaragücü maçlarında hep göreceğiz.