Yusuf KANLI Kafalar karışık. Dörtlü koalisyon hükümeti sona erdi ancak sanki elde hazırmış, Ankara perde gerisinde uğraşmış didinmiş ve yeni hükümeti şekillendirmiş gibi bir hava yaratılmıştı. Doğru değilmiş, yaşandı ve görüldü. İlkelerde ve genel siyasette, hele de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kollayıp, güçlendirip idame ettirmekte bir birinden kararlı iki siyasi parti günlerdir görüşmekte, nasıl bir iktidar ortaklığı yapabileceklerini ve hatta öyle bir yolu birlikte yürüyüp yürüyemeyeceklerini tartışıyorlar. Görevlendirme üzerinden günler geçti ancak daha zaman var. Bir protokol yapılabilmesi, bir kadro ortaya konması için henüz zaman var. Her iki genel başkanda ciddi niyet de var. Birikmiş sorunların çözümünü sağlayacak, 50 milletvekillik mecliste 30 sandalye ile Ulusal Birlik Partisi ile Halkın Partisi’nin güçlü bir icraat hükümeti ortaya çıkarması işten bile değilken, vakit kaybetmemek lazım. Ersin Tatar da Kudret Özersay da değer verdiğim, kapasitelerine güvendiğim dostlarım. Onların birlikteliği, Ulusal Birlik Partisi gibi devlet kuran bir partiyle temiz siyaset için ciddi uğraş veren Halkın Partisi’nin işbirliği KKTC için yeni bir umut, yeni bir ufuk olacaktır. UBP-HP hükümeti ciddi bir imkan. Kaçırılmamalı. Afrika’ya beraat… Şener Levent’i çok sevdiğim söylenemez. Afrika gazetesini ise doğrusu işi gücü KKTC’ye ve Türkiye’ye ağır eleştiriler yapan bir yayın organı olarak görürüm. Ancak, ifade özgürlüğü işte böyle bir şey. Bazen gerçekten incitse de ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü gereği katlanmak gerekir. Söz konusu karikatürde, Yunanistan bayrağı önünde antik bir heykel adeta Cumhurbaşkanı Erdoğan›ın kafasına idrarını yapıyormuş gibi görüntülenmekteydi. Karikatürün üzerinde ise “Yunan gözüyle...” yazısı yerleştirilmişti. Tabii ki o meşhur Yunan bayraklı, Roma heykelli Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın portresinin olduğu hem aşağılayıcı hem de ciddi küfür amaçlı karikatür asla kabul edilemezdi. Bahse konu karikatür yayınlandıktan sonra yersiz işler oldu. Afrika gazetesine saldırıldı. Pencereler indirildi, gazeteciler linç edilmeye çalışıldı. Karşı olmak ve eleştirmek ayrı şey, fiziki saldırı ayrı şey. Doğal olarak kınadık o gelişmeleri. Dava açıldı. Dava siyasi şova dönüştürüldü. Levent Şener işi Türkiye düşmanlığı maksadıyla her platformda çığırından çıkartıp propaganda maksadıyla kullandı. Beğenmediği KKTC yargısı ise konuya uluslararası fikir özgürlüğü, basın özgürlüğü kıstasıyla bakıp karikatürün Cumhurbaşkanına hakaret içermediğini ve iki ülke arasındaki ilişkiyi bozduğuna dair mahkemede somut bir ifade olmadığına karar verdi. Hakim kararında politikacıların eleştirilere karşı hoşgörülü olması gerektiğine dair Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına atıfta bulundu ve söz konusu karikatürün kışkırtıcı olmasına rağmen, hiciv yoluyla Yunanistanlıların Türkiyelilere olan bakış açısının anlatıldığını belirtti. Buy değerlendirme ile Lefkoşa Kaza Mahkemesi, söz konusu görselin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret içermediğine ve iki ülke arasındaki ilişkilerin bozulmasına neden olmadığından davanın sanıkları olan Afrika Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Şener Levent ile gazetenin direktör ve köşe yazarlarından Ali Osman Tabak’ı aleyhlerindeki davalardan beraat ettirdi. Tabii ki bu mahkeme kararından da mutlu olmayanlar, eleştirenler oldu. Doğaldır da. Ancak, bu karar KKTC’yi “Türkiye’nin alt yönetimi” diye aşağılayanlar dahil, KKTC’de hür mahkemeler olduğunu ve ciddi cesaret gerektiren kararlara imza atabileceklerini sergiledi.