Güray SOYSAL 12 BİN KİŞİNİN DURUMU İtirazım 19 Mayıs Spor Sitesine giren sporcular ile ailelerinin ne olacağı konusundaki çözümünü bir türlü bulamıyorum. Bu sıkışıklık için sadece Naili Moran atletizm sahasını örnek gösterebilirim. Buraya günde 1000 kişi gelip, spor yapıyor. Tesis yıkıldığında o gençler ve aileleri ne olacağı konusunda en ufak bir açıklama yok. Eylül’den itibaren başlarını sokacak bir spor tesisi aramaya başlayan atletizmseverler, bu konuda ilgilere çeşitli öneriler sunuyor. Bu önerilerin başında, şu an uyuşturucuların ve serserilerin mekanı olan İskitler’deki boş arazi gösterilebilir. Eskiden Ata ve Demir sanayi olarak tanınan bu boş arazinin, sporseverlere verilmesinden yanayım. Bilindiği gibi 19 Mayıs Spor sitesi içinde sadece atletler bulunmuyor. Bu tesiste Tenis, Eskrim, Futbol, Boks, Yüzme, Halter, Güreş, Tekvando, Bocce, Atıcılık, Okçuluk ve Cimnastikçilerin arı gibi faaliyetleri herkes tarafından biliniyor. Tek vasıta ile Ulus’a gelip-giden sporcu ve ailelerinin önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak bu ıstırabına son vermek, sporumuzu yönetenlerin başlıca işleri olmaları gerektiğini bir kez daha hatırlatırım. Anlaşılan… Bu ikazım sadece bu yazı ile son bulmayacak. Ben, o yöneticileri bıktırana ve tesisler yapılana kadar yazmaya devam edeceğim. Bu böyle biline… KÜME DÜŞEN KULÜBÜN SON HALİ Spor-Toto Süper Lig'e 29 sene sonra İlhan Cavcav Sezonuna veda eden Gençlerbirliği 19 Mayıs Stadyumu'nda son maçına çıktı. Ümit Özat ile Süper Lig bitmeden bir hafta öncesinde yollarını ayıranlar, neden bu duruma düştüklerine bir kez daha şahit oldular. Tribünler, her zamanki gibi, yine sessizdi. Taraftar ise, artık bir avuç değil, sadece birkaç kişiden ibaretti. İşte, onlardan son vefalı taraftarın fotoğrafı. Gerisini siz düşünün. SÖZÜNÜZDE DURUN Elimde 24.09.2016 tarihli Hürriyet gazetesinin Ankara eki duruyor. Bu ekin spor sayfasında, zamanın Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın sözü dikkatimi çekti. O Bakan, verdiği sözde, 19 Mayıs Stadının yıkılıp, yerine yenisinin yapılacağını söylemiş. Hem de 2 yıl içinde… Sonra O Bakan memleketi olan Samsun’daki büyük organizasyon yapılırken, görevden alındı. Sonra… İşimiz ve gücümüz, uyutulmak olduğu için, yerine gidenin yerine gelen olduğu için, Rizeli Osman Aşkın Bak, 19 Mayıs konusuna el attı ve en kısa zamanda bu tesisin hizmete gireceğini söyleyip, durdu... Son Bakan’ın ne yapacağını, şimdilik bekleyip duruyoruz. Elimizdeki bu belge kaldı. Anlayacağınız, o günün Bakanı 24 Eylül 2016 günkü gazeteye bu beyanatı vermişti. Alınan onayda, 19 Mayıs stadının, Trabzon, Eskişehir ve Gaziantep’teki yeni statlarla birlikte hizmet gireceği müjdesi verildi. Bu üç stat bitti ve hizmete girdi. Ama… 19 Mayıs Stadı hala “Tarihi ve turistik” görüntüsüyle, yerinde sırıtıp duruyor. Yani… 19 Mayıs Stadının yerine yapılacak stat 2018’de bitmiş olacaktı. Oysa… 2018’in ortalarına geldiğimiz şu günlerde henüz 19 Mayıs Stadının yıkılması bile söz konusu değil. Anlayacağınız… Sporun sorumluları verdikleri sözlerinde bir türlü durmuyor. Ondan sonra kalkıp “Politikacılar şöyle-böyle” demeye kimsenin hakkı olmayacağı görüşündeyim. Bilmem yanlış mı söylüyorum, acaba?… İsterseniz, yukarıdaki küpüre bir kez daha bakın… İSİM BABASI KİM OLMALI? Defalarca yazdım, ama dikkate alan pek olmadı. Süper Ligin adı, geride kalan dönemde İlhan Cavcav oldu. Buna karşı çıktım. Çünkü, İlhan Cavcav’dan önce Türk futboluna hizmet edenler vardı. Bunlardan birisi, Orhan Şeref Apak, diğeri Hasan Polat’ın olduğunu defalarce yazdım. Sonunda yine bildiklerini okudular. Şimdi önümüzde bir isim konusu yeniden gündemde duruyor. Önümüzdeki sezon Bu iki isimden birisi olmalı. Bu sözlerimin yine kulak arkasına atılacağını da biliyorum. Gerek Orhan Şeref Apak, gerekse Hasan Polat’ın Türk futboluna ne gibi işler yaptığını bilinmiyorsa, o kişilerin adına açılan internet sayfalarına bir göz atılsa, sözümün ne denli doğru olduğunu görecekler. Bu doğruluğu bir kenara bırakıp, geçenlerde vefat eden hakem Doğan Babacan’ın ismini ön plana çıkartmak isteyenler Apak ve Polat isimlerini bir kez daha düşünmelerini tavsiye ederim. Şimdi ne yapıyor? NACİ ARKAN [caption id="attachment_129533" align="alignright" width="400"] NACİ ARKAN[/caption] 19 Mart 1946’da Zonguldak’ta dünyaya gelen spor yazarlarımızdan Naci Arkan, Galatasaray Üniversitesi Kimya Mühendisliğini bitirdikten sonra, 1973 yılında Necmi Tanyolaç’ın yanında spor servisinde işe başladı. Daha sonraları Güneş, Fotospor, Günaydın, Hürriyet ve Türkiye gazetelerinde çalıştı. Birçok gazetenin spor müdürlüğü görevinde bulunan Naci Arkan daha sonraları 4 yıl TSYD Genel Başkanlık koltuğunda başarılı işlere imza atarak oturdu. Sürekli Sarı Basın Kartı sahibi olan bu sportmen spor yazarı 1983 yılından beri Nurper hanımla evli bulunuyor. Arkan ailesinin Görkem ve Yağız adlı iki çocuğu bulunuyor. Yılların başarılı spor yazarı, şimdilerde emekliliğin tadını ailesiyle birlikte yuvasında çıkartıyor. GÜZEL ADAMDI Yıllar öncesinde tanımıştım onu. Sapına kadar spor adamıydı. Türkiye’de Masa Tenisinin ne olduğunu kimsenin bilmediği bir dönemde, o büyük cesaret gösterip, bunu beyinlerimize kazımıştı. Sadece Masa Tenisi değil, spor adamlarının başı sıkışsa, hep kurtarıcı durumunda görmüştük onu.. Her zaman abi, kardeş ilişkimizle, hayatımızı geçtiğimiz Cuma gününe kadar, sürdürdük. Aynı Dernek ve Cemiyetin üyesiydik. Şimdilerde Ali Abalı abim yok. Dostlarımız birbir gidiyor. Ne diyelim. Emir büyük yerden gelince boynumuz eğik kalıyor. Tıpkı Ali abimde olduğu gibi. Ona rahmet, çok saygı duyduğum eşi, oğlu ile sevenlerine başsağlığı diliyorum.