Güray SOYSAL SPORDA İYİ İŞLER DE YAPILIYOR Başkent Ankara’nın spordaki fakirliğini ve kimsesizliğini her fırsatta dile getirdim ve bundan sonra da getireceğim. Ancak... Gazeteciliğin hep eleştiri olmadığını kabullendiğimden, iyi işler de yapıldığında onları gündeme taşımakta görevimiz olduğu rahatlıkla söyleyebilirim. İyi işlerin başında Bakan Mehmet Muharrem Kasapoğlu sayesinde, başarılı sporculara mevcuda ilaveten 24 Vakıf üniversitelerine daha kapılarının sonuna kadar açılmasındaki mutluluğu da dile getirmek zorundayım. Bilindiği üzere, daha evvel imzalanan 28 vakıf üniversitesine yeni protokolla 24 vakıf üniversitesi daha eklenince rakam bir anda 52’yi buldu. Yani üniversitelerde okuyan başarılı sporcularımızın, hem eğitimlerinde, hem de spordaki gelişimleri için imzalanan protokol gündeme oturdu. Bakanlık Merkez Bina'da gerçekleştirilen imza törenine Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ile Alanya Hamdullah Emin Paşa Üniversitesi, Ankara Medipol Üniversitesi, Antalya Akev Üniversitesi, Antalya Bilim Üniversitesi, Avrasya Üniversitesi, Beykoz Üniversitesi, Çağ Üniversitesi, Demiroğlu Bilim Üniversitesi, Doğuş Üniversitesi, Hasan Kalyoncu Üniversitesi, Işık Üniversitesi, İstanbul Arel Üniversitesi, İstinye Üniversitesi, İbn Haldun Üniversitesi, İstanbul Kent Üniversitesi, İzmir Ekonomi Üniversitesi, İzmir Tınaztepe Üniversitesi, Kapadokya Üniversitesi, KTO Karatay Üniversitesi, Nuh Naci Yazgan Üniversitesi, Nişantaşı Üniversitesi, Piri Reis Üniversitesi, Toros Üniversitesi ve Özyeğin Üniversitesi rektörleri, federasyon başkanları ve milli sporcular katıldı. Sporumuzun gelişimi için bu desteğin büyüklüğünü özellikle yeniden dile getirmek zorundayım. Bu konuda emeği geçenleri yeniden kutlarım. Darısı Başkent Ankara’nın sessiz çığlığına verilecek cevapta... BU KADIN YÖNETİCİLERE BRAVO 64 Federasyonu sahip olan erkek egemenliğindeki Türk sporunu şu anda 3 kadın yöneticimiz var. Bu sayı oldukça az. Türk sporunun kadın yöneticileri, futboldan, yelkene, oryantiringten, satranca kadar birçok branşın yönetiminde öne çıkıyor. Branşlarında öne çıkan kadın yöneticiler, Yelken Federasyonu Başkanı Özlem Akdurak, Oryantiring Federasyonu Başkanı Hacer Akyüz, Satranç Federasyonu Başkanı Gülkız Tulay, görevlerini erkekleri kıskandıracak şekilde başarıyla yürütüyor. Bu kadınlar grubunda yer alan Gülkız Tulay bu konuda şunları söylüyor: "Başarmaları için, kadınlarımıza fırsat yaratılmasının, yol gösterilmesinin yeterli olacağı kanısındayım. İstiyoruz ki, Türkiye’de kadın istihdamı artsın, kadın yönetici pozisyonundaki iyi örnekler her sektöre, yaşamın her alanına yayılsın. Spor Hizmetleri Genel Müdürlüğünün verilerine göre 64 federasyon içinde yapılan değerlendirmede, en fazla lisanslı kadın sporcuya sahip federasyon olarak öne çıktık. Tüm spor branşları geride bırakan satranç, 321 bin lisanlı sporcusu ile son yıllarda kadınlar arasında en çok tercih edilen spor dalı oldu. Görüyoruz ki, doğru hedefe, doğru hamleler yapıyoruz" Bitmedi... Türk kadınının sporda varlığını kanıtladığını kaydeden Türkiye Yelken Federasyonu Başkanı Özlem Akdurak da şöyle konuşuyor: "Spor camiamızın her kademesinde, son dönemde sayıları hızlıca artan kadınlarımız, zekası, çalışkanlığı, bitmez tükenmez enerjisi, ilkelerine bağlılığı ve tüm zorluklara rağmen eksik etmediği şefkatiyle, sporumuzu daha üst seviyelere taşımaktadırlar. Ne mutlu bize ki, 1936 Berlin Olimpiyatları'nda ilk kadın sporcuyla var olma serüvenimize yelken camiası olarak 2020 Tokyo Olimpiyatları'na kota almış iki kadın sporcumuzla ve madalya ümidi ile devam ediyoruz." "Tüm günleri kadına hediye etmek gerekir" diyen Türkiye Oryantiring Federasyonu Başkanı Hacer Akyüz ise şöyle konuşuyor: "Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ünde ifade ettiği gibi; 'Yaşamın en güzel rengi, hatta tüm renkleridir kadın. O renkleri soldurmamak gerek. Kadınların önce insan olduğunu kabul etmek gerekir.. Dünyayı ancak bu ruh değiştirebilir. Daha iyi bir toplum, daha aydınlık yarınlar için erkek ve kadın birlikte hareket etmeli.” Bu 3 kadın yönetici ile ne kadar gurur duysak az değil mi? Helal olsun onlara... Unutulmayanlar / ERMAN KUNTER 8 Ekim 1946 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Erman Kunter orta öğrenimi Gökçeada Atatürk Öğretmen okulunda yaptı. Daha sonra Galatasaray Lisesini bitiren Erman Kunter, İTÜ’de yüksek öğrenimini tamamladı. Roksan Kunter’in babası da olup, Basketbol hayatını Beşiktaş, Yenişehir Meysu, Eczacıbaşı, Fenerbahçe ve Çukurova Sanayiinde devam eden Erman Kunter, 1988 senesinde Fenerbahçe’de oynadığı dönemde Hilalspor maçında 153 sayı atarak Türk Basketbol tarihinde ‘bir maçta en çok sayı atan basketbolcu’ rekoruna sahip oldu. İlk yarıda attığı 81 sayıyla ise, bir devrede en fazla sayı üreten basketbolcu olarak tarihe geçti. Faal basketbolculuk hayatını kapattıktan sonra teknik direktörlük yaptı. Bu takımlar Darüşşafaka, Beşiktaş, Erkek Milli takım, Galatasaray, Cholet Basket, Asvel Basket ve Le Mans gibi takımları çalıştırdı. Genç milli takımlarda da dahil olmak üzere 213 kez Ay-Yıldızlı formayı giyme başarısını gösteren bu büyük basketbol adamı milli forma altında 3699 kez potalara sayı bıraktı. SPORDAKİ U DÖNÜŞÜ Melanet Korovanirüs insanları nasıl kepaze ettiğini görüyoruz. Alınan tedbirlerle bu işin altından kalkmaya çalışıyoruz. Bakan Kasapoğlu, işin vehametinden dolayı, 3 Federasyon Başkanı ile acil toplantı yapıp, önlemlerin alınmasını sağladı. Buraya kadar herşeye olumlu bakabiliriz. Ancak... Spor sadece futbol, basketbol ve voleybol olmadığını bilenlerdeniz. Diğer Federasyonlardan neden görüş alınmadığını da öğrenmek isteriz. Sonra... Futbolumuzun 1 hafta seyircisiz oynatıldığından yola çıkarsak, hemen ertesi hafta çark edilip, maçların tümden ertelenmesi kararının, futbolumuzun ne denli dağınık çalıştığını gördük. Sonuç olarak... Alınan erteleme kararının doğruluğu, keşke bir hafta öncesinden alınsaydı da, ortaya bu U dönüş manzarası çıkmasaydı.