Gerek tatil, gerekse meslek çalışmalarım için ne zaman İstanbul’a gelsem adım başı önüme çeşitli renklerde besili kediler çıkmaktadır. İstanbul’un kediler Norveçli bir gazetecinin de dikkatini çekmiş olmalı ki “Kedisi bol bir şehir: İSTANBUL” başlığı ile bu kedi konusunu okuyucularına aktarmıştı. Bende geride bıraktığımız aylar da bu konuyu bu köşemden okuyucularıma sunmuştum. İstanbul’da yaşayan kedilerin pek çoğunun özel bir görevi olduğunu sonradan öğrendim. Ana caddeler dâhil, gıda maddesi satan her türlü işyeri, lokanta, pastane börekçinin kapısında bir kediye ait yiyeceği, içeceği suyu bulunmaktadır. Hatta bazı firmalar kapılarına kedi evleri bile koymuştu. Sabah karınlarını doyuran bu kediler, daha sonra park halindeki özel araçların üstüne çıkarak uyumaktadırlar. Akşam ise kapılarını müşterilerine kapatanın bu yerler de kediler fare nöbetine başlamaktadırlar. Bu kedilerin bir özellikleri ise insanlarla ilişkilerinin son derece samimi olmalarıdır. Konumuz kedilerden açılmışken Ayasofya’nın ünlü kedisi Gli’den bahsetmemek olmaz. Tedavisi için götürülen veteriner de ölen Gli hemen hemen dünyanın en ünlü kedilerinden biri olarak tarihe geçmiştir. Uzun yıllar Ayasofya’nın içinde yaşamını sürdüren bu tatlı yaratık. Ayasofya’yı ziyaret eden ABD’nin eski Başkanı Barack Obama tarafından da sevilmiştir. Ayasofya’yı ziyaret eden yerli ve yabancı ziyaretçilerin fotoğraf makinelerine de ciddi pozlar veren Gli artık aramızda yok. Bu arada CHP Genel Merkez’inde kadrolu bir kedinin bulunduğunu da duydum. Şero adlı güzel tüylü bu kedi sosyal medyada da gündemin konusu oluyormuş. İngiltere Başbakanlık konutu, Downing Sokağı’nda ki 10 numarada bulunmaktadır. Konutta çoğalan fareleri yok etmek için 2011 yılında Larry adlı bir erkek kedi alınmış. İki renkli kedi ilk başta görevini iyi yapmışsa da sonraları aylarda işini biraz hafife almış. Kadrolu kedi kovulmanın eşiğinde iken, ikinci bir şansla tekrar başbakanlık konutunda kalmıştır. Kedisi bol bir kent dediğimiz İstanbul’un bu özelliğini Japon seyyah ve kedi sever Mayu Koga iki hafta mega kentin bütün cadde, sokak ve parklarını dolaşarak yüzlerce fotoğraf çekerek ülkesine dönmüş. Mayu Koga 2015’te Beyoğlu ile kardeş ilçe olan Bunkyou’da birbirinden güzel kedi fotoğraflarını Japon halkının beğenisine sunmuştur. Yunus Emre Enstitüsü’nün katkıları ile Tokyo’da açılan Türk Kedisi fotoğraf sergisi büyük ilgi görmüştür. Ankara’da pursaklar da üç katlı bir apartmanın giriş katında yaşayan Nazmiye Şevval ile 17 yaşındaki kardeşi İrem gece geç vakitler de nedeni bilinmeyen yangın sırasında odalarında mışıl mışıl uyuyorken, evlerinin yandığından bi haberler. Taki küçük yaşta alıp adını Cengizhan koydukları sevimli kedilerinin kendilerini uyandıracağı ana kadar Cengizhan alevler arasından kızların odasına dalarak onları uyandırmakla, bir faciayı önlemiş oldu. Gelen itfaiye yangını söndürürken kahraman Cengizhan’da evde sıkıştığı yerden itfaiye erleri tarafından kurtarılmıştır. Ülkemizde pek çok kedi sever ünlü bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi de Hürriyet Gazetesi Genel yayın Yönetmeni Ahmet Hakan’dır. Gazete ki köşesinde zaman zaman Sekter adını verdiği kedisinden bahsetmektedir. Nitekim son olarak Ayasofya’nın kedisi olan Gli için içten gelen samimi duygularını belirten bir köşe ayırmıştır. İzmir depreminde enkazlar altından her ne kadar pek çok insanımız sağ ve yaralı olarak çıkarıldıysa da o nispetle ev kedileri kurtarma ekipleri tarafından enkazlar altından çıkarılmıştır. İzmir Büyükşehir Belediyesi canlı ve yaralı kurtarılan aşağı yukarı evcil kediyi bir barınakta kontrol altına almıştır. Bakım altında tutulan kediler daha sonra sahiplerine verilecektir. Sahipleri ölen kediler ise sahiplenmek isteyen kedi severlere teslim edilecektir. Asırlar boyu bizimle iç içe yaşamış olan bu canlıları sevelim onların insan sevgisine ihtiyaçları olduğunu unutmayalım.